Atatürk Sömürüsü
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 26 Şubat 2019
Cuma
Türkiye’nin en fırıldak ve katakullici adamı, binbir renge bürünme kabiliyetine sahip sicilli bir Mao’cudur. Doğu Türkistan’da Müslümanlara ve Türklere zulm ediliyor derseniz hemen şiddetle itiraz eder, Kızıl Çin’i savunur. Herkesin üzerinden kova kova çirkef döker. Nereden temin ettiği bilinmeyen yalan yanlış bir sürü dosya, gizli belge yayınlar. Atatürk’ün aleyhinde en ağır, en hakaretâmiz, en saldırgan yazıyı bu adam vaktiyle haftalık olarak yayınladığı bir dergide yazmıştır.
28 Şubat’tan sonra bu fırıldak koyu bir Atatürkçü kesildi. “30’lu yılların inkılap kanunlarına dönülmelidir” diye propaganda yaptı, kopkoyu bir Atatürkçü kesildi. Rüzgâr fırıldağı, ne olacak… Dün Atatürk’e küfreder, bugün su katılmadık Atatürkçü kesilir.
Yazık ki, birtakım resmî şahıs ve kurumlar bu fırıldağın oyunlarına kanmakta, kendisini desteklemektedir. Hürriyet gazetesinde okuduğuma göre onun Atatürkçü derneğine yardım yapılıyormuş. Binbir sıkıntı ile pençeleşen zavallı Türkiye’nin, zavallı milletin, devletin paraları kimlere peşkeş çekiliyor.
Bizde genelleşmiş bir Atatürk istismarı ve sömürüsü vardır. Herkes Atatürkçü geçiniyor, Atatürkçü görünüyor. Sağcı Atatürkçü, solcu Atatürkçü. Milliyetçi, Türkçü, kozmopolit, birbirlerine zıt ideolojilerin taraftarları hep Atatürkçü. Laik Atatürkçü, dinci Atatürkçü. Peki bunca uyuşmaz inanç, ideoloji, sistem taraftarlarının hepsi de nasıl Atatürkçü olabiliyor? Akıl bunu çözemez.
Türkiye’deki sistem Atatürkçü olduğunu iddia ediyor, meşruiyetini Atatürkçülük temeli üzerine bina ediyor. Bugünkü Atatürkçülük gerçek Atatürkçülük müdür? Elbette değildir. Atatürk 1938’de öldü, o zamandan bugüne kadar tam 63 yıl geçti. Dünyada akıl almaz değişiklikler oldu. Türkiye de çok değişti. Atatürk’ün Atatürkçülüğü nerede, şimdiki Atatürkçülerin Atatürkçülüğü nerede.
Atatürk’ün nice inkılabına hıyanet edildi. Atatürk 1935’te Mason localarının kapatılmasını istemişti. 1945’te Millî Şef İsmet Paşa zamanında, Atatürk Atatürk diye diye locaları tekrar açtılar.
Atatürk Ezanı Türkçe okutmuştu. Şimdi Arapça okunuyor.
Atatürk devletçiydi, şimdiki Atatürkçüler liberalisttir.
Atatürk’e, Atatürkçülüğe zıt bir sürü iş yapıyorlar ve bu esnada Atatürkçülük şarkıları söylüyorlar.
Nice muzır, hâin, habîs adam ve zümre Atatürk’ü âlet ederek, vasıta kılarak memleketi, milleti, devleti sarsıp duruyor.
Bu Atatürk istismarı ve sömürüsü kaldırılmadıkça Türkiye iflah olmaz, selamet sahiline çıkamaz.
Şimdi moda özelleştirme. Atatürk ve Atatürkçülük de özelleştirilmelidir. Atatürk’ü âlet ederek makam ve mevki temin etme, para kazanma, şan ve ün edinme yolları tıkanmalıdır. Atatürk’ü sevmek, korumak samimî Atatürkçülere bırakılmalıdır.
Atatürk’ün hatırasına en büyük zararı birtakım sahte Atatürkçüler, eyyamcılar, arivistler, makyavelistler veriyor.
