Açlıktan ve Tokluktan Kıvrananlar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 06 Aralık 2018
Çok düşük aylıkla şehirde iş bulanlar köylerini, tarlalarını, tarımı terk ediyor.
Büyük şehirlerin yakınlarındaki köylerde tarlalarını iyi fiyatlayazlık inşa etmek isteyenlere satıp paralananlartarımı terk ediyor, aldıkları paraları har vurup harman savuruyor.
Dünündünyanın sayılıtahıl ambarlarından biri olan ülkemiz, ekmek ihtiyacınıtemin için dışarıdanher yıl üç milyon ton buğday satın alıyor.
En ucuz gıda maddesi olan patatesin kilosu marketlerde beş liraya çıktı.Bunda, lanetliihtikarcıların(Muhtekir mel’undur. Hadîs)stoklarını depolamalarının da rolü varmış.
Küçük Ayasofya’da dükkanı olan dostum Kasap Ayhan beye sordum, etin kilosu kaç lira diye. Kırklira ile altmış lira arasında dedi. Bazı ülkelerde etin kilosu yedi liraya imiş.
Çok ucuza satılan maddeler de var: Beş kilo bal 100 lira!.. Ama onlar gerçek bal değilmiş.Enayiler kapış kapış alıp kaşık kaşık şifa niyetine yiyormuş.
Kumkapıdaki, çorbanın bir liraya, kuru fasulyeninbir liraya, pilavın bir liraya satıldığı self servis lokantaları tıklım tıklım dolu.
Hürriyet yazdı, İstanbulun en lüks pahalı lokantası açılmış.Adam başına bir öğün yemek 850 liraymış. Statücüler lüks otomobillerine binerek gidip yiyorlarmış.
Bendeniz Aksaray Millet caddesindeki Tarbuş(fes) isimli Suriye lokantasındabiri yoğurtlu bakla, biri felafil olmak üzere iki tabak yemeği on liraya yedim. (Bitiremedim, artanı paketletip eve götürdüm.)
Sosyal devlet çok fakir ve düşkünlere ayda 140 lira aylık veriyormuş. Yiye yiye bitiremezler.
Salih ve sadık Müslüman bir mide ilekafirler ve bazı günahkar Müslümanlaryedi mide ile yiyormuş.
Karnını lüks ve pahalı yemeklerle dolduran muhalif gazeteci, halk sıkıntı içinde kıvranıyor başlıklı ağır bir yazı yazdıktan sonraayaklı cam bardakta kup griye yemiş. Bardağı on beş lira.
Fakir kenar mahallede Belediyenin Halk ekmek büfesi önünde bir kuyruk gördüm.Ucuz ekmek kuyruğu. Çoluk çocuk ihtiyarlar…
Birileri açlıktan kıvranıyor, ötekiler tokluktan…
Açlık da zor, tokunyediği ağır yemeklerin sindirimi de zor.
Zenginler lüks restoranlarda, hotellerde neler yiyor: Önce ordövrdenilen mezelik soğuk şeyler, küçük dolmalar, küçük börekler,tadımlık zeytin yağlılar,minik lahmacunlar ve daha neler neler. Sonra nefis bir çorba. Ondan sonra (bilhassa Ramazanlarda) nefis pastırmalı yumurta. Onu takiben ana yemek. Ana ki ana…Daha bitmedi!.. Fıstıklı, garnitürlü, özeltereyağlı basmati pirincinden pilav… Baklalı enginar… Turşular, salatalar, cacıklar… Osmanlı şerbetleri, temrihindiler. Sonra dillere destan tatlılar… Yanda servis masası var, on beş yirmi çeşit tatlı sergileniyor, al tabağını doldur ye.Bitmedi bitmedi!.. Çaylar kahveler, dondurmalar…
Öööf ki öf…
On sene kadar önce Boğaz kenarındaki lüks bir otelde böyle bir iftar ziyafetine davet edilmiştim.
Salonun ortasında küçük bir orkestra vardı. Başları açık, giyimleri oldukça kapalı genç hanımlar çalgı çalıyordu.
O günün ertesinde bir gazetede yürek burkan bir haber yayınlanmıştı. Güney bölgemizdebir grup fakirin çöplükten bayat pideleri topladığı haberi ve onun resmi.
Artık, böyle ziyafetlere (zaruret olmazsa) gitmiyorum.Söylemeye hacet yok, kendimi faziletli ve iyi bir Müslüman olarak da görmüyorum.
