Allah’ı Puta Benzeten İslâmcı
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 11 Aralık 2018
Bazı İslamcıların baş tacı ettikleri, öve öve bitiremedikleri, kendilerine bir tür imam edindikleri o İranlı yazar, İslam Şinasi adlı kitabında “Allah gerçek bir Janus’tur=Hoda Janus-i hakikî est” diyerek Yüce Allah’ı iki çehreli bir Roma putuna benzetmektedir. Bu benzetmeyi pekiştirmek için de gerçek=hakikî sıfatını kullanmaktadır.
Hiçbir Müslüman, kemal sıfatlarla sıfatlı ve noksan sıfatlardan münezzeh olan Allahü Teâlâ ve Tekaddes hakkında böyle bir benzetme yapamaz. Yaptığı takdirde İslam’ın dışına çıkmış olur.
Allah bildiğimiz şeylerin hiçbirine benzemez ve benzetilmez.
Hele bir Roma putuna…
Allah’ı bir şeye benzetmek küfürdür. Allah’ı bir Roma putuna benzetmek küfür üzerine küfürdür, katmerli küfürdür.
Doğrusu bazı İslamcıların itikad ve din konusundaki hoşgörüleri akıllara ziyan verecek bir sınıra dayanmıştır.
Bunlar kendilerini makas, İslam’ı kumaş mı sanıyorlar ki, re’y ve hevalarına göre kesip biçiyorlar?
Allah’a, noksan sıfatlar yakıştırılır, ses çıkartmazlar. Bırakın ses çıkartmayı, alkışlarlar.
Peygamber aleyhissalatü vesselama saygısızlık edilir, aldırmazlar.
Ashaba saldırılır, ses çıkartmazlar.
Dinî konularda saçma sapan yersiz ve aykırı ictihadlar yapılır, fetvalar verilir, bunlara cephe almazlar.
Öyle İslamcılar görüyorum ki, gerçek din yolundan ayrılmışlar, İslam’ı bir ideoloji, beşerî bir sistem gibi algılıyorlar.
Sahih itikadı, başta namaz olmak üzere ibadetleri, ihlası, taqvayı ikinci plana atmışlar; bitmez tükenmez bir İslamcılık edebiyatı yapıyorlar.
İslamcılık eşittir İslam Protestanlığı…
İlimleri, irfanları, istikametleri yok, kendi kafalarına göre, Allah’ı Roma putu Janus’a benzeten üstadlarının doğrultusunda yorumlar yapıyorlar.
Kimisi kaderi inkar eder. Kimisi şefaati. Kabir=berzah aleminin hallerini, Münker ve Nekir meleklerini, sorgu suali… Ne mezhep kabul ederler, ne fıkıh…
Bunların İslam anlayışı Osmanlının Ehl-i Sünnet İslamlığına hiç uymuyor.
Ehl-i Sünnetin başının tacı olan, Hulefa-i Râşidîn’in üçüncüsü Osman Zinnureyn hazretlerine (Radiyallahu anh) dil uzatırlar.
Bazıları Ehl-i Sünnet Müslümanlarını hurafeci olarak karalar. Şunları bakınız: Allah’ı bir Roma putuna benzeten adamı yüceltiyorlar ve Sünnî Müslümanlara çamur atıyorlar. Dengesizliğin böylesi…
Müslüman kardeşlerime min gayri haddin hitap ediyorum:
Allah bize İslam’ı göndermiştir. Kur’anda ayet vardır, İslam mükemmel bir dindir, onda noksanlık, yanlışlık yoktur.
İslam bize yeter. İslam’ın yanında İslamcılıklara lüzum ve ihtiyaç yoktur.
Kurtulmak için İslam’a sarılmak gerekir.
İslam ile kurtulmak için onu aslına uygun şekilde bilmek, anlamak ve uygulamak gerekir.
Gerçek İslam, İslamcıların ideolojik kitaplarıyla değil, icazetli İslam ulema, fukaha ve mürşidlerinin kitapları okuyup bellemek ve derslerini dinlemekle öğrenilir.
İslamcılık tefrikasından kurtulmak için Ehl-i Sünnet Cadde-i Kübrasında olan cumhur-i ulemaya tâbi olmak gerekir.
