Azıcık saygı yeter
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 14 Şubat 2019
Perşembe
Dün gazetelerde yer alan iki ayrı haber dikkatimizi çekti; aklımıza “Acaba hiç tanımadıkları insanlara, belki de hakkında hiç bir bilgi sahibi olmadıkları inançlara saygılı davrananlar, kendi insanlarına, kendi inançlarına aynı saygıyı niçin gösteremiyorlar?” sorusu gelip takıldı, çoğu zaman olduğu gibi. İlginçtir ki, bu iki haber de, medyayı kişisel menfaatleri için alabildiğine kullanan bir grubun gazetelerinde yer aldı.
Önce içerden bir haber: Şu meşhur SAREM varya; Genelkurmay bünyesinde oluşturulan, Stratejik Araştırmalar ve Etüd Merkezi, işte onunla ilgili. Haberde “kim oldukları gizli tutulan 15 kişilik bir akademisyen grubun kurucular kurulunu oluşturduğu SAREM’de yer alanlardan birinin NUR UZMANI” olduğu vurgulanıyor. Belki “ne var bunda” diyeceksiniz ama öyle diyemezsiniz; çok şey var. Çünkü haberde bu kişi için “listede ilginç bir isim var” deniliyor. Niçin ilginç? Çünkü bu akademisyen İ.Ü. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü’nde öğretim üyesi bir, doktora çalışması olarak “Abdulhamit’in İslâm Birliği Politikası”nı seçmiş iki, Said-i Nursi Sempozyumu’nda Milli Mücadele’de Said-i Nursi konulu bir bildiri sunmuş üç.. Eee, bunlar bir araya gelince o zihniyet için “ilginç” olmaz da ne olur? Şahsın bir bilim adamı, tarihçi olduğu, Genelkurmay bünyesinde kurulan önemli bir teşkilatta “Irak ve Ermeni konularının tarihi seyri” hakkında kendisinden çalışma beklenmesi hiçbir önem taşımaz hale geliyor. Haberin veriliş biçimi adeta bu milletin inançlarına gösterilen tahammülsüzlüğün tipik örneklerinden birini oluşturuyor. Meşhur deyimle, bu şahıs, bir yerlere gammazlanmak isteniyor. Sözü edilen kişiyi tanımıyoruz ama adeta “Genelkurmay’a dinci sızdı” gibi bir ihbar dürtüsü yerleşmiş yüreklerine. Kişi inançlıysa yapacağı işin hiçbir anlamı ve önemi kalmıyor bunların nezdinde.
Bu niçin böyle? Çünkü onlara Genelkurmay’dan kimse
“-SAREM’in karar organında isimleri saklı tutulan 15 akademisyen arasında…- diyorsunuz ama bu ismi nereden, nasıl aldınız, hangi hakla yayınlıyorsunuz”
demez de onun için!
Grubun bir başka gazetesinde yer alan haber ise dışardan. Angel Eyes adlı filmin çekimleri sırasında aktör James Caviezel çekimleri durdurmuş. Nedeni şu: Caviezel, rolünü ünlü çıplaklardan Jennifer Lopez’le paylaşıyor. Paylaşıyor ama bir sahnede Lopez’in kıyafetine, daha doğrusu çıplaklığına itiraz ediyor: “Hayır, ben böyle sahnede oynamam. Çünkü koyu bir katoliğim ve inancım buna müsaade etmez!” diyor.
Gazetenin bu haberi verişinde inanca karşı hiçbir tahammülsüzlük yok. Üstelik, “Jennifer ilk kez reddedildi” diye bir de aktör lehine övgü var. Aktörü biz de alkışlarız; kendi inancına saygılı davranıp ikiyüzlülüğü reddettiği için. Ama kafamıza takılıp kalıyor aynı soru: Bu tahammül ve hoşgörüyü kendi insanınıza niçin göstermiyorsunuz? 25 Ocak 2002