Aman Aman Aman
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
AMAN
böyle bir çılgınlığa karşı bütün tedbirler alınsın.
AMAN
böyle delilikler önlensin.
AMAN
olmasın.
AMAN aman aman
hortlamasın.
AMAN kırk satır mı istersin, kırk katır mı durumu olmasın.
AMAN zulüm olmasın,
AMAN
yapılmasın.
AMAN
ve
AMAN
AMAN
; millî kimlik, millî kültür, devamlılık, âdil hukuk ve temel insan hakları olsun.
AMAN aman aman,
AMAN
AMAN
.
AMAN
AMAN camiler
cemaatsiz kalmasın.
AMAN
, bölünmesin, birbirine düşmesin.
AMAN
AMAN tekkeler bir an önce açılsın ve
ve âyin yapılsın.
AMAN
yapılmasın.
AMAN aman aman
olmasın, onların sahiplerine
diye sorulsun.
AMAN yavuz hırsızlar ev sahibinden baskın çıkmasın.
AMAN
karşı uyanık olunsun, onlar bilinsin, onlara karşı tedbir alınsın.
AMAN aman aman, *Müslüman kesimde tashih-i itikad, *beş vakit namaz, *cemaate devam, *Ümmet şuuru, *râşid bin İmama biat ve itaat, *Şeriata inkiyad, *İslâm medreseleri, *İslâm okulları, *Osmanlıca okuma yazma öğrenme, *tesettür, *zina riba lüks ve israftan uzak durmak, *zekatları Kur’âna Sünnete ve Şeriata uygun olarak verip sarf etmek, *adalet ve insaf, *ahlâk, hikmet ve fazilet, *emr-i mâruf ve nehy-i münker seferberliği ilan edilsin, gece gündüz etkili faaliyetler ve hizmetler yapılsın.
Aman aman, bunlar yapılmazsa işimiz yamandır yaman.
Müslümanlar kendilerini sorumsuz mu sanıyor?.. Bu soruyu her gün, her an kendimize yöneltmemiz ve cevabını aramamız gerekmektedir.
Sorumluluklarının, vazifelerinin ne olduğunu bilmeyen, onları yerine getirmeyen Müslüman bir toplum zillet, esaret, karışıklık, çalkantı içinde yaşamaya mahkumdur.
Müslüman bir ülkede haram yeniyorsa ve haram yemeyen Müslümanlar bunu en uygun şekilde protesto etmezlerse, sorumluluklarını ve vazifelerini yerine getirmiş olmazlar.
Müslüman hiçbir hâl ü kârda, Kur’âna Sünnete Şeriata fıkha İslâm ahlâkına aykırı sözleri, fiilleri, davranışları doğru bulmaz ve bunlara tepki gösterir. Bu tepki üç şekilde tezahür eder
:
*İmkanı, gücü olanlar fiilen bu kötülükleri değiştirmeye çalışır.
*İlim, irfan, kalem sahibi Müslümanlar söz ve yazı ile bunları kötüler, değiştirmeye, ıslaha çalışır.
*Bunu da yapamayanlar kalben bu kötülüklere buğz eder.
Müslümanların başını çeken bazı (hepsi için söylemiyorum) ileri gelenler yıllardan beri birtakım kötülüklere, münkerlere muhalefet etmiyor.
ZİNA suçu yeni Ceza Kanunundan çıkartıldı, onlardan ses çıkmadı.
RİBA yaygın hale geldi, az faizli ribaya fetva verildi, onlar buna da ses çıkartmadılar.
RAMAZANLARDA bazı büyük şehirlerde alenen açıkta açıkça oruç yenir oldu, onlar bunu görmediler.
MÜSTEHCEN ahlâksız densiz yayınları da görmediler.
Halkın büyük bir kısmı namazı terk etti, şehvetlerine uydu. Onlar bu konu ile ilgilenmediler.
Memlekette büyük miktarda kara, kirli, haram, necis servetler oluştu. Birtakım Müslüman rüesa bunu anormal görmedi.
Kur’âna, Sünnete, Şeriata, fıkha, İslâm ahlâkına ve İslâm hikmetine (bilgeliğine) aykırı hiçbir kötülük karşısında Müslümanların göz yumma, görmezlikten gelme hakkı ve şansı yoktur.
Ya emr bi’l-mâruf ve nehy `ani’l-münker yapacaklardır, yahut belalarını bulacaklardır.
Haram yemek, münker işler yapmak dine ve Ümmete zarar verir. Aman bizimkilere zarar gelmesin demenin, kötülükleri görmezlikten gelmenin sonu iyi olmaz.
Müslüman bir burjuva sınıfı oluşturulacaksa, bunun helal, meşru, ahlâkî yollardan oluşturulması gerekirdi.
İmkan ve hürriyet olduğu halde, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmayan Müslüman kötü bir Müslümandır.
Müslüman, hem kendisi haram yemeyecek, hem de bütün gücüyle yiyenlere engel olmaya çalışacaktır. 05.4.2014