Beş Vakit Namaz Farzdıraaaa

Cumartesi

Beş vakit namaz konusunda bir müddetten beri çok hayırlı faaliyetler yapılmaktadır. Halkı ve gençliği namaza teşvik ve davet etmek için, bazısı bir milyon tiraj yapan kitaplar hazırlandı ve dağıtıldı, toplantılar tertiplendi. Bu işe, bu harekete öncülük yapanları tebrik ediyorum. Bendeniz min gayri haddin yıllardan beri namaz ve cemaat konusunda yazıp dururum. Hattâ bundan yıllarca önce muhterem bir Hocaefendi, ortada bunca din tahsilli yazar ve gazeteci varken namaz meselesini benim işlememe taaccüb etmişti.

Türkiye Müslümanlarının namaz ve cemaat konusunda genel bir seferberlik ilan etme hakları var mıdır? Elbette vardır. Ülkemizde teorik olarak din, inanç, vicdan, ibadet hürriyeti vardır. Din propagandası yapmak hürriyeti vardır. Bu ülke Müslüman bir ülkedir. Dinsiz bir vatandaş nasıl dinsizlik propagandası yapabiliyorsa, Müslüman vatandaş da din, iman, namaz, cemaat, tesettür propagandası yapacaktır.

Lakin bu namaz ve cemaat işinden bazı

“Derin”

şeytanlar memnun olmazlar. Zerre kadar şüphe edilmesin ki, Müslümanların giriştiği namaz seferberliğinden son derece rahatsız olmuşlardır. Bunu önlemek, bunu baltalamak için mutlaka birtakım sabotaj, yıldırma, sindirme, kafa karıştırma planları hazırlıyorlardır.

Namaz ve cemaat kampanyası yapılıyor ya beriden birtakım aykırı sesler duyulmaya başlandı:

– Kur’ân’da beş vakit namaz yoktur…

– Namaz üç vakittir…

– Hayır üç de değildir, bir vakittir…

– Dinimizde namaz diye bir şey yoktur. Kur’ân’da geçen salât kelimesi zikir demektir. Yüreğinden Allah dersin, ibadet etmiş olursun…

Sağlam din kültürü almamış vatandaşlarımızın kafalarını karıştırmak istiyorlar. İslâm dininde günlük beş vakit namaz vardır, farzdır, farz-ı ‘ayndır. Bu farz-ı ‘ayn Kur’ân ile, Sünnet ile, ondört asırlık icmâ-i ümmet ile sabittir.

Birtakım

“derin”

ilahiyatçılar tutturmuşlar

“Kur’ân’da bütün teferruatı

(ayrıntıları)

ile namaz anlatılmıyor”

diye tepinip duruyor. O halde beş vakit namaz yoktur… Bunlar mantık fukarası adamlardır. Kur’ân kesin olarak ne diyor:

Allah size bir Resûl göndermiştir ona uyun diyor. Peygambere itaat eden Allah’a itaat etmiş olur diyor. Peygamber size ne getirmişse (neleri emr, neleri yasak etmişse) onları kabul edin diyor. Allah’ın, “Kendisine uyun” dediği Peygamber ne demiş:

“- Beni nasıl namaz kılıyor görüyorsanız, siz de aynen öyle namaz kılınız.” Kur’ân’da namaz farzdır. Peygamber günde beş vakit kılmıştır. Beş vakit namaz farzdır.

Yüce Kitabımızda rakam olarak beş kelimesi geçmiyor ama

“Namazları ve orta namazını kılınız”

buyuruluyor. Kitaptaki namazları kelimesi tesniye (iki) değil, ikiden fazla çoğuldur. Üçün ortası olmayacağına göre en az dörttür. Bu dört namazın ortasına (iki tarafta ikişer namaz olur) orta namazını koyarsan beş olur.

