Salı

– Milletvekili maaşlarına yapılan zam Meclis’in mânevî şahsiyetine büyük darbe vurdu. On milyonlarca halk sürünürken vekillerin ayda, tam rakamı bilmiyorum, dört veya yedi milyar lira maaş almaları normal görülemez.

– New York ve Washington’daki terör hadisesi Üzeyir Garih cinayetini unutturdu. Bu konuda (www.yesil.org) internet sitesinde meraklı bilgiler veriliyor. Gizli sırları ifşa ediyor diye bu site birkaç gün çökertildi ama tekrar yayına başladı.

– İki basın imparatorluğu arasındaki savaşta ithamlar, iddialar, ifşalar, belgeler havada uçuşuyor. Normal olarak savcıların, emniyetin, hükümetin harekete geçmesi gerekir ama nedense geçilmiyor.

– Amerika’nın ve İngiltere’nin Afganistan’a saldırmasından sonra dünyada hürriyetler kısıtlanacaktır. Türkiye’de zaten yeterli hürriyet ve demokrasi yok, bir de yeni kısıtlamalar gelirse yandık. İlk fırsatta Müslümanları, İslâmcıları sindirmek, gemlemek isteyeceklerdir.

– Afganistan halkı yirmi sene büyük acılar çekti. Önce Sovyet işgali sırasında, sonra Mücahit gruplar arasında çıkan iç savaşta. Tâliban rejimi ile ülkeye sükûnet ve dirlik düzen gelmişti ki, bu sefer de dünyanın en güçlü devleti tepelerine ateş yağdırmaya başladı. Taliban yıkılsa bile Kuzey İttifakı Afganistan’da huzurlu ve istikrarlı bir sistem kuramaz. Çünkü onlar anlaşmamak ve ittifak etmemek konusunda ittifak etmişlerdir.

– Mağdur ve mazlum din ve iman kardeşlerine yardım edemeyen âciz ve zelil Müslümanlar bari dua etsinler.

– Amerika’da ve dünyanın birçok ülkesinde ilerideki yıllarda kütlevî ölümler olması muhtemeldir. Cenab-ı Hak Türkiye’yi ve İslâm âlemini esirgesin.

– İleride Pakistan’da neler olacağını çok merak ediyorum. Müşerref kalacak mı? Askerî rejim devam edecek mi? Müşerref rejimi yıkılırsa yerine hangi güçler geçecektir?

– Son terör hareketleri Amerika ve Batı Avrupa ülkelerindeki islâmî hareketlere ve ilerlemeye bir müddet sekte verecek; sonra ihtida vak’aları artacaktır. Güneşin Batı’dan doğacağına dair Peygamberin haberi vardır. Peygamber yanılmaz, o ne haber verdiyse öyle olur.

– Dünyanın her yerinde zelzele oluyor. Zelzelesiz hafta geçmiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ihale açmış, yirmi bin ceset torbası satın almış.

– Dolar yükselip duruyor. O yükseldikçe Türk parası gittikçe siliniyor, yok oluyor. Yıllar önce paramızdan bir sıfır sileceğiz diyorlardı. Daha sonra iki sıfır, üç sıfır oldu. Günümüzde ise paramızın para olması için altı sıfır atmak gerekiyor. Hem sıfırları atmakla iş bitmiş olacak değil.

– Fabrikalar, atölyeler, dükkanlar, ticarethaneler kapanıyor, milyonlarca işçi ve çalışan gelirsiz kaldı. Kış da geliyor. Bu insanlar nasıl geçinecek, ne yiyip içecek, nasıl ısınacak?

– Bazıları “Biz ülkeyi altı ayda bataklıktan çıkartır, güllük gülistanlık ederiz” edebiyatı yapıyor. Böylesine batmış bir ülkeyi kurtarmak o kadar kolay mı sanıyorlar? Dediklerine kendileri inanıyor mu?

– Terörist saldırılardan sonra, Washington’da yaşayan bir Türk ailesi, Pentagon’da çalışan tanıdık bir Amerikalının ailesine geçmiş olsun ziyaretine gitmişler. Keşke gitmeseymişler. Amerikalı aile açmış ağzını yummuş gözünü “Siz vahşi ve katil Müslümanlar, bütün bu işler sizin taifenizin eseridir…” şeklinde ağır hakaretler yaparak Türk dostlarını kovmuşlar. Halbuki bizim aile öyle dindar, İslâmcı bir zihniyete sahip değilmiş, Sosyolojik Müslümanlarmış. (Bu haberi bir profesör dostumdan aldım.)

– Çeçenlerin durumu zaten kötüydü, bundan sonra daha da kötüleşecek. Çünkü Amerika, Çeçenleri de terörist olarak kabul etti. Keşmirli Müslümanların vaziyeti de fena.

– Dünya yıkılıyor, yer yerinden oynuyor, bizdeki hırsızlar çalmaya, soyguna, talana, hortumlamaya, haram yemeye, saçı bitmedik yetimlerin haklarını zimmetlerine geçirmeye devam ediyor. Allah belalarını versin!

– İstanbul’un büyük camilerinden birine her gittiğimde namazdan sonra tesbihatı beklemeden kendimi dışarı atmak zorunda kalıyorum. Çünkü, vakit namazlarında bir saf bile cemaat olmamasına karşılık, hoparlörlerin hepsini sonuna kadar açıyorlar. Kutsal ibadet yerinde korkunç bir ses yüksekliği oluyor. Hiçbir nasihat, görevlileri yola getiremiyor. Madem ki, benim dinim yüksektir, o halde hoparlörün sesi de yüksek olacaktır diye düşünüyorlar herhalde.

– Geçen Eylül ayında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’ndeki bir davam neticelendi ve 20 ay hapse mahkum edildim. Bununla ilgili bir yazı kaleme alıp okuyucularımı bilgilendireceğim.

– İslâmî kesimden bir zat 250 milyon dolar biriktiriyormuş. Doğrusu çok alçakgönüllü ve mütevazı biriymiş bu kişi. Başkaları doların milyarıyla servet sahibi olmuşken, bundaki tok gözlülük tebrike şayandır.

– Memurluk yapan Müslüman bir zat Afganlılara, Taliban’a ateş püskürüyordu. Yok kıyafetleri medenî değilmiş, yok niçin sakal bırakıyorlarmış. Müslüman böyle derse, dinsizler ne demez.

– Afganistan’dan sonra sıra başka İslâm ülkelerine gelecektir. Teröristler ABD’yi ve Batı Avrupa ülkelerini vurursa savaş daha da genişleyecek ve kızışacaktır. Bu fırtına içinde Türkiye’nin durumu ne olacak? İdarecilerimiz elde fırsat ve imkan varken, birtakım zarurî değişiklikleri, kendi iradeleriyle horizontal yoldan yapmadılar. Korkarım bundan sonra vertical güç tepeden inecektir.

– Tarihte kalan eski Haçlı seferleri sırasında da bazı Müslüman prensler, idareciler kendi şahsî saltanatları, emelleri, hırsları yüzünden Haçlılarla ittifak yapmışlardı. Bu adamların şimdi Ceza Âlemi’nde durumları nasıldır acaba? Saadet içindeler mi, yoksa azap mı çekiyorlar?

– Vatandaşların, yasal sınırlar içinde kalmak şartıyla toplantı ve yürüyüş yapmaya, protesto etmeye hakları vardır. Batı ülkelerinde bile savaş aleyhinde nümayişler ve protestolar oluyor da, bizdekiler niçin polis tarafından sert bir şekilde önleniyor, engelleniyor? 10 Ekim 2001