Beykozun arazisi altın kıymetinde Çavuşbaşı ormanlarında üç gün üst üste günde dört yerden birden yangınlar çıkarıldı.

Bunlar kesinlikle tesadüfî olamaz.

Bunlar kasıtlı yangın cinayetleridir.

Yangınlar kısa zamanda söndürüldü ama yine hayli ağaç ve yeşillik kavruldu.

Sayısız kuş, yabanî hayvan, kaplumbağa, böcek yandı.

Allah bu yangınları kundaklayanları kahr etsin!

Bunları alçak ve gözü dönmüş rantçılar çıkartmıştır.

Elleri kurusun!

Onlara göz yumanlar da kahr olsun!

Kundakçıların ve göz yumanların para ve maddî menfaat için yapmayacakları yoktur.

Ormanlar yanacak… Arazi çölleşecek… Bir müddet bekleyecekler ve sonra allem edecekler kalem edecekler buralarda inşaat yapacaklar.

Lanet olsun onlara!

Ağaçların, çalıların, otların da canları vardır. O canları yakanlar Cehennemde yanarlar.

Mâsum hayvanları yakanlar yanar.

Ya Rabbi, bu şerefsizlerle nasıl baş edeceğiz?

Beladan belaya, musibetten musibete duçar olsunlar! Elleri kırılsın…

* (İkinci yazı) Camilere Sokulmak İstenen Fitne

Bu çok büyük bir fitnedir. Büyük bir vilayetimizin aşırı Feminist kadın müftü yardımcısı Ramazandan önce bölge müftüleri, imamları, müezzinleri toplamış ve camilerde hürmetli ve ismetli İslam hanımlarına ve kızlarına ayrılan bölümlerdeki kafeslerin, kumaş perdelerin, tül perdelerin kaldırılmasını istemiş, din görevlilerini, bu emrimi yerine getirmezseniz canınızı fena yakarım diyerek bir Diyanet mensubuna yakışmayacak kaba ve kanunsuz bir şekilde tehdit etmiştir.

Şu anda mübarek Ramazanda camilerimizde büyük bir anarşi yaşanmaktadır.

Aşırı feminist kadın müftü yardımcısının yaptıkları yüce İslam Şeriatine ve ahlakına, Ehl-i Sünnet Müslümanlığına kesinlikle aykırıdır.

Diyanetteki feministler, feminizmi Kur’anın, Sünnetin, Şeraitin, ahlakın, iffetin üzerinde mi sanıyorlar?

İslam, Avrupa Birliği normlarına ve değerlerine göre yorumlanamaz.

İslam hükümlerinin dört kaynağı vardır:

Allahın Kitabı Kur’an, Allah Resulünün (Salat ve selam olsun ona) Sünneti, icmâ-i Ümmet ve kıyas-ı fukaha…

Feminizm İslama aykırı bâtıl ve sapık bir ideolojidir.

İslam komünizmi olamayacağı gibi İslam feminizmi de olamaz.

AB’nin İslama, Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı bütün görüşleri ve değerleri bâtıldır, dalalettir=sapıklıktır.

Yahudilikte ve Hıristiyanlıkta da iffet kavramı vardır.

Bugünkü sapık ve batıl Avrupa iffet ve namus kavramını reddetmiştir.

Avrupanın bazı ülkelerinde kiliselerde papazlar tarafından

eşcinsel nikâhları

kıyılmaktadır. Avrupa ülkeleri zinayı suç olmaktan çıkartmışlardır.

Öyle Avrupa ülkeleri vardır ki, orada doğan çocukların yarısı nikahsız birleşmelerden peydah olmaktadır.

İslam, Kur’an, Sünnet, Şeriat, Ehl-i Sünnet bunları kabul etmez.

Feministler, camilerde kadın erkek birlikte ibadet edilmesini istiyorlar ki, bu pek büyük bir sapıklık olur.

İslamda ailenin reisi erkektir. Reissiz aile olmaz.

Camilerdeki perdelerin, kafeslerin kaldırılması, din görevlilerinin bu konuda tehdit edilmesi Türkiyenin Müslüman çoğunluğuna indirilmiş bir darbedir.