Birtakım Derin İlahiyatçıların

“İslâm’da beş vakit farz namaz yoktur”

demeleri büyük bir cehâlet ve gaflettir. Beş vakit namaz 1400 yıldan beri süregelen en kuvvetli ve sağlam icmâ-i ümmettir.

Soruyorum:

Birtakım Müslümanlar namaz ve cemaat kampanyası açıyorlar, güzel ve hayırlı bir faaliyet ve hizmete teşebbüs ediyorlar ve bunun arkasından

“birileri” “Kur’ân’da beş vakit namaz yoktur…”

şeklinde kafa karıştırıcı propagandalar yapmaya başlıyor…

Sakın şüphe etmeyin, tereddüt etmeyin… Birtakım

“Derinler”

bu namaz işinden çok rahatsız olmuşlardır. Bugün namaz seferberliği, yarın tesettür seferberliği… Müslümanlar uyanır, şuurlu hale gelir, meşru hakları olan din propagandası, dâvet ve tebliğ faaliyetleri yapmaya başlarlarsa bitiktir işleri. Aman durdurulsun, aman kösteklensin, aman engellensin. Bu engelleme işini zorbalıkla, terörle, kaba güç ile yapmaları şu sıralarda zordur. Devreye birtakım ehli ve derin ilahiyatçıların sokulması en uygun yoldur…

“Namaz farz değil, Kur’ân’da beş vakit yok.. Falan filan…”

Düşünün, hayal edin… Namaz ve cemaat heyecanı bütün ülkeyi sarmış. Gece sona eriyor, fecir vakti geliyor, milyonlarca evin ışıkları yanıyor. Herkes sabah namazına hazırlanıyor. Erkekler evde kılmıyor, giyinip en yakın camiye veya otomobilleri ile istedikleri mâbede gidiyor ve büyük cemaatler halinde Allah’a kulluk ediyorlar.

Öğle vakti oluyor. Ezanlar okunurken şehirde bir kaynaşma başlıyor. Halk akın akın camilere koşuyor. İbadethanelerin içleri doluyor, dış cemaat mahalli, avlular insan kaynıyor. Allah-ü Ekber!.. O kadar çok saf var ki, gözler saymakta zorlanıyor.

İkindi böyle, akşam böyle, yatsı böyle… Camiler beş vakit farz namazlarında Cuma’lardaki gibi doluyor. Sonra bir zaman geliyor ki, vakit namazlarının cemaati, bugünkü Cuma’lardakinden fazla oluyor. Bütün Türkiye bir musalla (namaz kılınan yer), bir açık hava mescidi haline geliyor. Yollardaki otobüsler duruyor,

“Yirmi dakika namaz molası…”

Hiç birtakım Derinler bunlardan hoşlanırlar mı? Yangın var, irtica var, amanin dostlar yaniyorum ben!… Müslümanlar hep birlikte toptan namaza ve cemaate sarılırlarsa Sabatay Sevi kabrinde azab içinde bir yandan öbür yana dönmez mi?

Musibetin biri yıllarca önce

“Din Hürriyeti yoktur diyorlar, yalan söylüyorlar. İşte camiler, işte minareler, işte ezanlar… Gitmeyin diyen var mı?..”

gibisinden laflar etmişti. Müslümanların on milyonu, yirmi milyonu günde beş kez ezanlar okundukça camilere gidip cemaatle namaz kılarlarsa bu zat-ı nâ-şerif bu sefer de

“Yangın var, irtica var, a dostlar yaniyorum ben!”

diye bağırmaya başlayacaktır.

Sevgili Müslümanlar!.. Birtakım derin İlahiyatçıların safsata, zevzeklik ve çarpıtmalarına kulak vermeyin. Dinimizde beş vakit namaz Kitap, Sünnet ve icma-i ümmet ile farzdır. Bu farz tartışılamaz. Her Müslüman aklını başına toplasın ve namaza başlasın, namaz kılanlar cemaate gitsin.

Cemaat çoğaldı diye birtakım goygoycular ve cerciler de para toplamasın…

26 Kasım 2006