19 Mayıs Hurâfeleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 25 Kasım 2018
Son yüz yıllık tarihimiz konusunda korkunç bir kirlilik ve çarpıtma var. Tarih adına, balığın kavağa tırmanması mavalları ve masalları üretilmiştir. 19 Mayıs mitolojisi ile gerçek tarihin alâkası yoktur… İnkâr edilemez bazı gerçekleri sıralıyorum:
2. Samsun’a onun emri ve bilgisi ile gitmiştir.
4. Samsuna ulaştıktan sonra,
bunların başına
, birinin altına
, diğerinin altına
yazmıştır.
5. M. Kemal Paşa, İstanbul’da iken
bilahare Halife olan Abdülmecid Efendinin oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi ile nikâhlanmıştır.
6. 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışında M. Kemal bir konuşma yapmış,
demiştir.
bir Cuma günü, Hacıbayram camiinde
8. Meclisin açılışından önce Ankara Valiliği tarafından
9. M. Kemal ve diğer İlk Büyük Millet Meclisi meb’usları (milletvekilleri),
diyerek yemin etmişlerdir. (Dikkat buyurulsun: Vatandan ve milletten önce Hilafet ve Saltanat yazılmıştır. Paşa da bu yemini yapmıştır.)
10. O tarihte Anadolu Müslümanları İslam’a, Kur’ana, Şeriata, mukaddesata, Padişah’a ve Halifeye, Saltanat-ı Osmaniyeye sımsıkı bağlı idiler.
***
Dönmeler, Kriptolar yukarıda on madde olarak özetlediğim gerçek tarihten hiç bahs etmezler. Onlara göre, M. Kemal laik bir Cumhuriyet kurmak için kendiliğinden Samsun’a gitmiş, Padişaha kafa tutmuştur.
Tarihimizi konvansiyonel yalanlardan, düzme hurafelerden, Dönme dolaplarından temizlememiz gerekiyor.
Millî tarihimiz, resmî ideolojinin, M. Kemal’in ölümünden sonra düzülmüş Kemalizin âleti olmamalıdır.
Okullarda düzmece mitolojik tarih okutulmamalı, gerçek tarih okutulmalıdır.
Tarihî gerçekler tersine çevrilmemeli, aklar kara, karalar ak gösterilmemelidir.
Ucuz kahramanlar fabrike edilmemelidir.
Yâver-i Hazret-i Şehriyarî M. Kemal Paşa hazretleri, duhter-i pakize-i Hilâfetpenâhî ile evlenip, Damad-ı Halife-i Müslimîn olmuş olsaydı, bugün nasıl bir yakın tarihimiz olacaktı?
Oruç tutmak sadece açlık ve susuzluk değildir. Oruçlu Müslüman, oruca zarar veren her türlü ahlâksızlıktan uzak durmalıdır. Uzak durulması gereken günahlar ve ahlâksızlıkların bazısını sayıyorum:
1. Müslüman sadece oruçlu olduğu zaman değil, her zaman göz zinası günahından uzak durmalı; başkalarının analarına, karılarına, eşlerine, zevcelerine şehvetle bakmamalıdır. İslam iffet dinidir, böyle bakışları hoş görmez onlara izin vermez. Göz zinası büyük eşekliktir.
2. Müslüman hiçbir zaman gıybet etmemelidir. Devamlı olarak gıybet etmek büyük günahtır ve eşekliktir.
3. Müslüman israf etmemelidir. İsraf haramdır.
4. Müslüman, misafirlerine ikram edebilir ama gösteriş için, gurur ve kibir için lüks sergileyemez.
5. Müslüman, içkili fuhuşlu lüks mekânlarda gurur kibir benlik iftarları veremez.
6. Müslüman zengin, iftar çadırının kapısına kendi şahsının, firmasının reklamını yapan pano astıramaz.
7. Benim iftarım onun iftarından daha lüks, daha çeşitli, daha ihtişamlı olacak demek Müslümana yakışmaz.
8. Kutsal ayda, zekatların Kur’ana, Sünnete, Şeriata, fıkha uygun olarak gerçek şahıslara temlik suretiyle verilmesi gerekir. Tüzel kişilere (Vakıflara, derneklere, cemaatlere, tarikatlara) zekat verilmez.
9. Oruçlu olduğumuz zaman, her zaman daima İslam ahlakına uyalım. Göz zinasından, gıybetten, gösterişten, gurur ve kibirden, nefs-i emmaremize uymaktan ve diğer helak edici büyük günahlardan kaçınalım. İslam ahlakı ile ahlaklı olamazsak, Müslümanlığımız dışta, yüzeyde kalır. 07.06.2016