Atatürk’ü Koruma Kanunu kaldırılmalıdır. Hiçbir aklı başında vatandaş tarihî bir şahsiyete söğüp saymaz, hakaret etmez, çamur atmaz.
Atatürk’le ve Millî Mücadele ile ilgili sun’î (yapay), uyduruk, mitolojik tarih de kaldırılmalıdır.
Portekiz’de Salazar’ı, İspanya’da Franco’yu, Fransa’da Napolyon’u, İngiltere’de Cromwel’i koruma kanunları var mı?
Büyük adamların kanunla korunmaya ihtiyaçları yoktur. Büyük adamları iftira, yalan, hakaret, çamur saldırıları yıkamaz.
Gerçek Atatürkçülük’le ilgili olmayan bugünkü Atatürkçülük bir resmî ideolojidir. Zamanımızda hiçbir medenî, ileri, hukuklu, gerçekten demokrat, insan haklarına saygılı ülkesinde resmî ideoloji kalmamıştır. Bu gibi ülkelerde bütün ideolojiler özelleştirilmiştir.
Gerçek Atatürk’ü incelemek üzere ilmî enstitüler kurulmalıdır. Bu enstitüler sadece sağlam bilgilere, gerçek belgelere dayanarak ilmî araştırmalar yapmalıdır.
Atatürk’le ilgili bütün belgeler arşivlerden çıkartılıp yayınlanmalıdır. Başta İngiltere olmak üzere yabancı ülkelerin arişvleri de taranmalıdır. Atatürk’le ve Millî Mücadele ile ilgili on binlerce kitap, broşür, makale, gazete, dergi ve belgenin yurda sokulması bakanlar kurulu kararlarıyla yasaklanmıştır. Bütün bu yasaklar kaldırılmalıdır.
Atatürk’ün vasiyeti hâlâ açıklanmamıştır, devletin gizli kasalarında saklanmaktadır. Bu önemli belge de bütünüyle yayınlanmalıdır.
Hakkında bu kadar kitap çıkartılmış, araştırma yapılmış olmasına rağmen Atatürk hâlâ büyük bir bilinmeyendir.
Şu anda Atatürk’e en fazla, en aşırı şekilde Farmasonlar sahip çıkıyor. İnsaf edilsin. Atatürk onların localarını kapattırıyor, Masonluğu yasak ediyor ve Masonlar en koyu Atatürkçü kesiliyor. Artık bu komediye, bu istismara son verilmelidir.
Sabataycılar da Atatürk’ü, Atatürkçülüğü kendi menfaatleri, nüfuzları, saltanatları uğrunda kullanmaktadır. Bu istismar ve sömürü de önlenmelidir.
Atatürk’ü âlet ederek para kazanmak, zengin olmak, makam ve mevkii kapmak yolları kesinlikle tıkanmalıdır.
Büyük hırsızların, banka soyguncularının, vurguncuların, talancıların, genel kokuşmanın büyük aktörlerinin Atatürkçü kesilmeleri, Atatürkçü görünmeleri Atatürk’ün lehine midir?
Devlet İslâmî cemaatlere, derneklere, vakıflara nasıl yardım etmiyorsa, Atatürkçü kuruluşlara da yardım etmemelidir. Yazımın başında ülkemizin en büyük fırıldağının kurdurduğu Atatürkçü bir derneğe yardım yapıldığından bahsetmiştim. Bu yardımlar akla, vicdana, sağduyuya, hukuka aykırıdır.
Atatürk konusundaki tabular, yasaklar kaldırılmalıdır.
Atatürk sömürücülüğüne son verilmelidir.
Hazret-i Ali’yi inkâr eden, Ali’siz bir Alevilik çıkartmak isteyen bir kuruluşun başında, sosyolojik kimlik itibarıyla sünnî kökenli olan bir ateist ve marksist bulunmaktadır. Bu kuruluşa da yardım edilmekte, milyonlarca Alevî vatandaşı ateistliğe sürüklemeye çalışan kişiler desteklenmektedir. Artık bu saçmalıklara bir son verilmelidir. 02 Haziran 2001