Vesayet faşist rejimi geri gelmesin.

Acımasız ve amansız egemen azınlık diktatörlüğü geri gelmesin.

Tek parti sistemi geri gelmesin.

Şapka yüzünden adam asma devri geri gelmesin.

Ezan-ı Muhammedî okumanın yasaklandığı, okuyanların hapse atıldığı, mahkûm edildiği o kara günler geri gelmesin.

Ayasofya camiinin ibadete kapatıldığı müze yapıldığı günler geri gelmesin.

Birinci seçmenler ikinci seçmenleri seçiyor, onlar da tek partinin oylarını açıkta atıyor, böylece tek parti yüzde 99,9999 seçimi kazanıyor devri geri gelmesin.

Eski putperestlik ve cahiliye günleri geri gelmesin.

Çarık bile bulamayan halkın yalın ayak gezdiği günler geri gelmesin.

Ekmeğin vesikayla verildiği günler geri gelmesin.

Millî Şef’in hanımının Ankara’dan İstanbul’a Beyaz Özel Trenle gelişini birinci sayfada değil, üçüncü sayfada verdiği için Tasvir gazetesinin kapatıldığı o günler geri gelmesin.

Zonguldak köylülerinin kömür madenlerinde zorla ırgat gibi çalıştırıldığı günler gelmesin.

Camiden çıkarken dalgınlıkla takkesini başında unutan vatandaşların tutuklandığı günler gelmesin.

On bin caminin, mescidin, medrese ve tekke binasının, taş mektebin satıldığı, kiraya verildiği, harap edildiği günler geri gelmesin.

Ramazanlar gelip giderdi de, devlet radyosunda bir kere bile Ramazan, oruç, iftar denilmez, dinden hiç bahs edilmezdi, işte o berbat günler gelmesin.

Nice ulemanın, şeyhlerin, din büyüklerinin sürgünlerde süründükleri günler geri gelmesin.

Onların Altın Çağ olarak gördükleri o Kara Çağ gelmesin.

Kâbe Arap’ın olsun, Çankaya bize yeter hezeyanlarının avaz avaz bağırıldığı günler geri gelmesin.

Moiz Kohen Tekin Alp’in, kahr olsun Şeriat diye yazdığı günler geri gelmesin.

Seyyid Rıza’nın idam edildiği günler gelmesin.

Hiçbir suçu olmayan Şeyh Esad Efendinin çok yaşlı ve hasta halinde zincire vurulup Menemen’e götürüldüğü, hastahanede şehid edildiği, cenaze namazı kılınmadan defn edildiği o zulüm günleri geri gelmesin.

Bediüzzaman’a kan kusturulduğu o simsiyah günler geri gelmesin.

Medreselerin, tekkelerin kapatıldığı o günler geri gelmesin.

Şemsi efendi Şimon Zvi geri gelmesin.

Zalimler hortlayıp geri gelmesin.

Sabatay geri gelmesin.

Dönmelerin ecdadımıza sövüp saydığı o günler geri gelmesin.

Aman o zulümler, o karanlıklar, o faşizmler, o dipçikler, o zindanlar, o işkenceler, o sefalet, o rezalet, o alçaklıklar, o rezillikler geri gelmesin.

Müslümanlar!.. Bunların geri gelmemesi size bağlıdır.

**

BEYT:

İhtilâfatıyla dehrin uğraşmakta zevk yok / Zevk anın mirsad-ı ibretten temaşasındadır.

**

Din görevlisi güçlü ve üstün değilse, doğru dürüst hizmet edemez. Hem İslâm’ı doğru olarak bilecek, hem de engin bir genel kültüre sahip olacak. Bu ikisinin yanında sanat, güzellik, estetik boyutu olacak. Düşmanlarının bile hayran bırakan ahlâkı olacak. Üstünlüklerle, faziletlerle, sayısız meziyetlerle mütehalli (süslü) olmayanların hizmeti, ya hiç olmaz, yahut güdük olur.

**

Hiç boşuna uğraşmayın… Bütün öğrencileri, vakit namazlarını okul camiinde, okul imamının ardında, bir eksiksiz cemaatle kılmayan okullar kesinlikle din ve İslâm okulu olamaz.

**

Müslüman bir toplum dinî, itikadî, şer’î, tasavvufî konularda cahilce tartışırsa ne olur?.. CEVAP: Bugün olduğu gibi olur.

