AKP’yi Kapatabilirler mi?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Perşembe
Beyinlerde kasap çengelleri gibi sarkan soru işaretleri var. Nereye gidiyoruz, neler oluyor, ne yapmak istiyorlar?
(1) Önümüzdeki
yoksa birtakım gerekçeler, bahaneler ile yapılmayacak mı?
(2) AKP hakkında şimdiye kadar
dondurucularda bekletilen
çıkartılacak, buzları eritilecek ve
Türkiye’de böyle bir şey mümkün müdür? Geçmişe bakalım, nice parti kapatılmıştır.
(3)
kazanın büsbütün patlayıp devrilmesine yol açarlar mı?
(4) Kuzey Irak’a girilir ve orada ABD ve Kürdistan ile sıcak çatışmalar başlarsa, bir müddet sonra
(5) Birileri, devletin en yüksek makamını İslâmcılara kaptırmamak konusunda kararlı olduklarına göre, böyle bir şeye izin vermemek, imkân tanımamak için her türlü çılgınlığı yapabilirler mi?
(6) Kazan patlarsa veya devrilirse
Bu kasap çengeli gibi sorular benim sorularım değildir. Medyada bunları telâffuz eden tecrübeli kalemler ve ağızlar var.
Evet ülkemiz nereye gidiyor, nereye götürülüyor?
İslâm’a karşı olanlarda hikmet/bilgelik olmadığına göre, Müslümanların hikmetli olması gerekmez mi?
Fas’ta son seçimlerde böyle yaptılar. Oradaki İslâmcı parti tek başına iktidar olabilecek iken, feragat etti ve kendi idaresiyle seçimi
Acaba Cezayir’de de FIS aynı taktiği uygulamış olsaydı, daha iyi veya daha az kötü bir şey yapmış olmaz mıydı?
Beş yıllık iktidarı boyunca, elinde bütün imkânlar varken başörtüsü problemini bile halledemeyen bir iktidarın,
Lütfen bu lâfları bırakalım ve çocuklarımızın edebiyat ve sanat kültürüne yönelmeleri için bir şeyler yapalım. İlkokuldan itibaren çocuklarımıza özel kütüphane kuralım. Yarından tezi yok onlara birer kaşe/mühür yaptırtalım.
gibi… Onlara her ay aile bütçemizin imkân verdiği kadar
Bunların üzerine damgalarını bassınlar ve ileride şahsî kütüphanelerine sahip olsunlar. Çocuklarımıza okuma zevki aşılayalım.
Bu dergi, ülkemizde yayınlanan edebiyat dergilerinin en güzelidir.
Öğretmen ve öğrenciler için yıllık abone bedeli sadece 40 liradır. Maddî durumu müsait olan sevgili okuyucularımdan rica ediyorum. Vakit kaybetmeden, 15 yaşına gelmiş kız veya erkek çocuklarınızı bu değerli dergiye abone kayd ettiriniz. Belki, içindeki yazıların bazısı onlara ağır gelecektir ama böyle bir dergiyle tanışmaları, onun koleksiyonunu yapmaları onlara ufuk genişliği sağlayacak, edebiyat ve sanat kültürlerinin gelişmesine yol açacaktır.
Edebiyatsız, sanatsız, kültürsüz, kitapsız, dergisiz medeniyet olmaz.
Türk Edebiyatı gibi güzel, başarılı, hizmetli bir derginin mutlaka teşvik edilmesi, desteklenmesi gerekir. Dört renkli basılıyor ama
değil… Çocuğumuz Türk Edebiyatını ilk defa eline aldığında konular ona yabancı gelecektir, sonra okudukça bunlarla ünsiyet peydah edecektir.
İstanbul’un trafik derdini halledecek en birinci çare ve çözüm, hani şu dünyanın 100 dolar milyarderi listesinde olan
sahip olmaktır.
Gazeteciler bu zata sormuşlar:
-Otomobiliniz çok eski değil mi?
Tebessüm ederek şu cevabı vermiş:
-Hayır sadece 13 (bir rivayette 15) yaşında bir Volvo’dur…
İstanbul’daki trafik keşmekeşi şehirden önce bizim kafalarımızdadır. Kaç zenginimiz (montaj da olsa) Türk otomobiline biniyor? Parası olanlar otomobil konusunda Nemrud’laşıyor, Firavun’laşıyor.
Tank gibi lüks ve pahalı otomobiller… Bazısı bir kaç yüz bin dolara… Bunların yıllık vergileri bile bir servet… Su gibi benzin yakıyorlar… Bizim zenginlerimiz (Müslüman olsun, dinsiz olsun) otomobile verdikleri önem ve değer kadar kitaba, kültüre, sanata değer veriyorlar mı? Veriyorlar diyebilir misiniz?
İstanbul’daki trafik keşmekeşi öncelikle bir ahlâk ve kültür problemidir. Öyle süper zenginlerimiz var ki, şehir içinde bir yerden bir yere giderken helikoptere biniyor. Korkunç israf!
Beyinsizler ise kıvranıp dururlar. Plaka tahdidi düşünülüyormuş… Yaşasın!.. Bir sürü üçkağıtçı plaka ticareti ve spekülasyonu ile vurgun vuracak, köşeyi dönecek… 11 Mayıs 2007