Başörtüsü İslâm’ın Simgelerindendir
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Pazartesi
İslâm dininde sembol (simge) değerler, kavramlar, kurumlar bulunur. Bunların başında
gelir. Bir şehir, belde, köy veya ülkede günde beş kez Ezan okunuyorsa orası Müslümandır. Şöyle veya böyle ama Müslümandır. Camilerde beş vakit cemaatle kılınan namaz da bir simgedir.
Müslüman kadınların ve kızların tesettür kıyafeti, hele başörtüleri de bu simge/şiarlardandır. Müslüman bir ülkede Ezan, namaz, Cami, Kur’ân okumak nasıl yasaklanamazsa, kadın ve kızların başörtülerine de (kısmen de olsa) yasak ve sınır getirilemez.
Başörtülü dindar kızların okullara ve üniversitelere sokulmaması son derece vahim bir insan hakları ihlalidir. Bir kere eşitlik prensibine aykırıdır. Öyle ya, başı açık olan okuyabiliyor da, kapalı olan niçin okumasın? İkincisi: Din, inanç, vicdan, dinine uygun bir hayat sürebilmek hak ve hürriyetlerine aykırıdır.
Bu yüzdendir ki bütün medenî, ileri, hukuklu, insan haklarına saygılı ve bağlı Batı ülkelerindeki üniversitelerde okullarda Müslüman kızlar (şayet aileleri ve kendileri istiyorlarsa) başları kapalı olarak okuyabilirler. Tek istisna, Fransa’da resmî liselerde başörtüsü yasağı olmasıdır. Lakin orada Katolik liselerinde, özel liselerde ve bütün üniversite ve yüksek okullarda tesettür ve başörtüsü serbesttir.
“Devletin okullarda ve üniversitelerde kıyafet yönetmeliği vardır, buna göre öğrenciler başörtülü olamazlar, buna uyulması gerekir”
Başörtüsünü yasaklayan bir yönetmelik hukuka, adalete, insafa, evrensel insan haklarına, millî kimlik ve kültüre aykırıdır.
Ülkemizi ziyaret eden ve kadınlarla ilgili bir toplantıya katılan İranlı bir hanım milletvekili, ülkesindeki tesettürü tenkit eden çoğu CHP’li ilerici bayanlara şöyle demiş: “Bizim ülkemizde kadınlar, örtü kullandıkları için tahsil yapma hakkından mahrum edilmemişlerdir. İnşaallah Türkiye’de de böyle olur…”
Okullardaki, üniversitelerdeki, kamu alanındaki, resmî dairelerdeki başörtüsü yasağı ülkemizin insan hakları sahasındaki en büyük ayıbıdır. Bu yasak ve zorlama böyle devam edebilir mi? Edemez…
Bir kısım
evrim teorisi konusunda dehşetli bir terör fırtınası estiriyor. Hattâ bir valiyi,
için medyatik lince tabi tuttular.
(1) Herhangi bir dine mensup olarak yahut bir dine bağlı olmayarak Yaradıcı bir Allah’a iman eden kimsenin evrim teorisine inanması mümkün değildir. “Ben hem Allah’a iman ediyorum, hem de evrim teorisine inanıyorum…”
(2) Evrim teorisi kesin bir gerçek olmayıp, isbat edilemeyen bir nazariyedir.
Böyle bir baskı evrensel insan haklarını; din, inanç, düşünce hürriyetini ihlal olur.
(3) Evrimciler, düşünce ve görüş özgürlüğünden ne kadar yararlanmak hakkına sahip iseler yaradılış teorisine inananların da o kadar hakkı vardır.
(4) Evrim teorisini mutlak bir doğru olarak göstermek büyük sahtekârlıktır.
(5) Geçenlerde Hürriyet gazetesi, bir üniversite profesörünün ağzından
sözlerini başlık olarak verdi.
Bütün Müslüman vatandaşlar, okullarda çocuklarının düzmece evrim teorisi vasıtasıyla sapıklaştırılmasına karşı demokratik ve yasal yollardan tedbir almalıdır.
Evrim teorisi vardır… Bu teori dünyada canlıların çıkışını şu şekilde açıklamaktadır… Biyoloji derslerinde bunlar okutulabilir. Lakin evrim teorisinin doğru olduğuna iman etmeye çağırmak, işte bu, ayrı şeydir ve
Evrimcilerin cesaretleri varsa, buyursunlar bir tv kanalında ilmî bir açık oturuma katılsınlar. Evet cesaretleri var mıdır?..
(5 Şubat 2007 )
adlı haberinde, Afyonkarahisar’da oynanan Afyon-Bozüyük futbol maçında bir grup taraftarın
sloganı attığını yazıyor.
Sen Hrant Dink’in katledilmesinden sonra
diye bağırırsan, yaptığın bu aşırılık ve kışkırtma elbette cevapsız kalmaz. İşte böyle cevap verirler.
Hrant Dink Türkiye vatandaşıydı, Ermeni asıllı bir Türk’tü. Onun cenazesinde
diye bağırılsa olmaz mıydı?
Elbette bir cinayeti doğru bulmayız, lakin birtakım Dönmelerin ve Kriptoların başını çektiği
feryatları bu ülkeye uğur, huzur ve iç barış getirmeyecektir. Zaten sanırım bu iş kasıtlı yapılmıştır…
Haftada bir yayınlanan
bence ülkemizin en ciddî ve kaliteli gazetesidir. Şekil olarak dünyanın büyük gazetelerine benzeyen bu yayın organı 18 sayfa olup dünya siyaseti ile ilgili haberler, resimler ve yorumlar yayınlamaktadır. Bu gazeteyi henüz görmemiş olanlara mutlaka bir nüshasını alıp tedkik etmelerini tavsiye ediyorum. (Dünya Gündemi, 0212/347 47 80 ve 82. İdare yeri İstanbul’dadır.) 06 Şubat 2007