Aklı Fikri Dini İmanı Para
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 06 Aralık 2018
O adamın aklı fikri dini imanı para, maddî menfaat ve zenginliktir. Ondan ne kendisine, ne devlete, ne vatana, ne de millete bir hayır gelir. Ondan uzak durun.
**
O herif o kadar ahmak ve salaktır ki, para kazanır ama bu parayı doğru dürüst yemeyi ve harcamayı bilmez, servetinin turşusunu kurar.
**
Ceketi var, ceketinin cepleri var, şişkin cüzdanı var, kredi kartları var, lakin bu cebinde güzel bir defter ve kaliteli bir kalem yok. Defter kalem kültür fukarasıdır o.
**
Herkesin arasında kahkahayla gülen o kadın hanımefendilik taslıyor ama kesinlikle değildir. Hanımefendiler herkesin arasında kahkahayla gülmez.
**
Âkil (âqil değil) birine: Beş normal insanı doyuracak yemeği bir oturuşta yediğine göre artık gönül rahatlığı ile birkaç saat geviş getirebilirsin.
**
Sen kendine düşman mısın ki, sık sık durup durup bin liralık lüks ayakkabına bakıyorsun? Dost başa düşman ayağa bakarmış.
**
Şu veya bu imamı beğenmiyorsan, sen git beğendiğin bir imam bul ve onun arkasında cemaat ol.
**
Mangalın yanında ellerini ısıtan adam yanındakine “en-nârü fâkihetü’ş-şita” deyince, öbürü sırıtmış ve “Tarabulus narları gocaman olur he he he” demiş.
**
Kilosu on liraya sızma bal aldığını sananın cezâî ehliyeti yoktur.
**
Çok kültürlü görünen bir fuzuliye, Fuzulî’den birkaç beyit oku demişler, şaşakalmış.
**
Bu da üniversite mezunu: Şevkete Şevki, şefkata şevkat, hafriyata harfiyat, mahzura mahsur, mahv olmaya mahfolmak diyor.
**
Büyük dedesi İstiklal Mahkemesi kararıyla idam edilmiş, o şimdi CHP’ye oy veriyor.
**
Canlı yayında karının omuz askısı kopmuş, memeleri görünmüş. Kasıtlı mı, kazayla mı?
**
Şu meşhur Paşa mı?.. Ağzından yel alsın, ona hiç diktatör denir mi? Yüzde yüz demokrattı da, bazen kızdığı vakit muhaliflerini apar topar astırıverirdi.
**
Haram yiyici herif, aradan üç sene sekiz ay geçtikten sonra bir gün dümdüz yolda lüks arabasıyla giderken direği çarpmış. Bilirkişi heyeti, b “Bu p… dümdüz yolda, sapasağlam araba ile nasıl oldu da direğe çarptı” demişler. Haram yiyenler işte bazen böyle çarpılır.
**
Yine bir haram yiyici: Bunca servete, mala mülke, tantanaya rağmen bir gün değil bir an bile huzuru yok. Acep nedendir?
**
Kurtçuk, metamorfoz geçirip kelebek olmuş; bizim mücahid de acayip bir metamorfoz sonucunda yaman bir müteahhid olmuş.
**
Yetim malı yiyerek Cehennemde kendisine ateşli bir köşe ayırtmış.
**
Tesettürlü bir kadın gördüm. Kalem gibi ince ve uzun topuklu bir ayakkabı giymişti, çalkalanarak zor yürüyordu.
**
Halk havaalanına normal kapıdan giriyor çıkıyor; onlar ise mağrur ve mütekebbir VİP kapılarından giriyor, VİP salonlarında keyif sürüyor.
**
Adamcağızı mezara koymuşlar, eve döndüklerinde tereke kavgası başlamış. Mirası paylaşamamışlar, mahkemeye düşmüşler.
**
Martıların acı feryatlar kopartarak uçuştuğunu, köpeklerin semaya doğru niçin uluduğunu, karıncaların yuvalarından niçin topluca çıktığını, denizin niçin geriye çekildiğini, saatlerin niçin abuk sabuk çalıştığını, saksıdaki çiçeğin niçin boynunu büktüğünü anlayacaksın.
**
O bin kişilik topluluk içinde aklı başında bir onu gördüm ve fakire dua etmesi için ayaklarına kapandım.