**

Türkiye’de kaç aydın vardır?.. Bence beş aydın bile yoktur. Aydın olmak kolay değildir. Bendeniz kendime asla aydın demem. Sadece okur yazar bir vatandaşım, o kadar… Peki kendini aydın sanan, aydın geçinen bunca insan nedir?.. CEVAP: Üç beş kişisi dışında aydın değildir…

**

Önemli dosyaları, bilgileri, belgeleri, hizmet ettikleri büyük adamların masalarına koymayanların vebali çok büyüktür.

**

Rize’yi çok takdir ederim, nice Rizeli dostum vardır. Lakin Rizeli olmanın dışında Rizecilik yapanları kınarım.

**

İsmini vermeyeceğim o vilayette çok gizli, pek gizli, gizlinin gizlisi Yahudiler vardır. Onlara çok dikkat edilmelidir.

**

Aklı işkembesinde olan bir zata: Az ye de aklın açılsın.

**

Birine: Sakal bırakmak Sünnettir. Sakalı ile gururlanmak, kibirlenmek, sakalsız Müslümanları tahkir etmek haramdır.

**

Misvak elbette faydalı bir sünnettir. Lakin misvak tutunmak, İslâm’ın temellerinden değildir.

**

İhlâs olmazsa ilim de, ibadet de, cihad da, hayır hasenat da makbul olmaz.

**

Evliyaullahtan büyük bir zatın, sonradan kurulmuş cemaatine mensup olan bir kimseye: Benim bildiğim o muhterem zat, senin anladığın ve anlattığından bin kere yüksektir.

**

Tedavisi en zor hastalık nedir?.. Ahmaklıktır, geri zekâlılıktır.

**

Firasetli mü’min, Allah’ın nuru ile gördüğünden dolayı, IQ’su düşük de olsa, nursuz akıllıdan bin kere akıllıdır.

**

Müslüman hanımlara: Ahiretinizi, ebedî saadetinizi korumak ve kurtarmak istiyorsanız o akılsız karılardan uzak durunuz.

**

Resulullah (Salât ve selam olsun ona) gelmiş geçmiş, halen yaşayan, Kıyamete kadar gelecek insanların en akıllısı ve bilgesi idi. Akıl konusunda onu geçen insan yoktur. Akıllanmak isteyen ona tabi olsun, onun aklının ışığında yaşasın, yol alsın. Onun vekilleri, varisleri, halifeleri vardır; onlara dönük olmalıyız.

**

Naylon müctehid… Sümüklü müctehid…

**

Müslüman geçiniyorlar ama dini içinden yıkıcı ve tahrip edici sapıklıklar sergiliyorlar. Dinini korumak isteyenler bu adamlardan uzak dursun.

**

Medyadaki dinî konuları magazinleştirme ve mıncıklama programlarından uzak dur.

**

Ramazan oruç, perhiz, ibadet, mâneviyat, hayır hasenat, ilim, irfan, hikmet, hizmet ayıdır… Tıkınma, ziyafetten ziyafete koşma, kilo alma, gaflet, cemaat ve tarikat holiganlığı, cerrarlık ayı değildir.

**

O ünlü kişi, ilmi aklından fazla olan, nice dinî konuda aşırılığa sapan, çok tenkit edilmiş bir kimsedir. Kesinlikle bir Ehl-i Sünnet imamı değildir. Mücessime olduğu söylenmektedir. Ondan uzak dur.

**

Bukalemunlar… Birkaç sene önce Dinlerarası Diyalog ve Hoşgörü şampiyonu idiler, şimdi taqiyye yaparak tersine döndüler.

**

İstikamet (en geniş manasıyla doğruluk dürüstlük) en büyük keramettir. Eğrilik sergileyen, taqiyye ve kitman yapan, para ve menfaat için her haltı yiyen o adamlardan uzak dur.

**

Tasavvuf ve tarikat Müslüman’ı pasif hale getirirmiş… Bu büyük bir hezeyandır. Şeyh Şamil büyük bir tarikat şeyhi idi. Halid-i Bağdadî hazretlerinin halifesiydi. Yüz kat güçlü ve kalabalık küffara karşı muazzam, muhteşem bir cihad yapmıştır. Asıl gerçek cihad tarikatta ve tasavvuftadır. Küçük cihad, büyük cihad… Nefsiyle büyük cihad yapamayanlar küçük cihatta başarılı olamaz.

04.06.2018