Ahlâk İledir Nizamı Âlem
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 21 Aralık 2018
Siyasetle, iktisatla, ticaretle, medyayla, kültürle, hukuk ve yargıyla, belediyecilikle ahlâkın ne alakası var diyenler ne kadar yanılıyor. Ahlâk her şeyin üzerindedir. Siyasette ahlâk olmazsa durum böyle olur.
İktisat hayatında ahlâk olmazsa vahşi ve canavar kapitalizm olur. Ticarette ahlâk olmazsa sucuğun, kıymanın üzerine
(yani D’yi dananın kısaltılmışı gibi yazarak… REB) diye yazarlar, domuzu dana diye yedirirler. Belediye hizmetlerine ahlâk hakim olmazsa, onları ahlâk denetlemezse ne mi olur? Hah hah ha!..
Ahlâk tarihçiye bile lazımdır. Bizdeki düzmece resmî ideoloji ahlâkını ahlâklı tarihçiler yazmadı. Medyada ahlâk olmazsa, gazeteler yalan dolan, müstehcen neşriyat yapar. Sporda ahlâk olmazsa şike yapılır, bin bir türlü rezalet, hıyanet, kepazelik olur.
Şu at yarışlarına bile ahlâk lazımdır. Siz at yarışlarındaki hikâyeleri bilmiyor musunuz? Şu malûm kesimde ahlâk olmadığı içindir ki, ayda 3 bin lira maaşı olan şu kişinin aylık bütçesi 13 bin liradır.
Ahlâk olmazsa din işleri, din hizmetleri de bozulur. Sizin müfettiş raporlarından haberiniz yok mu? “Ahlâk iledir nizam-ı âlem” denilmiştir. Ahlâk olmazsa, ahlâk çiğnenirse nizam-ı âlem bozulur, devlet halk ülke çöker.
Öğrenciler ahlâklı yetiştirilmezse sınavlarda kopya çekilir. Bu memlekette yeterli ahlâk olsaydı hırsızlık bu kadar genel ve yoğun olur muydu?
O beş çocuklu karı ahlâklı ve faziletli olsaydı, internette tanıştığı âşığını gece eve alır, kocasının uyuduğu odanın bitişiğinde zina yapar mıydı?
O lokantacı veya kebapçı ahlâktan nasibini almış olsaydı müşterilerine domuz, eşek, at eti yedirir miydi? Evet ahlâk ekmek gibi, su gibi, hava gibi lazımdır bir ülkeye, bir halka, bir devlete. Türkiye ahlâksız kalkınamaz.
Ahlâksız kalkınma olabilseydi Hitler Almanyası bugün dünyanın süper gücü olurdu. Roma ahlâksızlıktan batmıştır. Osmanlı devleti ahlâksızlıktan batmıştır.
İslâm dünyası, bugünkü perişan ve zelil hale Kur’ân, Sünnet, İslâm ahlâkına uymadığı için düşmüştür.
Ahlâksız adalet olmaz. Ahlâksız eğitim olmaz. Ahlâksız devlet idaresi olmaz. Ahlâksız mahallî hizmetler olmaz. Ailede, okullarda, toplumda çocuklara, gençlere iyi ile kötüyü doğru dürüst öğretmezseniz ülke batar.
Gökdelenler, köprüler, otoyollar, lüks meskenler ve otolar, barajlar, havaalanları, stadyumlar her şeyin yolunda gittiğini ispata yetmez.
Ülkende güven ve adalet içinde yaşıyabiliyor musun? Evden kaçan 14 yaşındaki kız ailesine sağlam olarak mı dönüyor, yoksa 14 azgın erkeğin tecavüzüne uğramış halde mi?
Kapını kilitlemeden yatabiliyor musun? Tramvayda 70 yaşındaki ihtiyar ayaktayken 18 yaşındaki genç oturuyor mu? Koca koca adamlar, bürokratlar ihtilâl ve darbe hazırlığı mı yapıyorlar?
250 milyar (300 olmuştur belki) kara para nasıl oluştu? Ahlâkla mı, ahlâksızlıkla mı?
Okullarda 10 yaşındaki çocuklara uyuşturucuyu kimler sağlıyor? Onlara kimler göz yumuyor?
Ahlâk olmazsa emanetler ehline verilmez. Emanetler ehline verilmezse devlet de çöker, ülke de.
Bu yollarla, bu şeddadî binalarla, bu köprüler, bu hızlı trenler, bu uçaklar, bu lüks otomobiller ile ülke çöker mi?.. Çökmez olur mu hiç. Nazi Almanyası çöktü, Sovyetler Birliği çöktü, ABD çöküş süreci içinde.
Evet bir ülkeye su gibi, hava gibi ahlâk lazımdır. Bilgelik lazımdır. İşe yarar faydalı ilim, irfan lazımdır.
