Benzetilmişler

Onların sahte kurtarıcılarının cemaatine on sekiz maddelik bir talimatnamesi vardır. Bu maddelerden birinin özeti şudur:

“Benzeme, benzet.”

Maalesef yıllardan beri nice vatandaşımızı, nice Müslüman Türkiyeliyi benzetmişlerdir.

Hiçbir şeye yanmam da, Müslüman geçinen, dindar geçinen, sofu geçinen birtakım kimselerin benzetilmişliklerine yanarım.

Müslüman yalan söyler mi? Asla söylemez. Söylüyorsa benzetilmiştir.

Müslüman değil din kardeşini, başka dinden olan vatandaşlarını da aldatmaz. Aldatıyorsa Müslüman değildir, benzetilmiştir.

Müslüman emanete hıyanet eder mi? Vazifelere, makam ve mevkilere, memuriyetlere ehil ve layık olmayanları getirir mi? Asla getirmez. Çünkü böyle bir şey emanete hıyanettir, Müslümana yakışmaz. Emanete hıyanet ediliyorsa benzetilmiştir.

Müslüman borç alır, senet verir, çek imzalar da, vadesi gelince ödemekten kaçınır mı? Asla kaçınmaz. Borcunu ödemiyorsa, senedini veya çekini karşılıksız bırakıyorsa o Müslüman değil benzetilmiştir.

Müslüman tevhid ehlidir. Onun nazarında para din iman gibi değerli değildir.Bir kimse paraya, maddî menfaate din iman gibi tapıyorsa bilin ki, o sahte bir Müslümandır, benzetilmiştir.

Bir Müslüman namusuna, ırzına, ehl ü iyaline, hanımına, kızına sahip olur; onların her türlü tecavüzden, her türlü kem nazardan uzak kalması için çalışır. Böyle yapmayan kişi benzetilmiştir.

Müslüman, kendi şahsî ikbali ve menfaati için dine ve şeriata aykırı iş yapmaz, baş olacağım, şan ve şeref kazanacağım diye her haltı yemez. Bunları yapıyorsa o bir benzetilmiştir.

Müslüman iki yüzlü değildir; Müslüman her türlü nifak alametinden uzak durur. Aksi taktirde benzetilmiştir.

Müslüman haram yemez. Müslüman faiz, gayr-i meşru rant, repo parasından ateşten kaçtığı gibi kaçar. Kaçmıyorsa, haram yiyorsa o bir benzetilmiştir.

Müslüman doğru adamdır, emin (güvenilir) bir kimsedir. Doğru değilse, emin değilse o bir benzetilmiştir.

Müslüman, İslâm düşmanlarıyla gizli toplantılar yapmış olanlarla anlaşıp uzlaşmaz. Müslüman, din düşmanlarını veli ve dost ittihaz etmez. Ediyorsa benzetilmiştir.

Müslüman, zengin olunca kudurup azmaz. Mal çokluğunun bir imtihan olduğunu bilir; servetinin kendisine emanet olduğunu, bunu Hak yolunda meşru sahalarda kullanmak, hayır hasenat yapmak gerektiğinin bilinç ve idraki içindedir. Zengin olup da kuduranlar, azanlar benzetilmişlerdir.

Müslüman lüks ve gösterişli meskenlerin, lüks ve pahalı otomobillerin lüks elbiselerin, lüks bir hayat tarzının şeytanî olduğunu iyi bilir ve bu gibi vesveselerden uzak durur. Aksi taktirde o bir benzetilmiştir.

Müslüman cırcır böceği gibi durup dinlenmeden abuk sabuk, saçma sapan konuşmaz. Az konuşur, hikmetli ve faydalı sözler eder. Hiç durmadan konuşup duranlar, bir söylediği öteki söylediğini tutmayanlar benzetilmişlerdir.

Müslüman, başkalarını taklit etmez. Din düşmanları, başkaları sıçan deliğine girse, onların peşinden o deliğe giren kişi Müslüman değil, apaçık bir benzetilmiştir.

