Acayip Telif Ücretleri
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 22 Aralık 2018
Ülkemiz maalesef (bir kere değil bin kere maalesef) bir kirlilikler ve bulanıklıklar diyarıdır. Kirliliğin ve bulanıklığın karşıtı temizlik ve şeffaflıktır.
Son otuz yıl içinde birtakım reformcu, yenilikçi, değişimci, naylon müctehid ilahiyatçılar büyük zengin olmuşlardır. Hattâ bazısının dolar mülti milyoneri olduğu söyleniyor. Bu adamlara bol keseden yüklü telif ücretleri dağıtılmıştır.
Ehl-i Sünnet mensubu ilahiyatçılara böyle paralar verilmemiş de, niçin özellikle reformculara verilmiştir. Bu bir tesadüf müdür? Yahut reformcuların daha ehliyetli, daha hünerli ve marifetli olmasından dolayı mıdır? Acaba?..
Bazı büyük ve zengin gazeteler reformcu, aykırı fikirli, yeni bir İslâm türetmeye çalışan reformculara akıl almaz yüksek aylıklar, ücretler ödemişlerdir.
Bazı televizyonlar da… İsmini vermeyeceğim bir kuruluş da, bazı reformcu ve aykırı ilâhiyatçılara kitaplar sipariş etmiş ve onlara yüklü telif ücretleri ödemiştir. Dışarıdan da, bazı bid’at fırkalarının birtakım adamları beslediklerine dair karineler vardır.
Yıllarca önce
Paranın büyük kısmı kapışılmış, geri kalanı ile birkaç cilt çıkartılabilmişti ancak. Bu nasıl bir kitaptı? Yüce Allah’a zaman, mekân, cihet, insan organı gibi organlar, cisim, inmek, çıkmak gibi noksan sıfatlar izafe eden bir kitaptı.
Bir ilâhiyatçının ne gibi meşru gelirleri vardır? Maaşı vardır… Az veya çok, normal şekilde elde edilmiş telif ücretleri alabilir… Benim kasd ettiğim böyle telif ücretleri değildir. Birtakım çeteler reformcu, yenilikçi, değişimci, ictihatçı, Ehl-i Sünnet dışı bazı ilâhiyatçıları korumakta, kollamakta, zengin etmektedir.
Onlara, Türkiye piyasasının, mütedâvil ölçülerin çok üzerinde telif ücretleri ödenmektedir. Bunda bir kasıt ve maksat olduğu çok açıktır.
Kur’ân tefsiri yazdırılacak… Bu iş niçin ehil bir sünnî âlime veya âlimler grubuna verilmiyor da reformculara veriliyor? Bir gazete veya televizyon niçin sünnî bir ilâhiyatçıyı istihdam etmiyor da, bir reformcuya ayda yüz bin lira para ödüyor?
Dinî bir çalışma, tasnif yapılacak, niçin sünnî ilâhiyatçılar istihdam edilmiyor da, iş hep reformculara, tarihselcilere, ılımlı islâmcılara veriliyor? Daha fazla yazmam doğru olmaz. Şahıs ve kurum ismi veremem. Maalesef yağma Hasan’ın böreği gibi telif ücreti dağıtılmıştır, dağıtılmaktadır.
Bu telif ücretleri ile birileri zengin edilmektedir. Bid’atlar, bozuk inanç ve fikirler, yanlış ictihadlar böylece desteklenmekte ve yayılmaktadır. İslâm adalet dinidir. Telif ücreti verilsin ama ehliyeti, liyakati olan sünnî ilâhiyatçılara verilsin.
1980’de,
korsanlar tarafından bastırılmıştı. Bedir Yayınevi’nden on liralık alış veriş yapmayan büyük bir dinî vakıf maalesef bu korsan baskıdan bol miktarda satın almıştı. Hem de nasıl satın almak… Korsan, vezneye 10 milyon liralık fatura getiriyor, karşılığında 7,5 milyon tahsil ediyor… Anladınız mı?
