Aleviler ve Başörtüsü
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
PerşembeAlevî cemaatinin ileri gelenlerinden,
,
‘ı ziyaret ederek,
istemiş.
Fermani Altun beyi bu hayırlı ve medenî hareketinden dolayı tebrik ediyorum. Alevilik bir İslâm fırkasıdır; Alevilikte de tesettür, başörtüsü vardır. Bizdeki başörtüsü yasağı bir insan hakları ihlâlidir. Sünnî, Alevî bütün Müslümanlar bu konuda birlik olmalı; haklarını, hürriyetlerini, haysiyetlerini beraberce korumaya çalışmalıdır.
Zekeriya Beyaz,
demiş. Evet çözüm Ankara’dadır ama kendisi meseleyi kökünden halledemese bile Fakülte’deki başörtüsü terörünü hafifletemez mi?
Fermani Altun bey başörtüsü konusunda Ankara’da temaslarda bulunacakmış. İnşaallah hayırlı bir neticeye ulaşır.
Devlet mi? Hayır. Devlet, yüzde doksandan çoğu Müslüman olan bir halkın kadın ve kızlarının başörtüsüyle uğraşmaz. Hükümet mi? O da uğraşmaz. Çünkü, hükûmet halkın desteğine muhtaçtır. Başörtüsü inadından dolayı milyonlarca oyu kaybetmek istemez. Meclis mi? Meclis’in çoğunluğu da böyle bir yasağa taraftar olamaz. Adı üstünde
Ordu hükmî bir şahsiyettir
vazifesi bellidir. Başörtüsü onu ilgilendirmez.
Onlar da bu işe karışmaz.
Peki bu başörtüsü zulmünün arkasında
Benim görüşüme göre:
1. Militan ve fanatik
bu konuda en önde yer almaktadır. Onlar ülkemizi bir Sabataycı sömürgesi olarak görüyorlar ve eski Atina demokrasisi gibi, çoğunluğunun hiçbir hakka sahip olmadığı, kölelerden müteşekkil bir özel demokrasi istiyorlar.
2. Birtakım
de bu konuda çok ileri gitmektedir. Vaktiyle Sovyetler Birliği’nde bile başörtüsü konusunda bu kadar radikal ve zorlayıcı hareket edilmemişti.
3. Ülkemizde, Susurluk’taki şu meşhur kazadan sonra siyaset edebiyatına yeni bir terim girdi,
Başörtüsü konusunda derin devletin de menfi
tesiri, baskısı, zorlaması vardır sanıyorum. Bu derin devlet nedir, teşkilâtı nasıldır, onu hangi şahıslar ve kurumlar meydana getirmiştir? Bu soruların cevabını bilen var mıdır?
4.
Bir kısım Farmasonlar son derece aşırı, mutaassıp
aktivist, militan İslâm düşmanıdır. Dinimize ve Müslümanlara karşı asla tolerans göstermemektedir. Bunların da başörtüsü yasağında çok tuzu, biberi, salçası bulunduğu kanaatindeyim.
5.
da bu başörtüsü yasağını sinsice desteklemekte ve bundan kendi emelleri hususunda medet ummaktadır.
Başörtüsü düşmanları ve zorlayıcılar,
Bu, tamamen hatâdır, çarpıtmadır. Maalesef birtakım kişiler ve kuruluşlar başörtüsünü kendi siyasî menfaatleri için kullanmak istemişlerdir ama
Hem,
akla, mantığa, demokrasiye, insan haklarına, hukuka uygun olur mu? Elbette olmaz.
Bizim ülkemiz demokrasinin beşiği değildir. Demokrasinin beşiği İngiltere’dir, ABD’dir, öteki medenî Batı ülkeleridir. Onlarda başörtüsü konusunda baskı, zulüm var mı? Sadece Fransa’da liselere başörtüsüyle giden birkaç kıza baskı yapıldı, engel çıkartıldı. Lâkin o ülkede bir hukuk devleti bulunduğu ve mahkemeler bağımsız olduğu için son sözü yargı söyledi.
Bizde öyle değil. Şu anda bir referandum yapılsa, milletin büyük çoğunluğu başörtüsü yasağının kalkmasını isteyecektir, bunda hiç şüphe yoktur. Evet, başörtüsü konusunda niçin referandum yapılmıyor?
Kelle sayısı itibarıyla çok az, fakat ağırlığı ve gücü çok fazla birtakım gizli, esrarlı, otoriter azınlıklar, güçler, mihraklar; devlete, millete ve ülkeye hiç faydası olmayan, aksine bir sürü zarar ve fenalığa sebep olan başörtüsü yasağında son derece kararlılar. Boş yere vakit kaybediyorlar. Arnavutluk diktatörü Enver Hoca 1966’da ülkesinde dini, inancı, ibadeti, camileri, kiliseleri yasak etti de ne oldu? Kendisi öldükten, Ceza Âlemini boyladıktan sonra orada din yine serbest oldu.
Hiç kimsenin zerre kadar şüphe ve tereddütü olmasın;
En çarpıcı örnek Sovyetler Birliği’dir.
Din çok büyük bir güçtür. Stalin, Papalık ile alay etmiş,
diye sormuştu. Sonunda ne oldu? O yenilmez, yıkılmaz sanılan Sovyet Birliği çöktü,
Baskıcılar, zorba zihniyet, millete ve milli kimliğe dayanmayan iktidarlar böyle yasaklarla bu devlete, bu ülkeye, bu millete hizmet etmezler, aksine bir sürü hezimete, uğursuzluğa, fitne fesada, üzüntü ve sıkıntıya sebep olurlar.
Ülkemizde dehşetli bir kriz var. Bazıları ise hâlâ başörtüsü ile uğraşıyor.
iç barış ve uzlaşma konusunda çok faydalı ve hayırlı gelişmeler olur.
İstenilse neler yapılmaz ki… İsterlerse, çok önemli, çok hayatî bir yolsuzluk ve pislik dosyasını bir buçuk sene sümenaltında, çekmecede buzdolabında saklıyabiliyorlar. İsterlerse neler yapmıyorlar ki… Adam koskoca bankanın dibini deldi, içini boşalttı ve hâlâ serbest geziyor.
Başörtülü kadın ve kızlar da bu ülkenin vatandaşlarıdır; onların da temel ve evrensel hakları, hürriyetleri, haysiyetleri vardır.
Ecevit istese tek başına bu yasağı kaldırabilir mi?
Ancak, bu konuda Rahşan hanıma direnebilecek bir güce ve iradeye sahip olması gerekir. 02 Mart 2001