Akıl ve Mektep

Bir insan ne kadar akıllı, kültürlü, sağduyulu, firasetli ise; İslâmı, Kur’ânı, Hz. Peygamberi

(Salat ve selam olsun ona)

anlaması o nisbette kolay olur.

Lakin akıl tek başına din kaynağı değildir. Akıl âlettir, vasıtadır.

Ehl-i Sünnet aklı dinin kaynağı olarak görmez ve kabul etmez. Bu, sapık, bid’atçi, bozuk mezheplerin iddiasıdır.

Şeytan akıllıdır ama sapıktır, lanetlenmiştir.

Müslümanlar akıllarını faydalı ilimlerle ve yine faydalı kültürle geliştirsinler, parlak hale getirsinler ama sadece kendi akılları, re’yleri, hevalarıyla düşünmesinler, hareket etmesinler.

Kısır, güdük, kapalı akıllı bir kimse İslâm’ı iyi anlayamaz. Elbette Müslüman olabilir ama yüksek Müslüman olması zordur.

Aklın gelişmesi için İslâmî bir eğitim alması gerekir. Kur’âna, Sünnete, Şeriata, hikmete dayalı bir eğitim.

Adamın veya kadının IQ’su 140 ama ateist, ne anladım ben bu akıldan…

Müslüman çocukların ve gençlerin akılları İslâm mekteplerinde gelişir, parlar.

Seküler küfür okullarında akıllar körleşir, donuklaşır, çarpılır.

İslâm eğitimi, beynin iki yarım küresini de çalıştırır, işlek hale getirir.

Süper zeki olan bir ateist, bin haram lira ile bin helal lira arasındaki farkı anlayamaz, neticede ikisi de aynı miktarda paradır der. Müslüman ise anlar, haramın kötü, helalin iyi olduğunu çok iyi bilir.

Türkiye Müslümanları son kırk yıl içinde kırk bin yeni cami yaptılar ama bir tek İslâm okulu açamadılar. Seküler düzenin sözde din okulları gerçek İslâm okulları değildir.

Gerçek İslâm okulunda, her ders günü bir saat din ve Kur’ân dersi verilir.

Günlük namazlar bütün talebenin katılacağı cemaatle topluca kılınır.

Ehl-i Sünnet ve Cemaat akaidi okutulur.

Öğrencilere inanç ve bilginin yanında yüksek ahlâk ve karakter aşılanır.

Güzellik, estetik boyutu kazandırılır.

Yetmiş altı milyonluk Türkiyede böyle İslâm okulları yok.

Başta İmam-Hatip okulları olmak üzere bütün okulların hepsinde istisnasız Paşa resimleri, büstleri bulunuyor.

Sözde mecburî din dersleri bir aldatmacadan ibaret.

Besmelesiz din kitaplarının başında tam sayfa resim, karşısında Beyanname yer alıyor.

Bu resmî, ideolojik din kitaplarında tek kelimeyle olsun Ümmetten, Şeriattan, Hilafetten bahs edilmiyor.

Türkiye Müslümanları gerçek İslâm mektepleri açmadıkça kurtulamaz.

Zamanımızdaki müzeyyen büyük camiler âhir zaman alametidir. Tezyinatlı ama cemaatsiz.

Kur’âna, Sünnete, Şeriata uygun vasıflı İslâm mektepleri ve medreselerinde öncelikle din ilimleri ve çağ seviyesinde kültür öğretilecektir.

Bu okullar, İngilteredeki Eton kolejinden daha güçlü eğitim verecektir.

Bu okullardan belki ileride bir Selahaddin yetişecek ve Müslümanların mâkus talihini değiştirecektir.

Hiç yoktan iyidir kuruntusunu bırakalım ve gerçek İslâm okulları açalım.

Böyle okullar açacak para var ama akıl yok.

Ne büyük fakirlik!

Çocuklarını seküler düzen okullarında okutup da onlara ayrıca alternatif İslâm eğitimi vermeyen anne babalar yavrularını manen katl etmiş olur.

(İkinci Yazı) Kur’âna Uymak Aziz Kılar

Kur’âna Sırt Çevirmek Zelil Kılar

1. KUR’ÂN-I KERİM öyle büyük bir nimettir ki, Müslüman, mânasını anlamadan bile, ihlasla okursa sevap kazanır.

2. En büyük fazilet, Kur’ânın emirlerini yerine getirerek, yasaklarından kaçınarak, öğütlerini tutarak okumaktır.

3. Ümmetin en şereflileri Kur’ân hâmilleridir. Onlar Kuranı bilirler ve hükümlerini hayata uygularlar.

