Pazar

 

PKK nedir?.. Bir terör hareketidir… Bunu herkes biliyor. Madalyonun arka tarafında başka şeyler ve işler var. Kürt hareketi perdesi ardında

“Beyaz”

kaçakçılığı ve trafiği yapılıyor. Bu konuyu herkes iyice bilmiyor.

PKK’nın bitmesi için “Beyaz” işinin bitirilmesi lazımdır.

Devletimiz bu işi bitiremez mi?Elbette bitirir… Niçin bitiremesin?

İktidar bu işi bitiremez mi?.. Öyle bir bitirebilir ki…

Bu beyaz işinden son 25 yılda ne kadar kazanılmıştır?

Birkaç yüz milyar dolar…

İyi para… Bu dehşetli gelir kapısı kapatılmadıkça PKK terörü bitmeyecektir.

PKK’nın elinde bir ara MKE (Makine ve Kimya Endüstrisi) mermileri vardı. Onlara bunları kim verdi?

PKK’ya on binlerce silah yardımı yapılmıştır. Kimler tarafından?

PKKbir Kürt hareketi midir? Zâhirde öyledir ama işin içinde çok dolaplar dönmektedir. Bir ara ölü olarak ele geçen bazı PKK militanlarının sünnetsiz oldukları görülmüştü. Bizim bildiğimiz Kürtler Müslümandır ve sünnetlidir. Bütün PKK’lılar için söylemiyorum ama bu sünnetsiz militanlar işinin içyüzü nedir acaba?

PKK’Iılar 30 küsur bin asker ve vatandaş öldürdüler deniliyor… Belki ölü sayısı bu rakamın üzerindedir ama hepsini PKK öldürmemiştir.

Yeşilköy havaalanında Liberyalı bir karı yakalanmış, belindeki kuşakta 750 gram eroin varmış… Bırakın bu hikâyeleri… 750 gram eroinin lafı mı olur? Beride tonlarca eroin kaçakçılığı yapılıyor.

Bu memlekette türlü türlü mafya var. Kim, Kürt mafyası yoktur diyebilir?

Zavallı bir sürüngenin üzerinde 10 gram eroin veya kokain bulunmuş, hemen derdest edilmiş…

Tonlarca eroin kaçakçılığı yapanlar yakalanamıyor. Niçin yakalanamıyor acaba?

On yaşındaki ağzı süt kokan mâsum okul çocuklarını uyuşturucuya alıştıran Beyaz şebekeleri faaliyetlerine devam ediyor.

Dağdaki PKK’lılar nedir? Figüranlık yapar onlar. Öldürürler ölürler… PKK’nın asıl kodamanları büyük şehirlerdedir. Ankara ve İstanbul’dadır. Onların bir kısmı Beyaz işinden çok zengin olmuştur. Gerçi dertlidirler, kara servetlerini nasıl saklayacaklarını kara kara düşünüp dururlar.

Beyazcılar PKKterörünün bitmesini hiç istemez.

Türklerle Kürtlerin barışık olması işlerine hiç gelmez.

Terör toz dumanı olsun ki, Beyaz işi yürüsün, gelişsin.

Yirmi beş sene önce beş kuruşu yoktu, şimdi dolar mülti-milyoneri. Nasıl zengin olmuş?Beyaz Beyaz Beyaz…

Çocuklara para vermişler, polise taş attırmışlar.

Adamın biri itiraf ediyor: 500 lira verdiler, tabancayı ateşledim. Benim işim budur. Kim para verirse onun için ateş ederim…Dum dum dum… Bembeyaz barut dumanları…

Bunca askerimiz durup dururken boşu boşuna pisi pisine ölmedi.

Bunca Kürt vatandaşımız da boşu boşuna pisi pisine ölmedi.

Onlar ölsünler ki, Beyaz işi sürsün, milyonlarca, yekûn olarak milyarlarca dolar vurulsun.

Kürt meselesi halledilemez mi? Niçin halledilmesin?Lâkin Beyazcılar halledilmesini istemezler. Çarpışma olsun, gerginlik olsun, kan dökülsün, vitrinler, camlar çerçeveler kırılsın, toplar atılsın, sirenler çalsın, analar ağlasın, yuvalar yıkılsın ki, o çok kârlı Beyaz işi devam etsin.

Peki bu kanlı paralar, sahiplerine yarayacak mı?

Kan necistir…Kanlı kara para kirlidir… Dünyada uğursuzluk getirir, âhirette ateşte yakar.

