10 Kasım Edebiyatı Taqiyyeci İslamcılar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Aralık 2018
Bir yandan
tasfiye ediliyor, öte yandan
10 Kasımda bazılarının
diye feryat etmelerini anlamak kolay da, birilerinin onlarla beraber ah Atam diye hıçkırıp ağlamalarını anlamak zor.
M. Kemal’in büyük devrimlerinden biri şapka devrimidir. Bu 10 Kasımda ah Atam diye dövünen siyasetçilerin, bürokratların, sivillerin başlarında şapka yoktu. Bu ne yaman çelişkidir! Sen hem Atatürkçü ol, hem şapkasız gez, olacak şey midir bu…
İslamcılar arasında da
diye ağlayanları gördük. Merhum üstad Necip Fazıl sağ olsa ve
gazetesini yayınlasaydı acaba bu 10 Kasımda neler yazardı?
Bu vasiyetnamede neler yazılıdır ki, gizlenip duruyor?
Bu ne biçim bir Atatürkçülüktür ki, son istekleri yerine getirilmiyor?
M. Kemal o vasiyetnamede
Hakkında şimdiye kadar on binlerce kitap, risale, sözde ilmî makale yazılmış olmasına rağmen
M. Kemal anlaşılamaz.
M. Kemal’in anlayabilmek için
ve başka devletlerin
gerekir.
M. Kemal’in Balkan harbindeki durumu ile ilgili kitaptan İstanbulda iki nüsha vardı, bunlar
Türk hükümeti, İstiklal Harbi devrine ait İngiliz gizli belgelerinin,
ve bu istek yerine getirilerek belgeler karanlıkta bırakılmıştır.
M. Kemal’in doğum tarihi ve yeri…
M. Kemal’in akraba ve taallukatı…
Bilhassa Yunanistan’daki belgeler, yazılmış kitaplar… İsrail’de, Türk araştırıcılara açık olmayan arşiv bölümleri… Osmanlı hanedanı mensuplarına ait ait özel belgeler…
Ailenin isteği üzerine bu belgeler imha edildi ama acaba suretleri var mıdır?
M. Kemal Sultan Vahdettin’in kızı
olmak istemişti… Zaten yaverdi, bir de damat olsaydı…
Son 10 Kasımda
diye ağlayan, bel büken İslamcılar…
Bediüzzamanlar, İskilipli Âtıf efendiler, Şeyh Erbilli Es’ad, Şeyh Abdülhakim Arvasî, Şeyh Said, Şeyhülislam M. Sabri… Trabzon mebusu
… Hani şu
Şapka isyanları… İstiklal Mahkemeleri… Asılanlar… Şapkra kanunu için olur mu böyle şey diyen bohçacı kadın
Taqiyyeci İslamcılar…
Biri şöyle dese: Türkiye devletinin bir anayasası vardır. Temel kaynak odur, başka kanunlara ve nizamlara lüzum yoktur… Böyle diyen ne yapmıştır? Saçmalamıştır…
İslam dininin ana ve temel kaynağı Kur’andır, başka kaynağa lüzum yoktur diyen hafif bir Müslüman da böyle saçma bir laf etmiş olur.
İslam dininin,
Ana temel kaynak Allahın Kitabı Kur’andır… İkinci ana kaynak Resulullahın
Sünnetidir… Üçüncüsü icmâ-i ümmettir… Dördüncüsü Kur’anda ve Sünnette bulunmayan bir konuda müctehidlerin, fakihlerin ve ulemanın kıyas yoluyla hüküm koymasıdır.
birçok fırkaları ya Sünneti hiç kabul etmiyor, yahut hafife alıyor.
Fıkhı ve fıkıh mezheplerini kaldırmak istiyorlar. Sünnet kabul edilmeyince veya hafife alınınca fıkıh yıkılır,
Şu
bakınız. Ne zengin mozaik!.. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, her biri ayrı telden çalıyor. Reformcular, Sünneti aradan çıkartınca ne acayip ictihadlar yapıyor, ne garip görüşler ileriye sürüyor, ne hezeyanlar kusuyor.
Recmi inkar edenleri… Ehl-i Sünnet Müslümanlığını
diyerek aşağı görenleri… Tesettürü inkâr edenleri… Teravih namazını inkâr edenleri… Namaz üç vakitte kılınabilir diyenleri… Evliyaullahı müşrik ve kâfir ilân edenleri…
bir kısmı su katılmadık Kemalisttir. Bir kısmı laiktir. Bir kısmı Latincidir.
çeşit çeşittir ama hepsi de tek ana amaçta birleşmiştir:
İslam Protestanlığı cereyanlarının büyüklerinden biri Fazlurrahman ekolüdür. Bunlar taqiyye yapar, dıştan Sünnîymiş gibi görünür.
İslam Protestanlarının en büyük korkusu icazetli Sünnî ulema ve fukaha yetiştiren İslam Medreselerinin (Medâris-i İslamiyye) tekrar açılmasıdır. Böyle medreseler açılır ve yeni Şeyhülislam Mustafa Sabri’ler, Muhammed Zahid el-Kevserî’ler, Elmalılı Hamdi’ler, Yusuf İsmail en-Nebhanî’ler, Ahmed Zeyni Dahlan’lar ve benzeri Sünnî ulema ve fukaha yetişirse Protestanlığın, İslamcılığın, reformculuğun balonları patlayacaktır.
Bütün Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanları Resulullah Efendimizin Sünnetine sımsıkı sarılmalı, Sünneti dinimizin ve Şeriatimizin ikinci ana kaynağı olarak kabul etmeli, mütevatir ve sahih hadislerin inkarına karşı çıkmalı, İslam dininin hükümlerini dört mezhepten birine bağlı olarak hayata uygulamalı, mezhepsizlik ve telfik-i mezahib bid’atinden uzak durmalıdır.
Bugünkü İslam Protestanlığının kurucusu şu meşhur Farmason Cemaleddin Afganî’dir.
Afganî denilince onun mason tilmizi Abduh’u ve Reşid Rıza’yı hatırlamamak mümkün müdür? Üç ayaklı sacayak… 13 Kasım 2012