Pazar

Para ile tutulmuş birtakım ağlayıcı karılar yürek parçalayan ağıtlar yaktılar New York’taki ikiz kuleler için. Meslekleri icabı saçlarını başlarını yolar gibi yaptılar, göğüslerini yumrukladılar, yalancı göz yaşları döktüler. Ayda on bin, yirmi bin, otuz bin dolar maaş alan ağlayıcı karılar elbette birinci sınıf nâpeler, feryat ve figanlar edeceklerdi. Ucuz karılar ucuz ağlar, pahalı karılar çok ağlar, iyi ağlar.

Ah ikiz kuleler, vah ikiz kuleler diyerek ne ağlayıp duruyorsunuz. O kulelerin asıl isimlerini bilmiyor musunuz? Onların biri Hiroşima kulesidir, ötekisi Nagazaki kulesi…

Ağlayıcı karılar ne diyor? Afganistan’da savaş bitmiş, zaferi Amerika kazanmış… Ya öyle mi?

Amerika, Tâliban’ı Kuzey İttifakı kuvvetlerine ezdirdi. ABD hava kuvvetleri Tâliban bölgelerini kesif ve devamlı bombardımanlarla cehenneme çevirmemiş olsaydı, Kuzeyliler bir adım bile ilerleyemezlerdi. Peki kimdir bu Kuzeyliler? Resimlerini görmediniz mi? Birkaç Kuzeyli bir Taliban askerini yakalıyor, içlerinden biri adamın ceplerini boşaltıyor, sonra beynine iki kurşun sıkıp yere seriyor. Adam ölüyor ama Kuzeylilerin mârifeti bitmiyor. Biri dipçikle başını ezerken, ötekisi cesedine tükürüyor, bir üçüncüsü de tekmeliyor… İşte Kuzey İttifakı budur ve Amerika bunlardan medet ummaktadır. Hava alır. Bir müddet sonra bu Kuzeyliler Amerika’nın aleyhine döneceklerdir.

Afganistan halkı Tâliban zamanındaki güvenliği, âsâyişi arıyor.

Amerika’nın savaşı yeni başlamıştır. Ne demişti Başkan Bush’un yakın yardımcılarından biri: “Bu savaşın sonunu görmeye bizim ömrümüz yetmez…” Bu savaş İslâm’a ve Müslümanlara karşı değilmiş, terörizme karşıymış… İnanan inansın, ben inanmam bu martavala. Amerika’nın İslâm dünyası ve Müslümanlar üzerinde çok ince hesapları, hile ve mekirleri var.

Bir kısım İslâm ülkelerini, oralardaki crypto Yahudiler, yâni zâhiren Müslüman görünen gizli Yahudilerle idare etmeyi planlıyor. Yahudisi olmayan İslâm ülkelerini de işbirlikçilerle zabt u rabt altına alacaktır.

Amerika, hürriyet ve adalet ülkesiymiş. Bu hüküm doğru olsa bile, Amerika’nın kendi sınırları içinde geçerlidir. Kendi ülkesine, kendi halkına layık ve uygun gördüğü hürriyet ve adaleti üçüncü dünya ve bilhassa İslâm ülkelerine layık görmüyor ABD. Elbette Müslümanlar da insandır ama onlar ikinci sınıf insandır, bir nevi zencidir, sömürge yerlisidir. Bütün insanlar eşittir ama Amerikalılar daha eşittir, Yahudiler onlardan da eşittir.

New York’taki Hiroşima ve Nagazaki kulelerinde ölenlerin sayısı iki bin beş yüz kişi civarındaymış. Afganistan’da Amerikalıların öldürdüğü kadın, çocuk, ihtiyar, hasta, gayr-i muharip sivil sayısı ise üç bine yaklaşıyormuş. Bari, ikiz kuleleri yeniden inşa ederken, bir kule daha yapsınlar ve adını Afganistan kulesi koysunlar.

Teröristler New York’ta sivilleri öldürürken vah vah, tüh tüh; Amerika Afganistan’da sivilleri katlederken oh oh… Bizim ağlayıcı karılar böyledir işte. Bütün Amerikalıları suçlamıyorum. Birtakım basiretsiz, hikmetsiz idarecileri itham ediyorum. Başlarına gelen felâketten, ilahî uyarıdan ders almadılar.

İslâm dünyasını birtakım crypto Yahudiler ve işbirlikçiler vasıtasıyla kontrol altında tutabileceklerini sanıyorlarsa doğrusu bu adamlar çok ama çok geri zekalıdır. Sovyetler Birliği, Afganistan savaşı yüzünden yıkıldı; Amerika’nın yıkılması da İslâm dünyasına karşı açtığı sinsi savaştan olacaktır.

Allah, İslâm dünyasına petrol hazineleri vermiştir. Başta ABD olmak üzere Batı emperyalizmi yüzünden Müslümanlar bu petrollerin faydasını görmüyor.

Filistin Filistinlilerindir. Yahudilere bir vatan kurmak için başka bir kavim vatanından sürülmüş, perişan edilmiştir. İki bin sene önce o bölge Yahudilerinmiş… Bu kafa, bu mantık, bu zihniyetle hareket edilirse dünya hercümerç olur. Beş yüz sene önce Amerika Kızılderililerin, Aztek’lerin, Maya’ların, İnkalarındı…

Amerika istese İslâmla, Müslümanlarla barışamaz mı? Pekâla barışabilir. Bunun için emperyalist emellerinden, sömürgecilikten, Yahudileri haksız yere ve kayıtsız şartsız desteklemekten vaz geçmesi icap eder. Amerika hem insan haklarından, adaletten bahsediyor, hem de Çeçenleri ezen, Çeçenistan’ı cehenneme çeviren Rusya’yı destekliyor. Bu riyakârlık değil midir? Makyavelizm değil midir?

Ortadoğu’da gerçek, âdil, kalıcı bir barışın önündeki en büyük engel Amerika’nın iki yüzlü siyasetidir. İnsanlıkmış, demokrasiymiş, hürriyetmiş falan filan… Hepsi yalandır. Petrol petrol petrol… Amerika’nın âlî (yüce) çıkarları… Dünya ve insanlık üzerindeki dolar hegemonyası…

New York’ta ikiz kuleler yanıp çökerken ölen parlak ve zengin bir Amerikalı ile Afganistan’da Amerikan bombaları ile can veren fakir, ezilmiş, zavallı bir Afganistanlı arasında insan olmak bakımından hiçbir fark yoktur. New York’taki terör hadisesini Üsame bin Ladin planladıysa, onunla Başkan Bush arasında da terörist olmak bakımından hiçbir fark yoktur. Hattâ Başkan Bush’un teröristliği daha fazla ve ağırdır. Amerikalının canı can, Müslümanınki patlıcan… Yağma yok!

Cüz’î insan iradesinin üzerinde küllî ve mutlak bir İrade vardır. Amerika’nın dediği, istediği olmaz, Allah’ın istediği olur. Kendi iradesine kalsaydı Sovyetler Birliği batar mıydı? Amerika pâyidar olmak istiyorsa, ülkesini ve halkını korumak istiyorsa ilahî hikmetin ışığında hareket etmeli, zulümden kaçınmalı, gerçek ve âdil bir barış kurmak için çalışmalıdır. Aksi taktirde batacaktır.

Ağlayıcı karılar o zaman çok daha fazla ağlayacaklardır. Ağlamaları için para verildiğinden dolayı değil, paraların kesilmesi yüzünden… 07 Ocak 2002