Müslüman, bir delikten çıkan zararlı mahluk tarafından iki kere sokulmaz. Müzmin şekilde aldatılan, çarpılan, tokatlanan kişi Müslüman değil, benzetilmiştir.

Müslüman şarlatanlık, soytarılık, hokkabazlık, cambazlık, şubedebazlık yapmaz. Yapıyorsa benzetilmiştir.

Müslüman, Allah’ın kanunu olan mükemmel İslâm dininde reform, yenilik, değişiklik yapılmasını istemez; müctehidlik taslamaz, ayetlerin ve hadîslerin bir kısmının bu devirde geçerliliği kalmamıştır, onlar tarihseldir hezeyanını sarfetmez. Aksi taktirde o bir benzetilmiştir.

Müslüman din sömürüsü yapmaz, cahil halkın kutsal duygularını alet ederek onları inek gibi sağmaz, kaz gibi yolmaz, paralarını çarpmaz. Din sömürüsü yapan kişi Müslüman değildir, benzetilmiştir.

Müslüman alçakgönüllüdür, mütevazıdır. Müslüman kibirlenmez, gururlanmaz, küçük dağları ben yarattım edalarıyla caka satmaz. Nemrud’luk ve Firavun’luk taslayanlar benzetilmiştir.

Müslüman haddini bilir. Bilhassa din ve siyaset konularında uzman değilse, kendi işkembe-i kübrasından atıp tutmaz. Uzmanı olmadığı hiçbir ilimde ve sahada ahkâm kesmez, kesin konuşmaz. Bilmediği konuları mıncıklayanlar benzetilmiştir.

Müslüman, kendi dini ve ümmeti aleyhinde çalışmaz. Şayet gözü dönmüş bir arivist, şahsî ikbal ve nüfuzu için İslâm’a ve Müslümanlara zarar verecek işler yapıyorsa biliniz ki, o katmerli bir benzetilmiştir.

Müslüman dinin, şeriatin kesin ahkamı konusunda en ufak bir taviz vermez. Veriyorsa benzetilmiştir.

Müslüman Peygamberi, Ashabını, Ehl-i Beyt’i, Salih Selefleri, ulemayı, kâmil mürşid ve şeyhleri bırakıp da Dr.Moon’ların, Reşad Halife’lerin, zındıkların, sahte peygamberlerin peşinden gitmez. Gidiyorsa o bir benzetilmiştir.

Müslüman o kimsedir ki, onun ahlâkını ve faziletini düşmanları bile takdir ve teslim eder. İslâm’ın çirkin gördüğü ve yasakladığı kötülükleri sergileyen bozuk kişiler Müslüman değil, benzetilmiştir.

Müslüman firaset sahibidir.Kendi firaseti yoksa, firasetli bir büyüğe tâbi olur. Zerre kadar firaseti ve hikmeti olmadığı halde rehberlik, başkanlık, önderlik taslayan, benzetilmiştir.

Müslüman ilim, irfan, hikmet, kültür, sanat, edeb, nezaket, mürüvvet, fazilet arayan, bunları tahsil eden kimsedir.Bu değerlere arka çeviren, boş işlerle uğraşan kimseler benzetilmiştir.

Rahmani hükümleri ve değerleri bırakıp da tağutî ilkelere uyanlar da benzetilmiştir.

Bir yandan yaldızlı ve göz boyayıcı edebiyat yapan, öte taraftan, aksiyon planında söylediklerinin tam tersini sergileyenler de benzetilmiştir.

Benzetilmişlerin kimler olduğunu sanırım yeteri kadar anlatabildim. Kimlerdir bu benzetilmişler? Aynanın önüne geçelim ve bakalım. Bu yazılanlara uyuyorsak; ben, sen, o, siz, biz hepimiz benzetilmişizdir.

Benzetilmişlikten kurtulmadıkça bize kurtuluş, selamet, izzet ve hürriyet yoktur. 01 Mart 2003