Miladî 2012 takviminin

15 Kasım Perşembe

günü,

1 Muharrem 1434

hicrî tarihine rast gelmektedir yani

Müslümanların yılbaşısıdır.

Bütün din kardeşlerimin yeni yılını tebrik eder sıhhat, afiyet, selamet ve uyanıklık dilerim.

Asr-ı Saadet’te Mekke feth olunduktan sonra Mekke’den Medine’ye hicret bitmiştir. Lakin Kıyamet’e kadar başka hicretlerin kapısı açıktır. Aşağıda sayacağım hicretler Müslümanların üzerine vacib ve gereklidir.

Birincisi:

Günahtan

(Mâsiyetten)

taate

(Allaha itaat edip kulluk vazifelerini dosdoğru yapmaya)

hicrettir.

İkincisi:

Esaret ve zilletten şer’î hürriyet ve izzete hicrettir.

Üçüncüsü:

Dine sokulan bid’atlerden Sünnete hicrettir.

Dördüncüsü:

Bozuk itikattan sahih itikada hicrettir.

Beşincisi:

Bînamazlıktan musalli Müslüman sıfatına hicrettir, yani namaz kılmayan fasık statüsünden namaz kılan statüsüne geçmektir.

Altıncısı:

Münferid

(tek başına)

namaz kılmaktan, cemaatle namaz kılmaya hicrettir.

Yedincisi:

Cahillikten ilme hicrettir.

Sekizincisi:

Müslümanların bu coğrafyada bin yıldan fazla bir müddet kullanageldikleri

Kur’an ve İslam yazısıyla Türkçeyi okuyamaz ve yazamaz olmak karanlığından, okuryazarlığa hicrettir.

Dokuzuncusu:

Tefrikadan, bölünmüşlükten ittihada ve birliğe hicrettir.

Onuncusu:

Karanlık, fırtınalı, yağmurlu gecede çobansız sürüler durumunda olmaktan;

ehliyetli ve liyakatli bir İmam-ı Kebir’e biat ve itaat etmiş

tek bir Ümmet olmaya hicrettir.

On birincisi:

Gafletten uyanıklığa hicrettir.

On ikincisi:

Gevezelikten, zevzeklikten, mâlâyâni boş laflar edip boş yazılar yazmaktan hikmete hicrettir.

On üçüncüsü:

İsraftan kanaate hicrettir.

On dördüncüsü:

Kadınların ve kızların açıklıktan veya şeytanî sözde tesettürden şer’î tesettüre hicret etmeleridir.

On beşincisi:

Zinadan, fuhşiyattan, başkalarının eşlerine, kızlarına, analarına, bacılarına kötü gözle bakmaktan iffet, hayâ ve namusa hicrettir.

On altıncısı:

Din bezirgânlığından, mukaddesat sömürüsünden ihlâsla rızaen lillah hizmete hicrettir.

On yedincisi:

Kötülükler karşısında alçakça suskun kalmaktan

(cebanetten)

şecaate hicrettir.

On sekizincisi:

Cimrilikten cömertliğe hicrettir.

On dokuzuncusu:

Oburluktan, tıkınmaktan, aşırı yiyip içmekten kanaate hicret etmek, acıkmadan sofraya oturmamak, sofradan doymadan kalkmaktır. l

Yirmincisi:

Sokaklarda, çarşılarda pazarlarda açık yerlerde halkın içinde yiyip içmek mürüvvetsizliğinden mürüvvete hicrettir.

Yirmi birincisi:

Sabahleyin seher vakitlerinde leşler gibi uyumaktan, vaktinde yataktan kalkıp namaz kılmaktır.

Yirmi ikincisi:

Evlerdeki şeytan ve Deccal vizyon cihazlarındaki İslama ve Şeriata aykırı programları seyr etmek fısk ve fücurundan lanetli cihazları atıp ıslaha yönelme hicretidir.

Yirmi üçüncüsü:

Gurur ve kibirden tevazu ve alçakgönüllülüğe hicrettir.

Yirmi dördüncüsü:

Hiç zekat vermezlikten yahut zekatı doğru dürüst yerli yerinde vermezlikten; zekatı Kur’ana, Sünnete, Şeriata ve fıkha uygun olarak hak eden hakikî şahıslara vermeye, tüzelkişilere (Derneklere, vakıflara, cemaatlere) vermemeye hicrettir.

