Alametler
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 12 Ocak 2019
Perşembe
Bir “cycle”ın sonuna yaklaşmaktayız. Önümüzdeki yıllarda neler olacak? Bunları yer ve tarih vererek söylemek mümkün değildir. Gaybı ancak Allah bilir. Ancak, çok “alâmetler” belirmiştir, ahir zamanla ilgili bu alâmetlerin bazılarını sıralıyorum:
(1) Bundan sonra bozukluklar, kötülükler çoğalacak ve şiddetlenecektir. Öyle ki, her gelen gün, geçen günü aratacaktır. Birtakım aklı-kıtların “Her şey iyiye gidiyor, gelecek günler çok güzel olacaktır…” yolundaki pembe beyanları asılsız ve temelsizdir.
(2) Ahir zamanda birtakım deccallar ve kezzablar zuhur edecektir. Bunlar ya tanrı olduklarını yahut peygamber olduklarını iddia edeceklerdir. Bu konuda Buharî’de bir hadis-i şerif vardır.
(3) Zaman hızlanacaktır. Aklı, zekâsı, firaseti keskin olanlar bunu fark etmektedirler.
(4) Azgınlık artacak ve bütün dünyayı saracaktır. Dinin ve hikmetin yasakladığı bütün münker, çirkin, kötü fiiller açıkça, küstahça, çekinilmeden yapılacaktır.
(5) Çocuklar o kadar şımarık ve kötü yetişeceklerdir ki, onlar sanki ana-babalarının evlâdı değil, efendisi durumuna geleceklerdir. Yani, ebeveyn çocuklarının kölesi olacaktır.
(6) Zina artacaktır. Irz, namus, neseb güvenliği darbelenecektir.
(7) Zinayla birlikte bina yani yapılaşma aşırı şekilde artacaktır.
(8) İnsanı insan yapan dinî, ahlâkî, hikemî değerler terk edilecektir. Onların yerini para, madde, menfaat, seks, lüks, zevk u sefa alacaktır.
(9) Erkekler kadınlaşacak, kadınlar erkekleşecektir.
(10) Kadınlara hürriyet vermek bahanesiyle kadınlar ve kızlar, seks ve şehvet malzemesi haline getirilecektir.
(11) Söz ayağa düşecek; ilmi, irfanı, kültürü, ihtisası, tecrübesi, birikimi, ehliyeti, liyakati olmayan hazele, erazil, esafil takımı dünya işlerinde söz sahibi olacaktır.
(12) Dindarlık, ahlâk, fazilet, muhafazakârlık suç ve gericilik sayılacaktır.
(13) Zelzeleler, su baskınları, tayfunlar, siklonlar, kasırgalar, hastalıklar çoğalacak, büyük afetler olacak, kitle halinde ölümler görülecektir.
(14) Savaşlar artacak, ülkeler ve şehirler yıkıma uğrayacak, milyonlarca insan perişan olacaktır.
(15) Zaman, mekâna dönüşecektir (açıklanması zor bir meseledir).
(16) Keyfiyete ve vasfa önem verilmeyecek, kemmiyet üzerinde durulacaktır.
(17) İnsanlığın bir kısmı, şimdiye kadar görülmemiş büyük bir zenginlik içinde keyifle ve haram zevklere batmış olarak bin çeşit günah içinde yaşarken, geri kalanlar açlık, sefalet, kıtlık, hastalık, zulüm, adaletsizlik içinde kıvranacaktır.
(18) Sodom ve Gomore gibi şehirlerin ilahî gazaba ve azaba uğramasına sebebiyet veren cinsel sapıklıklar, şehevî azgınlıklar, şeytanî ve deccalî medeniyet tarafından meşru ve normal görülecektir.
(19) Ahir zamanda ilâhî ölçülere, Nebevî kıstaslara göre yaşamak, avucunda kor tutmak kadar zor olacaktır.
(20) Gerçek dindarlar, din ve imanlarını koruyabilmek için dağdan dağa, vadiden vadiye kaçmak zorunda kalacaktır.
(21) Münafıklık artacak, yalan çoğalacak, verilen sözler tutulmayacak, emanetler ehliyetsizlere tevdi edilecektir.
(22) Müslüman ülkelerde beş vakit namaz ve bunların cemaatle kılınması büyük ölçüde terk edilecektir.
(23) Muhadderat-ı Müslimîn tesettüre riayet etmeyecek, mü’mine kadınlar ve kızlar namahrem erkeklerle ihtilat etmekten çekinmeyeceklerdir.
