Akşam’ın İftiraları
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 21 Aralık 2018
Mehmet Şevket Eygi – “Takvimden Yapraklar” – Milli Gazete
Bu yazıdaki ithamların hepsi yalandır, düzmecedir, iftiradır.
Yazının başlığı şöyle:
1969’da Amerikan filosu İstanbul’a gelmiş, Boğaz’a demir atmış. Bir grup Müslüman Dolmabahçe camiine namaz kılmaya gitmiş. O bölgenin korumasıyla görevli yarbay Müslümanların camiye girmesine izin vermemiş, Müslümanlar da sahildeki çimenler üzerinde kıbleye dönüp namaz kılmışlar… Olmuş “Müslümanlar Amerikan filosunu Kâbe yaptılar…”
Bu kadar insafsızlık olur mu?
var, Yahut bu iddiada bulunanlar
Düşmanlığın da bir hududu vardır. Abartmanın da bir sınırı vardır.
Bir Müslüman tarlada namaz kılsa, kıble tarafında yüz metre ötede bir öküz dursa
demek akla, mantığa, vicdana, iz’ana, insafa, insanlığa uyar mı?
Akşam’daki şahsımla ilgili
Ayrıca gazeteyi mahkemeye vereceğim, hem tazminat davası açacağım, hem de ceza davası açılmasını isteyeceğim.
Aleyhimdeki bu iftiraları
Bedduama uğradı, bütün servetini ve gazetesini kaybetti, müflis olarak vefat etti.
Aynı iftiraları
(Sahibi olduğu yayınevinin çıkarttığı bir kitapta) tekrarladı. Ona da beddua ediyorum.
İmparatorluğu çatırdamaya başlamıştır…
Akşam gazetesi, aleyhimde çirkin iftira ve yalanları, hiçbir araştırma yapmadan, bunlar yalan mıdır, doğru mudur diye sormadan, basın etiğine zerrece uymadan paldır küldür yayınladı.
Zaten
zihniyetinden adalet, insaf, mantık, iz’an ve vicdan beklemek abesle iştigal olur.
Yazımı bekleyiniz.
Konferans vermeye gelen, profesör ünvanını taşıyan bir politikacıya yumurta atmak demokrasi midir?.. Kesinlikle değildir. Saygısızlıktır, densizliktir, terbiye ve ahlâk dışı kaba ve seviyesiz bir harekettir.
Demokrasi canının her istediğini yapmak değildir. Edep ve ahlâk dahilinde elbette muhalefet yapılır ama yumurta atmak edep ve ahlâk dahilinde değildir.
Bunlar deli mi ki
ilkesini düstur edinmişler?
Hızlı ve militan yumurtacı öğrencilerde fazla kabahat yok.
Geri zekalının biri gidip
ne yapar bu Donkişot’lar? Kızılca kıyamet kopartmazlar mı, yeri göğü birbirine katmazlar mı?
diye gözyaşları içinde çılgınca haykırmazlar mı?
Bayan
sağ olsa, ona yumurta atılsaydı, bizim Donkişotlar “Bu yumurta atma işi pek demokratiktir, yumurtacı gençler çok haklıdır…” derler miydi?
Bunlar kesinlikle adam olmazlar!..
İsviçre’de
kaldırılacak, reşit aile fertleri kendi rızalarıyla birbirleriyle cinsel münasebete girebilecekmiş.
İğrenç, kusturucu, rezil bir haber… Bu ne demektir? Babası kızını kullanabilecek. Ana oğluyla yatabilecek. Kız ve erkek kardeşler karı koca gibi yaşayabilecek…
…
Diyanet İşleri Başkanlığı
alkışlıyorum.
Birileri imamlara baskı yaparak, onları tehdit ederek camilere daha fazla sandalye, daha fazla tabure yerleştirmelerini istiyordu.
Birileri,
ve secde yapmamasını istiyordu. Böylece Hıristiyan kardeşlerine “İşte bakınız, ibadet yerlerimizi sizin kiliselerinize benzetiyoruz” demek istiyorlardı.
, sıra, sandalye ve taburelerin cami dokusu ile bağdaşmadığını,
verdi. Şimdi yapılacak şey, camilerdeki fazla sandalye, tabure ve sıraları kaldırıp atmak olmalıdır.
bazı camilerimizin zeminine, cemaatin secde edeceği yerlere boydan boya, üzeri muşamba kaplı ve yerden beş santim yukarıda tahtalar koymuşlardı.
Daha sonra
Camilere sandalye, tabure ve sıra doldurmak bid’atini kimler çıkartmıştır? Bu işin kaynağı nedir?
Bu hususların aydınlatılması ve açıklanması gerekir.
bunların
Ülkemizde
de bilhassa bazı ilahiyatçılar tarafından benimsenmiştir.
kendilerini gizliyorlar, zahiren Ehl-i Sünnet görünüyorlar ama
Yüksek Din Kurulu,
ve inancına sahip bu bid’at mezhebi hakkında da fetva vermelidir.
Bazı bozuk görevliler, Cuma namazından sonra cemaatin, cumanın son sünnetini, zuhr-i âhir namazını, iki rekat vakit sünnetini kılmasını da istemiyorlar. Kurul bu konuda da halkı uyarmalıdır.
18 Aralık 2010