Bilderberg
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 20 Şubat 2019
Pazar
New York’taki
‘nı herkes biliyor da
bilen kaç kişi çıkar? Bizim medyamız niçin Bilderberg’i tanıtmıyor, faaliyetlerinden ve kararlarından bahsetmiyor?
Bu elitist teşekkül, dünya üzerinde
kurmuştur, bir nevi
olmuştur.
Bilderberg’e paralel iki kuruluş daha var:
(
Türkiye’yi kimler temsil ediyor? Süleyman Demirel’den, Mesut Yılmaz’dan bahsediliyor ama bu hususta kesin bilgi sahibi değilim. Belki de, bazı büyük iş adamlarımız bu teşekkülün üyeleridir. Hani geçenlerde basın kralı
‘ın evinde
toplanmışlar, birtakım maddeleri müzakere etmişler, kararlar almışlardı. Büyük medya bu toplantıdan bahsetmedi.
Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın çalışma şeklini, yapısını, görüşmelerini, kararlarını duyuyoruz, öğreniyoruz.
gizli ve esrarlı bir meclistir. Sanırım Amerika’nın başlattığı savaşta da ağırlığı vardır.
Savaş devam ediyor.
ABD yetkilileri bu iddia ve ithamların bir kısmını reddediyor bir kısmı için yanlışlıkla oldu, olabilir diyor. Tabiî arada siviller, bîgünahlar ölüyor, yaralanıyor.
Taliban sertliğini devam ettiriyor. Resmen beyan ettiler: Hepimiz ölsek, Afganistan harap olsa bile Bin Ladin’i veremeyiz. Gırtlaklarına kadar Makyavelist ahlâk bataklığına gömülmüş olan sözde medenîlerin Taliban rejiminin bu ısrar ve azmini anlamaları çok zordur. Onlar, suçluluğu kesin bir şekilde delillendirilmemiş bir kimsenin teslim edilmesinin şerefsizlik olacağını anlayamaz.
Kuzey İttifakı’nın Mezar-ı Şerif şehrini kolayca alabileceği sanılıyordu. Alamadılar; idareciler ve halk Taliban’a sadık kaldı.
Yeni gibi sunulan bazı savaş resimleri 1997’den kalma imiş.
Birkaç yüz zarf Amerika’yı altüst etti.
İşin en trajik tarafı dünyanın en güçlü devletinin başkanının, en güçlü televizyon ağı ile 300 milyona yakın halka:
mealinde beyanda bulunmuş olması oldu.
ve üçünde de
yazıyormuş. Bu ibare, mikropların Müslüman teröristler tarafından gönderildiğini mi isbatlıyor? Böyle bir şey bizde olsaydı peşin fikirli ve hükümlü İslâm ve Müslüman düşmanları kızılca kıyamet kopartır ve işte gördünüz mü, Müslümanlar neler yaptı derlerdi. Lâkin
Savaş başlayalı üç hafta bile olmadı. Daha işin başındayız. Bakalım Ortadoğu’da neler olacak?
Çünkü dünyada birkaç İsrail vardır.
Durumu çok nazik. İslâm’ın iki kutsal şehrine sahip olan o ülkede bir rejim değişikliği olursa
Türkiye Müslümanlarını sıkıntılı bir gelecek bekliyor.
Üniter ve merkezî bir dinî teşkilât ve hiyerarşi yok.
Ayrıca siyasî bir İslâm var.
Bölünmüşlük, parçalanmışlık İslâmî hareket için hem büyük bir zaaf, hem de büyük bir avantaj teşkil ediyor.
Vaktiyle birtakım şeytan stratejistler
diye planlar yapmışlardı. Şimdi o planlar aleyhlerine dönmüştür.
Defalarca yazdım, tekrar edeceğim:
İslâmcılar aleyhinde, buzdolabına kaldırılmış yüzlerce dosya vardır. Zamanı gelince bu dosyalar buzluktan çıkartılıp muameleye konulacak.
Bunların bir kısmı, onların yanlış hareketlerinin, günahlarının
olacaktır. Bir kısmı ise, salih ve temiz kimseler oldukları için sıkıntı çekecekler, sabr u sebat ederlerse sevap ve mükafat kazanacaklardır.
buyurulmuştur.
Bu ülkede on milyonlarca Müslüman var. Onların yaklaşan siyasî kışa, soğuk günlere, zorluk ve sıkıntılara, afetlere karşı uyarılması, hazır hale getirilmesi gerekir. Bu hizmeti kimler, hangi teşekküller yapacak? 29 Ekim 2001