**
Eblehin birine bayram haftası demişler, ha sandal tahtası mı demiş.
**
Gitmiş gitmiş gitmiş ve sonra yol ansızın bitmiş.
**
Ölümü unutan adam ansızın ölüvermiş. Unutmanın ölüme çaresi yoktur.
Müslüman çoğunluğun en büyük problemi eğitim ve kültürdür. Bugün ülkemizde yüksek İslâmî eğitim ve kültür (kıyıda köşede kalmış nâdir istisnalar dışında) yoktur.
Eğitim ve kültür çağ seviyesinde olmayınca doğru dürüst kitapçılık da olmaz. Kitap okunmaz, okunanlar da anlaşılmaz.
Halkın yeterli kısmının (100’de 100 olması gerekmez) yüksek kültürlü olması için çok vasıflı (sadece vasıflı değil, “çok” vasıflı) İslâm medreseleri ve mektepleri bulunması ve çocukların, yeni nesillerin oralarda yetiştirilmesi gerekir. Bundan bin sene önceki Endülüs İslâm okullarının bugünkü versiyonları tesis edilmelidir.
Bırakın düşünce kitaplarını, ciddî romanları okumak için bile derin ve yüksek kültür gerekir. Dostoyevski’nin Suç ve Ceza’sı ilkokul kültürüyle okunup anlaşılamaz.
Liselerde şu dersler doğru dürüst okutulup öğretilmedikçe kültür seviyesi yükselmez, gerilik devam eder: Psikoloji, mantık, felsefenin bir dalı olarak ahlâk, metafizik, estetik… Derin Türk edebiyatı… İngilizce ve İngiliz edebiyatı… Tarih kültürü… Beşerî ve iktisadî coğrafya… Sanat tarihi ve kültürü… Uzmanlık olarak değil, genel kültür olarak yeterli miktarda mimarlık, şehircilik, hukuk…
Bilgi ve kültür eğitiminin yanında ahlâk ve karakter terbiyesi verilmezse büyük bir boşluk ve eksiklik oluşur.
Kaliteli kitaplar yüksek eğitimle, yüksek kültürle yazılır. Fuzulî’yi bilmeyen, anlamayan cahil kalmışlar, yüksek kitap yazamaz.
1928’den önceki Türkçe kitapları, yazmaları, belgeleri, kitabeleri okuyamayanlarda hafıza kaybı hastalığı vardır.
Zamanımızda kitap yazılmıyor mu? Elbette yazılıyor, hem de haddinden fazla. Lakin kitap var, kitap var…
Hakkında en fazla kitap, araştırma, makale yazılmış şahıs M. Kemal’dir ve açık konuşayım: Onun hakkında bir tek, evet bir tek doğru dürüst kitap yoktur piyasada veya kütüphanelerde. Bu zatın kökeni nedir?.. Gerçek babası kimdir?.. Derin kimliği nedir?.. İçyüzü… Bunları belgelerin ve ciddî kaynakların ışığında açıkça yazan, anlatan dört başı mâmur bir kitap gösteremezsiniz bana.
Müslümanlar Rene Guenon’un kitaplarını tercüme edip yayınlıyor. Guenon’u bugünkü lise eğitimimizle anlamak mümkün değildir. Onun kitaplarını okumaya başlamadan önce Guenon dersleri almak gerekir. Kim verecek bu dersleri?
Kuru hevesle bazı şeyler olmuyor. Hevesin yanında sağlam eğitim almış, ciddî lise tahsili yapmış olmak gerekiyor.
Geçenlerde trende yolculuk yaparken yirmi yaşın altında olduğunu tahmin ettiğim bir genci, Proust’un “Kaybedilmiş Zaman Peşinde” unvanlı yedi ciltlik romanının Türkçeye çevrilmiş bir cildini okurken gördüm. Onu çok takdir ettim. Fransada veya İsviçrede ciddî bir lisede okumuştu her halde. Aksi takdirde o kitabı anlaması mümkün değildi.
Bizde kitap okunmuyor diyenler, önce eğitim ve kültür meselesine eğilseler iyi ederler. Bugünkü kültürle kitap mitap olmaz. Önce vasıflı eğitim, vasıflı mektepler, vasıflı insanlar lazımdır. 12.04.2015