27 Mayıs 1960 rezil darbesinde Ankarada memurluk yapıyordum. O günleri yaşadım, biliyorum. Korkunç bir afet ve felaketti. 12 Mart 1971 darbesinde Almanyada sürgünde idim. İki günlük gazetem süresiz kapatıldı, iflas ettirildim. Bu haksızlığı yapanların Allah belasını versin!

12 Eylül 1980 darbesini de biliyorum, yaşadım. 28 Şubat rezillikleri… Devlet Güvenlik Mahkemelerinde kaç kere hapse mahkûm edildim, canımı zor kurtardım.

İrandaki Şahlık rejiminin yıkıldığını gördüm. Sovyetler Birliğinin yıkılıp dağıldığını gördüm.

Adnan Menderesin asıldığı günü çok iyi hatırlıyorum.

Birinci Irak savaşı, ikinci Irak savaşı… Sekiz sene süren İran-Irak savaşı. Milyonlarca ölü, yaralı, korkunç tahribat.

1960’da darbeden sonra ulemanın, din hocalarının, tarikat büyüklerinin,

Nurcu ileri gelenlerinin toplanıp kamplara tıkıldığını gördüm.

Velhasıl çok rezaletler, facialar, felaketler, afetler gördüm.

Şimdi okuyucularıma,

büyük ihtimalle önümüzdeki baharda akıl almaz hadiselerin olacağını, sezgilerime ve tahminlerime göre haber veriyorum.

«Eski Gezi»

den yüz misli büyük genel ve yoğun bir kalkışma ve fitne hareketi olabilir diyorum.

Lise gençliğini kullanabilirler

diyorum.

Yağmacılık olabilir… Tahribat olabilir… Çok kötü şeyler olabilir diyorum… Olur demiyorum, olabilir diyorum…

Keşke olmasın diye de ilave ediyorum.

Uyarıyorum… Gaflet uykusunda kötü rü’yâ görmektense uyanık olmak yeğdir diyorum.

Tedbir alın diyorum.

Birileri bunlara karşılık,

“Felaket dellallığı yapma, karamsar olma, içimizi karartma…”

diyor ve yan gelip yatıyor.

1957’te İstanbul’da bir 6/7 Eylül gecesi yaşanmıştı.

Sel gibi yığınlar Hıristiyan vatandaşlarımızın dükkanlarını, işyerlerini, evlerini birkaç saat içinde tahrip etmiş ve yağmacılık yapmıştı.

Ya Rabbi o ne korkunç ve utanç verici bir barbarlık ve vahşetti.

Eylül ayında Diyarbakırda üzücü hadiseler oldu müzeler, kütüphaneler, işyerleri tahrip ve yağma edildi.

Şimdi birileri aynı şeyleri çok daha büyük çapta yurt genelinde yapmak istiyorlar.

Amerikalılar Bağdad’ı aldıklarında da müzeler yağmalanmıştı.

Keşke her yer güllük gülistanlık olsa, hiçbir olumsuz manzara görülmese…

Lakin ufukta kara bulutlar toplanıyor… Geziciler harıl harıl çalışıyor…

Sivil veya askerî bir darbe felaket getirir. Kurunun yanında yaş da yanar, bütün halk enkazın altında kalır… Ülke parçalanır… Çok acılar çekilir.

Afganistanı ne hale getirdiler?… Irak ne oldu?… Suriyeye bakınız… Mısır… Libyada iç savaş var… Nijerya… Orta Afrika cumhuriyeti… Somali… İslâm aleminin daha nice ülkesi…

Altı ay diyordum, bir ay geçti, beş ay sonra… İnşaallah olmaz ama olabilir de…

Bağdadı zalim ve kanlı Hülagû ordularının istila ve tahrip etmesi… Haçlı savaşları… Balkan harbi… Osmanlı hilafetinin çöküşü…

Afganistan… Irak… Suriye… Mısır… Libya… Nijerya… Somali…

Parçalanacaklar listesinde Türkiyemiz de var.

Bir milyon kripto Yahudi… Bir milyon Kripto Haçlı… Pakraduniler, Kırımçaklar, öteki iki kimlikliler.

Altı ay… Beş ay… Dört ay…

Ülke kazan gibi kaynıyor, Osmanlı şerbeti ve demli çay içen dini bütünler… Hoparlörler avaz avaz, şadırvanlar şar şar akıyor…

Bir şey olmaz, içimizi karartma diyenler…

İnşaallah olmasın… Ya olursa?..

(İkinci yazı) Şeytanın Altın Yaldızlı Boynuzları

Yazıklar olsun size!.. Bin kere yazıklar olsun… Petrodolarlar cebinizi ısıtıyor ama kalbinizi çölleştiriyor… Siz altın ve gümüş, dolar ve euro karşılığında bozuk bir bid’at mezhebinin sinsi propagandasını yapıyorsunuz.

Siz gerçek Ehl-i Sünnet değilsiniz. Olsaydınız yüz milyonlarca tarikat ve tasavvuf Müslümanını şirk ve küfürle suçlamazdınız.

Siz bu aşırılığınızla kendinizi küfür ateşine atıyorsunuz.

Sizin şirkle suçladığınız o Müslümanlar ehl-i Tevhid ve ehl-i Kıbledir. Onları ne kolay tekfir ediyorsunuz. Sizde hiç adalet, insaf, iz’an, vicdan yok mudur?

Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Şama, Yemene dua etmişti. Biri, bizim oraya da dua buyursanız dediğinde, etmemiş, “Şeytanın boynuzu (karnü’ş-Şeytan) oradan çıkacak” buyurmuştu.

Onlar, devlet-i İslâmiye-i Osmaniyeye, Hilafet-i İslâmiyeye isyan etmişler, Ümmetin parçalanıp yıkılmasına yol açmışlardı.

Siz Ehl-i Sünnetin geniş caddesinden çıkıp karnüşşeytan çıkmaz sokağına girdiniz.

Siz, onları tutmakla Sevâd-ı Âzam dairesinden dışarıya çıktınız.

Petrodolarlarla dünyada bir şeyler satın alabilirsiniz ama Cenneti, ebedî Saadeti alamazsınız. Siz ne kötü bir ticaret yaptınız.

Söyleyin bana:

Şu anda Ortadoğuda ABD’nin, İngilizlerin, İsrailin en büyük müttefiki kimdir?

Söyleyin, söyleyin…

Şeytanın boynuzları altın yaldızlı… Altın sizi çekti… Altın sizi yaktı… Hem kendinizi yakıyorsunuz, hem de birtakım Müslümanları aldatıp yakıyorsunuz.. 24.12.2014