Yirmi beşincisi:

Hoppalıktan, züppelikten, kahkahalardan, hoplayıp zıplamaktan, aşırı eğlenmekten; nezih bir hayata ve hikmetli hüzne hicrettir.

Yirmi altıncısı:

Hep dünyaya dönük olmaktan, dünya için dünyada kalacağı müddet kadar, âhiret için orada kalacağı kadar himmete hicrettir.

Yirmi yedincisi:

Gaddarlıktan merhamete hicrettir.

Yirmi sekizincisi:

Zulümden adalete hicrettir.

Yirmi dokuzuncusu:

Sefahatten

(beyinsizlikten)

akl-ı selime hicrettir.

Otuzuncusu:

Nefsini beğenmekten ve ucbtan; nefs-i emmâresini hor görmeye ve kınamaya hicrettir.

Otuz birincisi:

Darülhapbten Darülislama hicrettir.

Otuz ikincisi:

Zalimleri alkışlamaktan, pohpohlamaktan, yağcılık ve yalakalık yapmaktan, meddahlıktan; hikmetli ve adaletli şekilde tenkide, uyarmaya, bilgilendirmeye, ıslaha hicrettir.

Otuz üçüncüsü:

Kötülüklere kanıksamış ve alışmış olmaktan

maruf ile emr etmeye ve münkerden nehy etmeye

hicrettir.

Otuz dördüncüsü:

Bedevîlikten medenîliğe hicrettir.

Otuz beşincisi:

Kabalıktan, hoyratlıktan, vurup kırıcılıktan, kalp kırmaktan, gönül yıkmaktan; inceliğine, nezakete, hilme, afve, hoş görmeye,

kötülüğü iyilikle def’ etmeye hicrettir.

Otuz altıncısı:

Cemaat, meşreb, hizip, fırka, tarikat, grup,

sekt taassubundan

, militanlığından, holiganlığından, çılgınlığından ve dengesizliğinden; bütün

Müslümanları kardeş bilip kucaklamaya, itidale hicrettir.

Otuz yedincisi:

Katı kalplilikten, kuru gözlülükten kalp yumuşaklığına ve ağlayan gözlere hicrettir.

Otuz sekizincisi:

İnsanların gizli ayıp, günah ve çirkinliklerini görmekten, onları ifşa etmekten;

gizli ayıp ve günahlara karşı karanlık gece gibi olmaya hicrettir.

Otuz dokuzuncusu:

Gıybet, nemime ve diğer dil afetlerinden;

keff-i lisana ve sükûta hicrettir.

Kırkıncısı:

Allahın gazap ve azabından O’nun rahmetine, keremine iltica ve bunun esbabına ve vesilelerine hicrettir.

Not:

Hicrî kamerî takvimin iki üstünlüğü:

1. Hicrî takvim hesabıyla bir insan daha fazla yaşar.

2. Hicrî takvime göre verilen zekâttan fakirler yılda on gün daha fazla yararlanır.

Müslümanların dikkatine:

Sizin dinî takviminiz Frenk takvimi değil, İslamî hicret takvimidir.

Hicrî takvimin aylarını öğreniniz. Hicrî takvimin hangi ayında ve gününde olduğunuzu biliniz. Evinize ve işyerinize hicrî takvim asınız. İslam kültürüne, medeniyetine, takvimine, İslamî ölçü ve kıstaslara yabancı kalmayınız.

Milâdî Frenk takvimi elbette katı bir realitedir, resmî veya sivil işlerin yüzde 95’i ona göre ayarlanmıştır ama sizin

gönlünüz yine de hicrî İslamî takvimden yana olsun.

Sultan Abdülhamid Han hazretleri

zamanında Osmanlı Müslümanları miladî takvimi kullanmazlar, miladî takvimi bilmezlerdi. Hattâ o tarihlerde çıkan gazetelerin çoğunda Frenk takvimi hiç yazılmazdı.

Dünyada çeşitli medeniyetler olduğu gibi çeşitli takvim sistemleri vardır.

Müslümanların takvimi hicret takvimidir.

Şehr-i Muharrem

mübarek ve müteyemmen bâd! 12 Kasım 2012