Ben Az Siyaset Bilirim Bazıları Hiç Bilmez…
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Çarşamba
Devamlı okuyucularım benim siyasetten hoşlanmadığımı bilirler. Bunun iki sebebi vardır:
. Dünyada satranç oynayan milyonlarca insan vardır ama uluslararası çapta -bilemediniz- onbeş-yirmi kişi vardır yerküresinde.
ABD’de vardır, birkaç kişi Avrupa’da, Japonya’da, Çin’de falan.
Şimdi şu Türkiye’nin haline bakınız:
Milyonlarca vatandaş siyaset hastası… Her yerde siyasetten bahs ediliyor… Politika konusunda ahkam kesen kesene… Herkes kendini siyasetten anlar sanıyor… Hele bazı çarıklı erkân-ı harbler kendilerini siyaset ordinaryüs profesörü sanıyor…
(arı kraliçesine)
Bir kovanda tek kraliçe arı olur. İki olursa kovan ikiye ayrılır, arıların bir kısmı ikinci kraliçeyle birlikte başlarını alıp giderler, ayrı bir oğul meydana getirirler. Kovandaki tek kraliçe ölürse ve yeri doldurulamazsa o kovan bitmiş demektir.
Seçimler yapılmış, falan parti iktidara geçmiş, başkanı başbaşkan olmuş… Benim anlattığım siyasetçi bu değil. Türkiye İsviçre’ye, Norveç’e, Avusturya’ya benzeyen bir ülke değildir ki, kolay siyaset yapılsın.
Uzun yıllar Şansölyelik (Almanya’da başbakana şansölye denir) yaptı,
Sonra seçimleri kaybetti ve silindi gitti. Bizde öyle midir? Adam sittîn sene seçimleri kazanamaz, hezimetten hezimete uğrar ama bir türlü mevkiini bırakmaz.
Türkiye siyasetinin yüzde biri su üzerindedir, yüzde 99’u suyun altındadır. Bu yüzde 99’u bilmeyen, görmeyen algılamayanlar siyasete heveslenmesinler
Türkiye çok çalkantılı bir denizdir. Osmanlı zamanında, ondan önce Bizans’ta ne korkunç siyasî fâcialar yaşanmıştır. Gözünün yaşına bakılmadan ne Kayzerler, ne Padişahlar cellâda teslim edilmiştir.
Seçimleri kazanacaksın, iktidar olacaksın ve sonra istediğini yapacaksın,
“İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Fatih Hilmioğlu, Hükümetin bir an önce onuru ile seçime gitmesini, aksi taktirde onursuzca indirileceğini ileri sürdü… Hükümet yüzde otuz beş ile değil, yüzde 95 ile iktidar olsa bile, devletin çeşitli kurumlarının gereken cevabı vereceğini söyledi…” Evet
Bunları yok sayan bir siyasetin sonu kötü olur.
Gücü ne kadarsa bir Sabataycı iktidar vardır. YÖK de ayrı bir iktidardır. TÜSİAD’ın temsil ettiği bir iktisadî-ekonomik iktidar vardır. Bektaşi-Arnavut, Rumeli iktidarı vardır. (Bütün Bektaşileri, Arnavutları, Rumelileri kast etmiyorum.) Bir Çerkes iktidarı vardır. (Bütün Çerkesleri kasd etmedim.)
Bir o kadar kripto Hıristyanlar vardır.
Kelle sayısı itibarıyla çoğunlukta da olsalar, Müslümanlar bu saydığım lobilerle, gölge iktidarlarla anlaşmak, uzlaşmak mecburiyetindedir. Ötekiler anlaşmıyorlar, uzlaşmıyorlar… İşte siyaset o zaman başlar…
Kim iyi ve başarılı siyasetçi olabilir biliyor musunuz? Adamı bir odaya Şeytan ile birlikte koyacaksınız. İmtihan müddeti bir saat. Vakit dolunca kapıyı açacaksınız.
Adam imtihanı kazanmıştır. Tersi vâki olursa, yani şeytan adamı çuvala koyarsa o herif siyaset konusunda beş para etmez…
Müslüman siyasetçi olmak için beş vakit namaz kılması, Ramazan’da oruç tutması, hacca ve umreye gitmesi, refikasının başını örtmesi yeterli değildir. Asıl şartlar ve hasletler şunlardır:
(intuition)
(Karşı tarafta istidrac sahipleri vardır gafil olunmaya…)
Bundan önce, Cumhurbaşkanı adayının nasıl bir kimse olmasına dair iki yazı kaleme almıştım. Bu iki yazıyı, siyaset konusundaki az bilgimle yazmıştım. Olup bitenler beni haklı çıkardı. Bazı okuyucularım o yazılar dolayısıyla beni tenkid etmişler, üzülmüşler,
demişlerdi.
03 Mayıs 2007