Bazı Liselerde ne Dolaplar Dönüyor?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 07 Aralık 2018
İslâm ve Kur’ân hukukuna göre ikisi de reşid=ergen iki liseli genç birkaç hafta önce kavga ettiler, sonunda birisi diğerini çakıyla öldürdü. Fâcia!..
Normal bir toplumun okullarında böyle şeyler olmaz.
Bu faciayla ilgili haberin sonunda, polise teslim olan genç, psikolog nezaretinde sorgulanacak diye yazılıydı… Liseli katil, henüz on sekiz yaşını doldurmamış olduğundan, incinmemesi sarsılmaması üzülmemesi tedirgin olmaması için psikolog yardımcı olacakmış… Allah hepimizin yardımcısı olsun.
Bir milyona yakın öğretmeni olan millî eğitim sistemimiz alarm veriyor. Hele liselerimiz…
Birinci Gezi kalkışmasında İstanbul’daki bazı liselerde çok acayip faaliyetler olmuştu. Gezinin planlarının meşhur bir lisede yapıldığını duymuştum.
Önümüzdeki baharda sahneye konulacağını tahmin ettiğim ikinci büyük Gezi kalkışmasında yine bazı liseleri, bir kısım liselileri kullanacaklarını sanıyorum.
İçişleri, Millî Eğitim Bakanlıkları, Emniyet teşkilatı ve yargı bu konuda bilgili, tedbirli, hazırlıklı olmalıdır.
Millî Eğitim Bakanlığının internet sitesini açtığınızda karşınıza M. Kemal Paşa’ya ait bir nutuk çıkıyordu. Gençliği, yargıyı emniyeti devleti hükümeti kaale almadan hod be hod kemalist inkılâbları taşla sopayla silahla korumaya davet eden bir nutuk. Bu nutkun metnini okuyalım:
“Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.
Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu; bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek.
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!”
Bu nutkun sahte olduğuna dair hayli yayın yapılmıştır ama Bakanlık bu metni internet sitesinin başında bulundurmak konusunda on yıllar boyunca inatla direnmiştir. Kaç kere yazıldı, tınmadılar.
Bazı İstanbul liselerinde, önümüzdeki baharda bir kısım, kanunen gayr-i reşid
çocuklarımızı sokaklara, caddelere, meydanlara dökmek için sinsi propagandalar, hazırlıklar yapılmaktadır. İktidar, elbette bu konuda yeterli istihbarata sahiptir diye düşünüyorum.
Eylül ayında Diyarbakır’da kütüphaneler tahrip edildi, müzeler, dükkânlar yağmalandı, hayli vatandaş öldü, hadiseleri durdurmak için üç gün sokağa çıkma yasağı konuldu. Aynı kötü ve hain senaryonun. çok daha büyük çapta İstanbul’da sahneye konulacağından korkuyorum.
Birilerine hitap ediyorum: Madem ki, liseli gençlerimiz reşid=ergen değildir, onları terör, sivil darbe hareket ve faaliyetlerine alet etmek elbette caiz değildir. Bırakın tahsillerini huzur içinde yapsınlar, millî eğitim sisteminin imkân verdiği nispette yetişmeye, iyi insanlar iyi vatandaşlar olmaya çalışsınlar.
Gözü dönmüş sivil darbe teröristleri bu isteğime olumlu cevap verirler mi?
Liseli katil çocuğun ifadesi psikolog gözetiminde alınacak,
Bu ne yaman çelişkidir.
Evet, bazı liselerden pis kokular geliyor.
Birilerinin burunları bunları hissetmiyor mu?
Hayret hayret hayret!..
vak’aları artmış… Hıristiyan aleminde İslâma ve Müslümanlara karşı nefret çoğalıyor ama buna rağmen Müslüman olanların sayısı da hızla çoğalıyor.
Kolay açıklanamayacak bir realitedir bu.
Bu gidişle 2025’te bazı Avrupa ülkelerinde Müslümanlar o kadar çoğalacak ve ağır basacak ki, İslâm siyaseten olmasa bile sosyal ve kültürel açıdan ağır basacak.
İsrail’de bile bazı Yahudiler Müslüman oluyor.
Batı halkının büyük kısmı dinimiz konusunda cahil, çok cahildir. İslâm ile terörizmi özdeşleştiriyorlar. Ehl-i Sünnet İslâmı ile Vehhabiliği birbirine karıştırıyorlar.
Kur’ânda, Sünnette, Şeriatta elbette cihad var ama bu cihad teröristlerin, Selefilerin anladığı ve uyguladığı cihad değildir.
Osmanlı imparatorluğunda Hıristiyanlar, Yahudiler çok geniş bir din, kimlik ve kültür hürriyetine sahipti.
İspanyadan, başka ülkelerden kovulan Yahudiler, Osmanlı vatanında selamet içinde yaşamıştı.
Yabancı dil bilen okuyucularıma İngilizce Fransızca internet sitelerinden İslâma geçenlerin hikayelerini okumalarını tavsiye ederim. (Converts to Islam… Les convertis a l’Islam…)
İlim adamları… Profesörler… Sporcular… Müzisyenler… Hattâ papazlar… Holandada İslâm düşmanı bir politikacı Müslüman oldu ve eski düşmanlığına tevbe etti. Bir müddet sonra oğlu da hidayet buldu.
Doğru mu bilmem, bundan önceki (müstafi) Papanın bile gizlice Müslüman olduğuna dair internette bilgiler var.
Tek tük, Müslümanlıktan Hıristiyanlığı geçenler olduğunu biliyorum ama İslâma geçenler yüz katı, belki daha fazla.
Dünya halkı akın akın Müslüman olacak, lakin kötü Müslümanlar buna engel oluyor. İslâm dünyası anarşi, kargaşa, kaos içinde. Ahlâksızlık yaygın, kokuşma korkunç… Yine de büyük sayıda Hıristiyanın İslâma geçmesi, dinimizin hak olduğunu gösteren bir mucizedir. Resulullahın bin dört yüz yıl sonra zuhur eden bir mucizesi…
Dünyanın en az yüz büyük şehrinde hem cami, hem tekke olarak çalışacak İslâm merkezleri açılsa ne iyi olur. Müslümanların kültürü buna yetmiyor. Hürriyet var, para var, imkan var, kültür yeterli değil. Ne büyük eksiklik ve yoksulluk. Tekke binası yapılır ama gerçek şeyh bulmak zor.
Vaktiyle çok mühtedi tanımış ve kendileriyle mektuplaşmıştım… Yaşlandım, sosyal faaliyetlerim azaldı, tanıdığım kalmadı. Böyle birini bulabilirsem, bana dua etmesini isteyeceğim. İhtida edenlerin geçmiş günahları affediliyormuş. Temiz kalp ve temiz ağızla yapacakları dualar inşaallah müstecab olur. 13.01.2015