Böyle bir şey M. Kemal, İsmet, Celal Bayar, General Gürsel, 12 Mart, 12 Eylül ve 28 Şubat zamanında bile yapılmamıştı.

Din adına Kur’ana, Sünnete, Şeriata, Sevad-ı Âzama aykırı bid’atler çıkartanlar Allahın azabından korksunlar.

Kadın müftü yardımcısı kim oluyor da, cami ve din görevlilerini canınızı fena yakarım diye tehdit edebiliyor?

Bu cesareti nereden alıyor? Kendini ne zannediyor?

Bütün Ehl-i Sünnet Müslümanları onu protesto etmelidir.

Diyanetteki Ehl-i Sünnet hocaları böyle bir rezalet ve bid’ate niçin izin veriyorlar?

Bu hanım kendini M. Kemalden ve İsmetten daha mı devrimci sanıyor?

Ehl-i Sünnet Müslümanlarını uyarıyorum:

Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmazsanız üzerimize genel bir musibet ve afet gelebilir ve helak olabiliriz.

Camilerdeki kafesler ve perdeler tekrar yerlerine konulmalıdır.

Avrupa Birliği, iffet, namus ve ahlak konusunda modern bir Sodom ve Gomore haline gelmiştir.

İslam dini AB standart, norm, ilke ve değerlerine uydurulamaz. Böyle bir teşebbüs küfür olur.

Camilerimizi reformcu Amerikan Yahudilerinin sinagoglarına benzetmek isteyenler lanetle anılacaktır.

Muhterem İslam hanımları ve kızları!.. Feministlerin, AB’cilerin, Fazlurrahmancıların tuzaklarına düşmeyiniz. Camilerin kadınlar bölümündeki kafesler ve perdeler iffetin ve şerefin simgeleridir.

* (Üçüncü yazı) Türkiye Tımarhâne-i Kübrası

Muazzam bir açık hava tımarhanesi düşününüz. Engin bir arazi içinde. Bölümler, pavyonlar, bin çeşit deli… Kimi zincirli kimi gezici…

**M. Kemalciler kısmı:

Onlar deli olmaktan çok hınzır delidir. Kendi halinde uslu olanı da vardır. Takıntıları çoktur. Şapka devrimi deyip dururlar ama şapka giyeni kalmamıştır. Latin alfabesine Türk alfabesi derler. M. Kemal’in Samsuna, Padişahın yaveri olarak, ona sadakat yemini ederek, ondan para alarak gitmesini, Padişahlığı yıkmak için gitmişti diye anlatırlar. Bir ara her gün bin kere laiklik diyorlardı. Artık demiyorlar ama damarlarını kesseniz kanları laik laik diye şıp şıp akar.

**İslamcılar kısmı:

Bin şubeye ayrılmışlardır. Fakirlik edebiyatı yapanları da vardır, şu mübarek Ramazanda içkili otellerin restoranlarında adam başı 150 liraya yemek yiyenleri de. İçlerinde Süslümanlar diye aşırı bir fırka vardır ki, hayatları dillere destandır. Düzenin rantlarını yiyerek çok zengin olmuşlardır. Porscheler Maseratiler, 500 metre karelik Nemrudhane gibi evler… Marka delisidirler… Yedi mideyle yerler… Bir alemdir onlar… İslamcıların bir kısmı kutsal ayda deliler gibi etkinlikler, şenlikler yaparlar… Modern Şehzadebaşı Direklerarası, bin Kantocu Şamram eksin… İçlerinde bozuk düzenin haram rahtlarıyla semirmiş türeme zenginler vardır… Öyle delileri vardır ki, İslamda kader ve teravih namazı olduğunu inkar ederler. Kimisi ictihad yapar, kimisi işkembe-i kübradan fetvalar verir… Öyle zır delileri vardır ki, Allahı iki yüzlü Janus putuna benzeten İranlıyı din önderi ve imam kabul eder. Türleri saymakla bitmez. Feminist deliler… Komünist İslamcılar… Yahudiliği ve Hıristiyanlığı hak din kabul eden İslamcılar… Deliler… Zır deliler… Zırzır deliler… Hınzır deliler…

(Bu yazının sonunu getiremedim. Haliyle gönderiyorum…)

20.7.2013