Ahlâk, bilgelik ve fazilet olmazsa dinî hizmet ve faaliyetlerin de işi boşalır. Ahlâk olmazsa öncelikle fakirlerin hakkı olan zekatlar yerine ulaşmaz. Ahlâk olmazsa Müslümanlar bin parçaya ayrılır, Ümmet içinde çekişme başlar. Ahlâk olmazsa Tevhid ile Teslis bir tutulur.
Evet her şeyin başı ahlâk, fazilet, bilgeliktir.
İslâm dinine göre ağaç dikmek, yeşillendirmek hayırlı bir iştir ve bu hayrı yapana mükafat verilecektir. Meyveli ve meyvesiz ağaçların, ormanların, yeşilliklerin, çeşit çeşit bitkilerin faydaları sayılamayacak kadar çoktur.
Peygamber Efendimiz, “Dikilen ağaçtan alınacak meyve sayısı kadar dikene sevap verilir” buyurmuştur. (Ahmed İbn Hanbel)
Diğer bir hadîs: “Bir ağaçtan insanlar, hayvanlar, kuşlar yararlanırsa, o ağacı diken için sadaka olur.”
(Ahmed İbn Hanbel)
Bir kimse bir ağaç dikse, aradan uzun yıllar geçse, adam ölse, ağaç büyüse, gölgesinde biri dinlense ve ferahlansa dikene yine sevap yazılır, mükafat verilir.
Biri, çölleşen, bitki örtüsü tahrip edilen, erozyona uğrayan bir araziyi otlarla, çalılarla, ağaçlarla yeşillendirse yine sevap alır.
Ormanları yakanlar canidir, azap göreceklerdir.
Tarlalarda anız yakmak günahtır.
Aşağıda yazılı altı şeyi yapanlar, öldükten sonra sevap kazanırlar, amel defterleri açık olur:
1. (Dine uygun olan, dine aykırı olmayan) faydalı bir kitap yazan.
2. Bir su kuyusu açan.
3. Bir çeşme yaptıran.
4. Meyve ağacı diken.
5. Bir cami veya mescid yaptıran.
6. Kendisi öldükten sonra, ona dua edecek veya ettirecek sâlih evlat yetiştiren.
Ağaç dikmek de böyledir.
Doğa Gönüllüleri Derneği bir e-mail göndermiş. Metnini aşağıda okuyacaksınız. Bu tavsiyelere uyalım ve meyve çekirdeklerini çöpe değil, uygun ve müsait yerlerde toprağa dikelim. Çok küçük bir zahmet ve külfet ile sevap kazanabiliriz, iyi bir iş yapmış oluruz.
Yeryüzünün aldığı yağmur oranı 10 yıllık aralıklarda artar. Bu sene (2010) dünyanın periyodik olarak en çok yağmur alan yıllarından biri olacak, yeni toprağın bereketinin yüksek olacağı bir yıl.
Bu nedenle yediğiniz kayısı, şeftali, kiraz, vişne, karpuz, kavun, erik vb. meyvelerin çekirdeklerini lütfen çöpe atmayın, hele çöp poşetlerine ASLA hapsetmeyin. Mümkünse her hangi bir yerde toprağın 10 cm. altına gömün. Üzerine de bir bardak su dökün.
Gömme imkanınız yoksa bir poşette bu çekirdekleri biriktirip yanınıza alın (ya da arabanıza koyun) arsa, tarla, toprak yol kenarı, yamaç gibi toprağı gördüğünüz alanlara bu çekirdeklerinizi savurun, korkmayın bu çevre kirliliği değildir aksine çevre için yeni hayattır. Doğa hemen o yeni çekirdekleri kucaklar ve besler.
Yapacağınız en kötü hareket çekirdekleri poşetlere hapsetmektir! Bunu yapmayın ve yaptırmayın.
Yapılan çalışmalarda doğaya başıboş atılan ya da dikilen bu çekirdeklerin en az yarısının yeşerip ağaç veya bitki olduğu kanıtlanmış.
En büyük israflardan birisi meyve çekirdeklerinin çöpe atılması,
Daha yeşil bir ülke için, daha temiz hava için, toprak kaymasını önlemek ve yeni nesillerimize yeşil bir dünya bırakmak için hep birlikte elimizden geldiğince meyve çekirdeği gömelim, savuralım, fırlatalım…
ve bilinçli toplum olarak bizlerin desteklerini bekliyor. Doğaya yardım etmek, gelecekte etrafımızı saracak beton ve gökdelenlerden alamayacağımız oksijeni karşılamak için bu çekirdeklerden çıkacak ağaçlara ihtiyacımız olacaktır.
Çöpe atmadığınız her çekirdek için şimdiden teşekkürler.
(LÜTFEN BU YAZIYI TÜM DOSTLARIMIZLA PAYLAŞALIM) 29 Nisan 2010 Perşembe