Ah İyi Müslümanlar, Bizleri Bırakıp Nerelere Gittiniz?

Pazar

Gerçek dindarlık ahlâk ve faziletle birlikte olur. Adam namaz kılıyor, lâkin ahlâkı düzgün değil, böylesi dindar sayılmaz. Onun münafık olmasi ihtimali büyüktür.

Şuna bakınız: “Efendim dün gece saat 3’te kalktım, Allah kabul etsin teheccüd namazı kıldım…” diye böbürleniyor. Keşke kalkmasaydı da böyle riyakârlık ve mürailik yapmasaydı. Teheccüd gizli kılınan, gizli tutulan nafile bir ibadettir. Ev halkı bilebilir ama dışarıya kesinlikle söylenmez.

Fıkrayı defalarca yazmışımdır, bir kere daha tekrarlayayım:

İki arkadaş bir camiye girmişler. Namaz kılan bir kişinin yanından geçerlerken, biri diğerine: “Şu kişi ne güzel, ne dikkatli namaz kılıyor…” demiş. Bu lâfı duyan herif hemen namazını bozmuş ve “Ben bugün aynı zamanda oruçluyum…” demiş. Riyakâr!

Dindarlık taslar, günde iki üç saat gıybet yapar. Dindar geçinir, faiz ve riba yer. Dindar geçinir, imkânı olduğu halde borcunu vâdesinde ödemez. Dindar geçinir, bir malı satarken kusurunu söylemez. Dindar geçinir, komşularını rahatsız eder, onların hakkını ve hatırını gözetmez.

Dindar geçinir, sokağa çöp atar. Dindar geçinir, yalan söyler, emanete ihanet eder, verdiği sözü yerine getirmez. Böyle dindarlık olmaz. Böyleleri gerçek dindar değil, münafıktır. İyi, vasıflı, gerçek, üstün Müslüman düzgün ahlâka ve ve yüksek karaktere sahiptir.

O, insanların gizli ve saklı günah ve ayıplarına karşı karanlık gece gibi olur. O, kendi ayıp, kusur, günah ve isyanlarına üzülmekten, başkalarınınkileri göremez. İyi Müslüman, kendisiyle ülfet ve ünsiyet edilebilen kişidir. İyi Müslüman olmanın birinci şartı, kendisine iyi dememektir. Ben iyiyim demekte kibir ve gurur kokusu vardır.

Gavslık ve kutubluk derecesine yükselmiş olan

Seyyid Ahmed er-Rufaî

hazretleri sokaklardan uyuz köpekleri toplar, onları yıkar temizler, derilerine merhem sürermiş. İyi Müslüman ben ben ben demez, biz der.

İyi Müslüman dünyaya değer vermez. Çünkü Resûl (sallallahu aleyhi ve sellem)
“Allah katında bu dünyanın bir sinek kanadı kadar kıymeti olsaydı, kâfire bir yudum içirmezdi” buyurmuştur.

İyi Müslümanın kalbinde kin ve intikam duygularına yer yoktur. “Kimde kin var, onda din yok” buyrulmuştur. Müslüman intikam alırsa ahsenü’l-intikam alır, yani kötülüğe karşı iyilik yapar. Edîbin biri “Af Ahsen-i intikamdır” demiştir. İyi Müslümanda paylaşma ahlâkı vardır. Allah’ın kendisine nasip ettiği şeyleri insanlarla paylaşır. İyi Müslümanda benlik olmaz.

İyi Müslümanın her yeni günü, bir öncekinden daha hayırlı ve mânevî bakımdan daha kârlı olur. İyi Müslüman her zaman kendi nefsinin muhasebesini yapar. İyi Müslüman haram yemez.

İyi Müslüman tefrikaya, nifak ve şikaka, çekişme ve tepişmeye yol açacak her sözden ve hareketten uzak durur. İyi Müslüman kendi nefsine, hevasına, re’yine göre Kitab’tan ve Sünnet’ten hüküm çıkartmaz, ehliyeti olmadığı halde müctehidlik taslamaz; haddini bilir.

Sevad-ı Azam

içinde, ana caddede rütbe ve derecesine göre yer alır. İyi Müslüman, zaruret olmadıkça tartışmaz. Tartışırsa müsbet şekilde tartışır, fitne çıkartmaz. İyi Müslüman mütevâzı ve alçakgönüllüdür. Küçük dağları ben yarattım demez. İyi Müslüman parayı ve malı sevmez. İyi Müslüman İslâm, imân, Kur’ân, Sünnet, Şeriat, Ümmet için çalışır; hizip, fırka, cemaat, tarikat, grup, klik huliganlığı yapmaz.

İyi Müslüman kucaklar, dışlamaz. İyi Müslüman genellikle susar; konuşur ve yazarsa hayır söyler. İyi Müslümanın öteki hasletlerini saymıyorum. Bunlar tafsilâtlı şekilde ehlullahın kitaplarında yazılıdır.

İhyâ’da, Kimya’da, Kuşeyrî Risalesinde, Tarikat-ı Muhammediye’de ve ötekilerde.

Gerçek İslâm büyükleri ile sahtelerini ayırt edebilmek için

İmamı Şa’ranî

hazretlerinin

“Selef-i Sâlihînin Yüce Ahlâkı”

adlı kitabını okumanızı tavsiye ederim. Hepimiz iyi Müslümanlar, iyi insanlar, iyi vatandaşlar olmak için çalışalım. İnsan kendi kendine iyi Müslüman olabilir mi? Teorik olarak olabilir ama pratikte bu pek zor bir iştir. İyi Müslüman olabilmek için kâmil bir mürşid bulup ona bağlanana ne mutlu. Kâmil mürşid, kendisinden el alanı Mevlâ’ya götürür. Kâmil değilse, sahteyse ona intisab eden belâsını bulur. (Sakın bana sormayın, “Efendim bana kamil bir mürşid ismi ve adresi verir misiniz…” Böyle kâmil mürşid bulunmaz. Bu bir nasip meselesidir.)

Kâmil mürşid kibrit-i ahmerden daha nâdirdir. Bulana, el alana, onun nasihatlerini tutana bin âferin. İyi Müslüman, kötülük gördüğü kimse için “Allah onu ıslah etsin” demez, “Allah hepimizi ıslah etsin” der.

Ah iyi Müslümanlar!.. Bizleri bırakıp nerelere gittiniz? 28 Ocak 2008