Bendeniz İstanbul’da bir İmam Hatip lisesinde eğitim görmekteyim. İmam Hatip lisesinde gördüğüm eğitimin dışında, kendimi daha iyigeliştirebilmek ve ileriye yönelik sağlam bir temel oluşturabilmek için yaklaşık üç aydır düzenli olarak belli bir program doğrultusundaçalışmalarıma devam etmekteyim.
1) Çalışmalarıma öncelikle,bir Müslüman olarak ilmin ve kültürüntemeliolan akaidilmiyle başladım.Ehl-i sünnetve cemaat üzere sağlam ve doğru bir itikada sahip olmakiçin İmam-ı Tahavî’nin ”Akidetü’t-Tahaviyye” adlı eserindeki metinleri okuyup bitirdim. Günümüzde İslâm Dünyası içerisinde belli başlı Ehl-i Sünnet dışı hatâlı fırkalardan korunmak için gerçek ve sağlam kaynaklardan Ehl-i Sünneti öğrenmemizin biz Müslüman gençler için çok gerekli olduğunu idrak etmiş bulunuyorum.
2) Günlük ibadetlerimizden beş vakit namaza çok dikkat ediyor ve namazlarımı eda ederken başı açık kılmamaya özen gösteriyorum.Başı örtülü namaz kılmanın, bu ibadetin âdab ve sünneti olduğunu biliyorum.
3) İslâmi sanatlarımızdan olanhüsn-i hatsanatımızıicazetli muhterem bir hocadan öğrenmeye başladım; ayrıca hat sanatı konusundabilgi ve kültür edinmeye çalışıyorum.
4) Edebiyat alanında gazel olarak *ŞâirNâbî’nin ”Sakın terk-i edepten, kûy-i mahbûb-i Hudâ’dır bu…”,* Şeyh Esad Erbilli’nin ”Tecellâ-yı cemalinden Habibim nevbaharâteş…”, *Fatih Sultan Mehmed Han Hazretlerinin ”İmtisal-i Câhidüfillaholubdurniyyetüm…”, *Şâire Nigâr Hanımın ”Feryâd ki feryâdımaimdâd edecek yok…” adlı güzelve bercesteeserlerini ezbere biliyorum ve nice daha güzel gazeller. mısralar, beyitler, ruabiler, kıt’alarezberlemeye niyyet ve gayret ediyorum.
5) Günde on kültür bilgisini internetten veya farklı kaynaklardan öğreniyor ve öğrendiğim bilgileri defterime kayıt ediyorum.
6) Ecdadımızın asırlarca kullandığı Osmanlıcayı öğreniyor,matbugazete, dergi, hikaye ve romanları okuyabilecek seviyede biliyorum, şu anda eski bir Osmanlıca çocuk hikayesini çevirmeye gayret ediyorum. Bunu bitirdiğimde inşaallah az sayıda da olsa basılması için bazı yayınevlerine müracaat edeceğim.
7) Eski İstanbul ahlakı, kültürü, görgüsü edinmeye çalışıyorum.Yüksek kültürlü kimselerle konuşurken ben yerine bendeniz veya bu fakir, eviniz yerine saadethaneniz veya devlethaneniz, evim yerine fakirhane diyorum veya yazıyorum.
7) Genç bir talebe olarak, el yazısının ne kadar önemli olduğunu öğrendim ve daha latin harfleriyle güzelve estetikyazabilmek içinyazı çalışmalarına başladım.
8) Faideli bilgiler öğrenmek adına, çeşitli kitaplar okuyor ve bu kitaplar üzerinde fikir muhasebesi yapıyorum.
Her şeyden önce yapacağımız bu güzel çalışmaları ihlasla, samimiyetle, iradeyle, sabırla, sebatlave azimle yapmaya gayret etmemizi genç yaşıtlarım ve kardeşlerimden âcizane tavsiye ediyorum..
İnşaallah böylegüzel, faydalıve hayırlı çalışmaları, tüm Müslüman genç kardeşlerimizle beraber gayret edip başarabilmeyi Hz. Allah’tan niyaz ediyorum.
Büyüklerimizin dediği üzere bizler geleceğin teminatıyız…Faydalı ilimlerle, yüksek ahlakla, sanatla mücehhez olmamız gerekir. Mektubumu okuyan herkese selam ve hürmetlerimi arz ediyor, dualarını bekliyorum. 17.05.2015