(24) Kur’ân-ı Kerîm’in, ribacıları, Allah’a ve Resulü’ne savaş açmış olmakla suçlayıp korkutmasına rağmen, riba yayılacaktır.
(25) Deccal her eve fennî bir cihaz olarak girecektir. Her ev, bu cihaz ile meyhaneye, kumarhaneye, fuhuşhaneye, kötülük ve çirkinlik yurduna dönüşecektir.
(26) Ekmeğe ve diğer nimetlere saygı kalmayacak, bunlar ayakaltında ezilecek, çöpe atılacaktır.
(27) Büyük şehirlerde güvenlik kalmayacak, suçlar aşırı şekilde artacak, kanunlar insanları suç işlemekten çekindirmeyecektir.
(28) Bazı Müslüman memleketlerde birtakım deccallar, kezzablar, münafıklar, sahtekârlar, “Dine hizmet ediyoruz” diyerek dindar halkın paralarını toplayacaklardır.
(29) Kur’ân-ı Kerîm olgun müminleri “Harbi kâfirlere karşı şiddetli, kendi aralarında şefkatli ve merhametli…” olarak vasıflandırdığı halde, birtakım sahte dindarlar, kâfirlere karşı şefkatli, merhametli, hoşgörülü olacak; kendi din ve iman kardeşlerine ise haşin, çetin, yavuz davranacaktır.
(30) Müslümanların sayısı çok olacak; ağırlıkları, tesirleri, güçleri, nüfuzları olmayacaktır.
(32) Ortadoğu’da büyük bir savaş olacak, kan gövdeyi götürecektir. Geride kalanlar ölenlere gıpta edeceklerdir. Zira bu savaşın sarsıntıları “serpintileri”, perişanlıkları ölümden beter olacaktır.
(33) İnsanlık şeytanî ve deccalî bir hürriyet havası içinde esaretin, köleliğin, zilletin en şiddetlisine ve en reziline düçar olacaktır.
(34) Ortadoğu’da Mehdi zuhur edecek; firaseti ve basireti olanlar bu muhterem ve mübarek zata biat edecekler; nasipsizler onu yalanlayacaklardır.
(35) Lüks, israf, şehvetperestlik, aşırı tüketim, aşırı konfor, mal ve zenginliğiyle övünme, gösteriş bütün dünyayı saracaktır. Azgınlar, gafiller, haddi aşanlar gel keyfim gel, oh kekâh derken, ansızın üzerlerine azab inecektir.
(36) Birtakım Müslümanların dindarlığı ancak “ism ve resm” Müslümanlığı olacaktır.
(37) Yenilik, ilerleme, aşırı hız birer put-kavram haline gelecek, gafil ve cahiller bunlara adeta tapacaklardır.
(38) Gaflet, cehalet, azgınlık, nefsaniyet o derecelere varacaktır ki; gözler görmeyecek, kulaklar duymayacak, vicdanlar ve kalpler gerçekleri kabul etmeyecektir.
(39) İnsanların çok büyük bir kısmı bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek, doğrudan doğruya veya dolaylı şekilde haram yiyecektir.
(40) Yalan, isyan, tuğyan, günah yangınları dünyayı saracak; insanlık geçmiş tarihlerde görülmemiş boyutlarda kötülüklere, çirkinliklere, azgınlıklara batacaktır.
Sonra gafillerin ve cahillerin hiç beklemedikleri bir anda Allah’ın emri gelecektir.
Maruf ile emretmeyen ve münkeri nehyetmeyen kusurlu iyiler, kurunun yanında yanan yaş misali çok sıkıntılar çekeceklerdir.
Tarihî bir “cycle”ın sonundaki dehşet verici tufanlardan kurtulmak isteyenler, Peygamberin Gemisine binsinler. Başka kurtuluş çaresi yoktur. Müslüman oldukları halde, açıkça ve küstahça günah işleyen, azgınlık yapan, isyan sergileyen, deccal ve kezzabların yolundan giden, nefslerini put haline getiren, paraya ve menfaate din-iman gibi tapan kimseler, gafletleri ve basiretsizlikleri dolayısıyla Gemiye binemeyeceklerdir.
2005 2006, 2007 yıllarında büyük hadiseler olması beklenmektedir; uyanalım, kendimizi toparlayalım, ilâhî Şeriata ve Peygamberin ruhaniyetinin gölgesine sığınalım. 11 Mart 2005