Eski güdük minare yıkılacak, yerine upuzun, üç şerefeli füze gibi yeni bir minare yapılacakmış… Sakın bu iş için bir lira bile vermeyiniz.
Caminin ses sistemi ve hoparlörleri değiştirilecek, eskilerinin yerine daha çok bağırtlak ve cırtlak bir sistem konulacakmış. Bunun için bol para lazımmış. Sakın bir kuruş bile vermeyin böyle bir iş için.
Caminin zeminine elektrikli ısıtma sistemi yapılacak, hasıl olan elektro manyetik alanlar ile cemaat kanser edilecekmiş. Böyle bir iş için para vermek cinayete ortak olmaktır. Sakın bir kuruş bile vermeyin.
Camiye klima cihazları alınacak, yazın cemaat serinletilecekmiş. Bu iş için milyonlar lazımmış. Vermeyin vermeyin… Camiye su otomatları konulacak, herkes bardak bardak su içecekmiş. Para para… Vermeyin vermeyin…
Din, iman, mukaddesat elden gidiyor, gitmiş bile, bazıları nelerle uğraşıyor.
Şöyle işler için para verilebilir, yardım yapılabilir:
1. Ehl-i sünnet itikadına ve fıkhına uygunluğu ehliyetli ulemâ ve fukaha tarafından tasdik edilmiş küçük bir cep ilmihali yayınlanacak, cemaate bedava dağıtılacak.
2. Çevredeki çok fakir veya miskin birkaç Müslümana makbuz mukabili yardım edilecek.
3. Caminin müştemilatında (varsa) geleneksel üç sanatın kursları açılacak. (Meselâ: El yapımı kağıt… Kumaş üzerine baskı (yazma) sanatı…Sedefçilik…)
4. Gençler için Osmanlıca okuma yazma ve edebiyat-ı Osmaniye kursları.
5. Şehir terbiye ve görgüsü, medenî kültür kursları… (Ehliyetli ve liyakatli bir muallim tarafından)
İstanbul’da 3000 cami olduğu söyleniyor. Bunların 300’ünde böyle kurslar açılmalıdır.
imamı sedefçilik sanatında ustaymış, atölyesi varmış, kendisini tebrik ediyorum.
Müslümanlar şimdiye kadar şu faydasız şeyler için milyarlarca dolar harcadı:
1. Sanatlı ve güzel olmayan büyük cami binaları.
2. Yine sanatsız ve orantısız minareler.
3. Hoparlör cinneti.
4. Cami kaloriferleri cinneti.
5. Camilere klima koyma cinneti.
6. Camilere ışıldak, fırıldak, zırıldak koyma cinneti.
7. Cami helâları…WC… Men…Women… Ücret (1) TL…
8. Zevksiz, iğrenç, kıymetsiz makine halıları.
9.İmam müezzin lojmanları.
10. Elektrikli, yürüyen kırmızı yazılar.
11. Caminin kudsiyetine yakışmayan çocuksu namaz vakitleri levhaları. (Yine kırmızı yazılı).
Camiler
merkezleridir. Camilerde bunlarla ilgili faaliyetler yapılmalıdır. Camilerde çok ciddî ve çok programlı dersler ve kurslar verilmelidir. Camiler birer İslâm Kültür Merkezi gibi çalışmalıdır.
WC’nin, hoparlörün, klimanın, kaloriferin, yerden ısıtmanın, vantilatörün, kırmızı ışıkların, soğuk su cihazının ve bunlara benzer ıvır zıvır şeylerin din ile, dinî hizmet ve faaliyetle alâkası yoktur.
Artık ciddî olalım, vasıflı ve medenî Müslüman olalım, ilkel zihniyeti terk edelim. Yahova Şahitleri nasıl çalışıyor?.. Mormonlar nasıl çalışıyor? Araştıralım da utanalım, kendimize gelelim. 09 Ocak 2010 Cumartesi