4. Kur’ân parayla okunmaz.

5. Kur’ân ticarete, zenginleşmeye, bezirganlığa alet edilmez.

6. Kur’ân şifadır.

7. Kur’ân hikmetler hazinesidir.

8. Kur’ân Müslümanın anayasasıdır.

9. Müslüman hayatını Kur’âna göre tanzim eder (düzenler).

10. Kur’ânın emirlerini yerine getirmeyen, yasaklarından kaçınmayan, öğütlerini tutmayan kimseler fâcir, fâsık, kötü olur.

11. Kur’âna aykırı inançlara sahip olan, ameller=işler yapanlar sapıtır.

12. Bir konuda Kur’ânda kesin bir hüküm varken, o hükme aykırı ve zıt bir iş yapan ve bu yaptığının doğru olduğunu sanan Müslüman, bilgisi varsa kafir olur, yeni Müslüman olmuş yahut cahil kalmış biriyse onun hemen uyarılması, gerçeğin ona öğretilmesi gerekir.

13. Dünyevîleşmek, Kur’ândan uzaklaştırır. Bu ise küfre yol açar.

14. Kur’ânda bir konuda kesin bir hüküm varsa, Müslümanların ona uymaktan başka bir tercihleri yoktur.

15. İcazetli ve ehliyetli üstadlardan âlet ilimlerini ve ‘âli ilimleri okuyup müfessirlik icazeti almamış kimseler, Arapça bilseler bile Kur’ânı yorumlayamaz, ondan hüküm çıkartamaz.

16. Resulullahın (Salat ve selam olsun ona) Sünnetini bilmeden Kur’ân yorumlanamaz.

17. Kur’âna iman edenler, Kur’ânın ahkamını hayata uygulayanlar aziz olur; Kur’âna hıyanet edenler, Kur’âna sırt çevirenler zelil ve rezil olur.

18. Kur’ânın Müslümanlara amelle ilgili birinci emri beş vakit namazı dosdoğru kılmaktır.

19. Beş vakit namazı dosdoğru kılabilmek Sünneti bilmekle mümkündür.

20. İlim icazeti olmayan Müslümanlar Kur’ânın emirlerini, yasaklarını, öğütlerini; râsih, ihlaslı, gerçek alimlerin yazdığı ilmihallerden ve ahlâk kitaplarından öğrenir.

21. Böyle çok kitaplar vardır. Listenin başında İmamı Gazalî’nin İhyau Ulumi’d-Din’i vardır.

22. Zina Kur’ânda yasaklanmış, büyük günah olarak zikr edilmiştir. Peygamber, zina ettikleri kesin şekilde sabit olmuş (başlarından evlilik geçmiş) zanilere recm cezası vermiştir.

23. İsraf (savurganlık) Kur’ânda zemmedilmiştir, büyük günahtır.

24. Riba Kur’ânda kötülenmiştir, çok büyük bir günah ve isyandır.

25. Allah’ın ayetlerini ucuza veya pahalıya satanlar alçaktır.

26. Müslümanları Kur’ândan, Kur’ân yolundan ayırmaya çalışanlar hâindir, Cehennemliktir.

27. Kur’ân, mü’minleri Resulullaha iman etmeye, onun yolundan gitmeye, ona itaat etmeye çağırmaktadır. Ona isyan edenler, onun Sünnetinden yüz çevirenler dinden ve yoldan çıkar.

28. Müslüman kişi günlük, haftalık, yıllık hayatını, ömrünü Kur’âna, Sünnete, bu ikisinden çıkartılmış Şeriat hükümlerine göre tanzim etmekle yükümlüdür.

29. Kur’ân hükümlerinden ve öğütlerinden uzaklaşma, İslâmdan uzaklaşmadır.

30. Kur’ân Müslümanların kardeş olduğunu beyan etmektedir. İman ve İslâm kardeşliğine riayet etmek, bu kardeşliğe zarar verecek her şeyden kaçınmak gerekir.

31. Kur’ân Müslümanlar arası birliği, ittihadı, vifakı, tesanüdü emr ediyor.

32. Ümmeti birliğini sarsmak, tefrika, nifak şikak, fitne fesat çıkartmak haramdır. 09.01.2015