Efendiler!.. PKK’yı bitirmek, halkı huzura kavuşturmak için öncelikle Beyaz işini bitirin. Beyaz bitmezse PKK da bitmez, terör de sona ermez.

(İkinci yazı) OSMANLI HİLÂFETİNE İSYAN EDEN BÂĞİLER

Necid’de zuhur eden bedevî isyanı, dıştan dinî görünen, asıl sebepleri ise siyasî, kavmî ve çapulculuk olan bir harekettir.

Muhammed ibn Abdilvehhab’ın etrafında toplanan, çoğu bedevî Araplar İstanbul’daki meşru Halife’ye isyan etmişlerdir.

Osmanlı İslâm devletinin ve Hilâfetinin hâkimiyet ve otoritesini reddetmişlerdir.

Tasavvuf ve Tarikat mensubu mü’minleri, Ehl-i Kıbleyi, Ehl-i Tevhid’i müşrik ve kâfir ilân etmişlerdir.

Müşrik ve kâfir ilân ettikleri Ehl-i Kıble’nin canlarını ve kanlarını heder, mallarını ganimet olarak görmüşler ve göstermişlerdir.

Ellerine geçirdikleri bölgelerdeki başta evliyaullah kabirleri ve kubbeleri olmak üzere bütün Müslüman mezarlarını tahrip etmişlerdir.

Osmanlı hakimiyetinde olan Kerbelâ’ya saldırmışlar, Hazret-i Hüseyin ve sâdat türbelerindeki kıymetli eşyayı yağmalamış, ganimet olarak almışlardır.

Mekke-i mükerremeyi ve Medine-i münevvereyi ellerine geçirdiklerinde Sünnî ulemâ ve fukahadan, seyyidlerden nice kişiyi şehid etmişlerdir.

Taif’e saldırmışlar, şehri ellerine geçirince yaşlıları, kadınları, annelerinin kucağındaki bebekleri katl etmişler; Müslümanların ölüleri meydanda kalmış, gömülmemiş, cesetleri kokmuştur.

Mekke’deki Mualla kabristanını, Medine’deki Baki kabristanını, Cidde’deki Hz. Havva annemizin türbesini, Bedir şehitliğindeki sahabe kabirlerini ve yanındaki camiyi, Uhud dağı eteklerindeki Hz.Hamza ve Uhud şehidleri türbe ve mezarlarını, oradaki camiyi tahrip etmişlerdir.

Arabistan’daki bütün tarikat tekkelerini kapatmışlardır.

Kendilerine itiraz eden Müslümanları ya öldürmüşler, yahut hapse atmışlardır.

Mevlid okumayı, Delail-i hayrat kitabını okumayı, topluca zikrullah yapmayı yasaklamışlardır.

Ehl-i İslâm’ın itikatta iki imamı olan İmamı Eş’arî ve İmamı Mâturidî hazretlerini sapık ilan etmişlerdir.

Kâbe Mescidinde dört mezhebe göre namaz kılınmasını kaldırıp kendi imamlarını koymuşlardır.

Müslümanlar arasındaki hayırlı, olumlu, zenginlik kaynağı çeşitliliği kaldırmışlardır.

Tarikat ve Tasavvuf evliyasını evliyauşşeytan ve müşrik ilan etmişlerdir.

Hâtemülevliya Muhyiddin Arabî hazretlerine Şeyh-i Ekfer (En kâfir şeyh) diyerek küfür ve hakaret etmişlerdir.

Allahü Teâlâ ve Tekaddes hazretlerinin şanına yakışmayacak noksan sıfatlar izafe ederek, Muhalefetünlilhavadis sıfatına aykırı inançlar çıkartmışlardır.

Müteşabihatı lügavî mânâsına almışlardır.

Efendimiz Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemin türbesinin yıkılmasını, mübarek mezarının Mescid dışına nakl edilip düzlenmesini istemişlerdir ve halen de istemektedirler.

Nice hadis ve din kitabındaki, işlerine gelmeyen yerleri değiştirip tahrif etmişlerdir.

Kur’ân, Sünnet, Şeriat,Din-i Mübin-i İslâm israf ve sefahati yasak etmişken, onların rüesası akıllara durgunluk verecek bir debdebe ve saltanat içinde yaşamıştır.

Sevad-ı âzam’ı Cadde-i Kübrayı bırakıp bid’at çıkmaz yollarına sapmıştır.

Onlar Ehl-i Sünnet İslâmlığının, Osmanlı Hilafetinin zıt kutbudur. 21 Aralık 2009