Benim Adaylarım
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 12 Aralık 2018
Fikir, inanç, görüş hürriyeti var ya, işte ben de
ve
adaylarımı açıklıyorum. Pardon isim vermeyeceğim, sadece
beyan edeceğim.
(1) Kesinlikle
olmayacak.
(2)
olmayacak,
olacak.
(3) Kırsal kesim kültürlü,
olmayacak,
olacak.
(4)
İstanbul görgü ve terbiyesine sahip olacak..
(5)
sahip olacak,
anlayacak.
(6) Kesinlikle
olmayacak.
(7)
olmayacak.
(8) Zerre kadar
olmayacak.
(9) Yeterli seviyede
(10)
veya öteki kavimlerden birine mensup olması bir sakınca teşkil etmez.
yeter.
(11)
ve
yapmayacağına dair
ve
verecek.
(12)
riayet edecek. Terör ve savaş bölgesine kendi çocuklarını da gönderecek.
(13) İstanbul ve Ankara’da bir yerden bir yere giderken trafiği durdurmayacak, halka eziyet etmeyecek.
(14) Gerçek ve ihlaslı dindar olacak, dini
âlet etmeyecek.
(15) Âilesinin kadınlarını siyasete karıştırmayacak.
(16)
olacak ama gururlu, kibirli, bencil, egosantrik,
olmayacak.
(17) Son derece
olacak, taş çatlayacak ama onun sabrına bir şey olmayacak.
(18)
, onların önüne yağlı veya yağsız kemik atmayacak.
(19) Doğru ve
kulak verecek.
(20) Dünyanın her yerinden
getirtip okuyacak.
(21)
ve güzel sanatlar konusunda derin bilgisi olacak.
(22)
ehline verdirecek.
(23)
(24) İstanbul’da dünya çapında, binası harika,
en az
ihtiva eden bir kütüphane yaptıracağına dair kesinlikle söz verecek.
(25)
, bu konuda çok radikal, çok ciddî planları, çareleri, çözümleri olacak.
(26)
İntisaplı olmazlarsa yüksek tepelerde başları dönebilir, muhalif rüzigârlardan müteessir olabilirler.
En büyüğü Şâzelî/Darkavî tarikat-i seniyyesi postnişîni
hazretleriydi. Beşiktaş’tan Yıldız’a çıkan Barbaros Hayreddin Paşa bulvarının kenarındaki Ertuğrul camiinin önünde, Hakan-ı mağfurun ser-mimarı Raimondo D’Aronco’ya inşa ettirdiği
medfundur.
Adaylarımda aradığım şartlar bunlardır. Başarılar dilerim.
Bir Şiî ne yapar?.. Şiîliğin doğru olduğunu söyler, Şiîliği över… Bir Vehhabî ne yapar?.. Vehhabîliğin doğru olduğunu söyler, Vehhabîliği över.
Bendeniz bir
Müslümanıyım. Ehl-i Sünnetin hak mezhep olduğunu yazarım, Ehl-i Sünneti överim.
Şiîlerin Şiîliği, Vehhabîlerin Vehhabîliği övmesi ne kadar tabiî ise, benim Ehl-i Sünneti övmem o kadar tabiîdir. Gel gelelim bunu bazılarına anlatamazsınız. Ehl-i Sünnete dememeliymiş,
demeliymiş.
Kur’anın en doğru yorumunu
yapmıştır. Bugün ülkemizde
Her tâife, her fırka, her hizip Kitabullahı kendi mezhebine göre yorumluyor.
Bunca çeşitlilik, ihtilaf içinde ben hangi yorumu tercih edeceğim? Elbette ki. Ehl-i Sünnet yorumunu.
Ehl-i Sünnet Sevâd-ı Âzam’dır.
diyenler Kur’anı doğru yorumlayabilirler mi? Kendileri gibi olmayan Müslümanları şirk ve küfürle suçlayanların tefsirleri okunur mu? “Peygamberlik Hz. Ali’nin hakkıydı, Cebrail yanıldı da vahyi ona çok benzeyen Hz. Muhammed’e
getirdi” diyen
mezhebi mensupları da Kur’ân Kur’ân diyor ama onların tercümelerine, meallerine, tefsirlerine güvenebilir miyiz?
mezhebi de Kur’ân diyor ama
Gûya onlar tarihselmiş… Ne anladım ben onların Kur’ân demesinden.
Şunlara bakın: Kur’ân
diyor,
diyor; bizimkiler ise “üç hak ibrahimî din vardır, üçünün mensupları da ehl-i necat ve ehl-i Cennettir” diyor.
Velhasıl maksud bir amma rivâyat muhtelif; herkes Kur’ân diyor ama yorumlar birbirine uymuyor.
Önemli olan Kur’ân’I Peygamberin
ve Ashabının
anladığı gibi anlamaktır. Bu da Selef-i Sâlihîn yolundan gitmekle mümkün olur.
Bütün reformcular, dinde yenilikçiler, dinde değişimciler, light/ılımlı İslamcılar, diğer İslamcılar, Fazlurrahmancılar, sarıklı Masonların peşlerinden gidenler, mezhepsizler, Sünnet düşmanları, Sünnet ayıklayıcıları, “Üç ibrahimî dinciler”, Râfizîler, Necdîler ve diğer firak-ı
Devletimiz, halkımız, ülkemiz Ehl-i Sünnet ile yücelmiştir. Ehl-i Sünnet darbelenince bugünkü durum meydana gelmiştir.
21 Ekim 2012