İhtilaflı konularda Sevad-ı Âzam (büyük karaltı, büyük topluluk) dairesi içinde bulunmak gerekir.
Sünnî olsun, Şiî olsun, Vehhabî olsun, Selefî olsun, hangi fırkadan olursa olsun hiçbir aklı başında Müslüman, Allah’ın bir Roma putuna benzetilmesine razı olmaz.
Böyle bir şey küfürdür. Küfre rıza gösteren, küfrü beğenen de kafir olur.
Diyanet İslamcılık(lar), Allahın bir Roma putuna benzetilmesi, bu benzetme yapılırken “gerçek bir Janus” denilerek pekiştirilmesi ve diğer lüzumlu konularda Müslüman halkı ve gençliği uyarmalıdır.
Ben neler diyorum?.. Allah gerçek bir Roma putudur diyen kişinin diğer kitapları Diyanet Kitapevlerinde satılıyor…
Allah bize din olarak İslam’ı göndermiştir… İslam, hak ve geçerli din olmakta tektir, ortağı yoktur.
İslamcılıkları bırakalım, İslam’da karar kılalım.
Dinimizi doğru şekilde öğrenelim… Öğrendiklerimizi hayata uygulayalım…
İlahî ve münzel din yücedir… Beşerî İslamcılıklarda, ideolojilerde, doktrinlerde az veya çok yanlışlar vardır.
Pakistan’a bakalım: İslamcılık orada başarılı olamadı, aslına uygun İslamî bir sistem kuramadı.
Biz Türkiyeli Müslümanlar zelil ve esir vaziyetteyiz ama bunun ilacı İslamcılık değildir, İslam’dır.
İslam’ı Ashab-ı Kiram, Selef-i Sâlihîn, her devirde gelip geçmiş rabbanî ulema ve fukaha, kamil mürşidler gibi anlar ve uygularsak inşallah kurtuluruz.
Allah’ı bir Roma putuna benzeten İslamcıların peşinden gider Protestanlaşırsak büsbütün batarız.
OTUZ bin kişilik özel ordunun özellikleri:
1. Kumandanı askerlik ve strateji konusunda dâhi olacaktır.
2. Şeriat ve tarikat boyutları olan dindar bir Müslüman olacaktır.
3. Meşreb ve karakter itibarıyla Selahaddin Eyyubî’ye ve Şeyh Şâmil’e benzeyecektir.
4. Orduda beş vakit namaz cemaatle eda edilecektir.
5. Nakşibendî ve Kadirî tarikatı…
6. Müridizm disiplini…
7. Hem âbid, hem zâhid, hem mücahid fi sebilillah.
8. Mutlak doğruluk ve dürüstlük.
9. Alayların müftüleri, taburların imamları olacaktır.
10. Ordunun muharip efradı birinci sınıf komando eğitimi almış olacaktır.
11. Bütün efrad Resulullah Efendimizle (Salat ve selam olsun ona) mânen irtibatlı olacaktır.
12. Savaş Allah’ın rızasını, Resulullah’ın şefaatini kazanmak, i’lâ-i Kelimetullah yapmak, Kur’ana ve Sünnete hizmet etmek maksat ve niyetiyle yapılacaktır.
13. Otuz bin kişi içinde bir tek çürük ve zayıf eleman bile bulunmayacaktır.
14. Yine otuz bin kişi içinde nefs-i emmâre derekesinde bir tek eleman olmayacaktır. En düşük nefs derecesi nefs-i levvâme olacaktır.
15. Resulullah’ın, Selef-i Sâlihînin, Sadat-ı Kiramın, evliyaullahın ruhaniyetleri orduya sâyeban olacaktır.
16. Ordu, hizmet bölgesindeki en ufak bir yolsuzluğa, hırsızlığa, eşkıyalığa, namussuzluğa, haram kazanca izin vermeyecektir.
17. Ordu savaş hukukuna ve etiğine riayet edecek, en ufak bir haksızlığa sebep olmayacak, adaletten şaşmayacaktır.
18. Teröristlerle işbirliği yapmayan, onlara yataklık etmeyen hiçbir zararsız sivile bir fiske bile vurulmayacaktır. 23 Ağustos 2012