Perşembe

Kesin konuşmuyorum, olabilir diyorum. Gaybı sadece Allah bilir. Kullar ileride ne olacağına dair kesin bir lisanla konuşamaz. Ancak, biz insanlara gayb hakkında bazı bilgiler verilmiştir. Tarihini, nasıl olacağını bilmiyoruz ama Kıyamet mutlaka kopacaktır. Resûlullah Efendimiz, Kıyamet’in küçük ve büyük alametlerini bildirmiş, bunların listesi muteber din kitaplarında yazılmıştır. Küçük alametlerin hemen hepsi zuhur etmiş bulunuyor. Büyüklerin de bir kısmı zuhur etti.

Yakın bir tarihte biyolojik, kimyevî ve nükleer silahların kullanılması mümkün ve muhtemeldir. Bu takdirde büyük facialar olacak, kütle halinde milyonlarca insan ölecek veya hastalanacaktır.

Şirk, küfür, zulüm, isyan, günah, nifak ve şikak, fitne ve fesat çoğalmıştır. Bunlar nice insanların helâkine, dünyanın harabiyetine sebep olacaktır.

Açlık, kıtlık, iğtişaş, yağmacılık…

Harpler darbler, gökten düşen ateşler, perişanlık perişanlık…

Tanesine beş milyon lira verilse bir ekmek bulunamayacak günler gelebilir. Büyük şehirlerde su, elektrik, gaz kesilebilir.

Yollar tıkanabilir, köprüler yıkılabilir. Milyonlarca insan kapana kısılmış gibi bir yerde kalakalır. Daha emniyetli yerlere intikal edemezler.

Âsâyiş muhtel olur, eşirra takımı yağmacılığa başlar. Evlere, dükkanlara, kadınlara, çocuklara saldırılır.

Allah’a kafa tutan, Allah’ın elçisini tahkir eden, insanlığa huzur ve selamet bahşeden en güzel kanun ve nizamları hiçe sayan inkârcılar neye uğradıklarını anlayamayacaklardır.

Zâlimleri, sapıkları, gerçek düşmanlarını, mütecâhir günahkârları, Hakk’a meydan okuyanları, Allah’a ve Resûlüne savaş ilan edenleri çok kötü âkibetler beklemektedir. Türlü türlü belâlara, musibetlere, cezalara uğrayacaklardır.

Müslümanların bir kısmı da, vazifelerini ihmal ettikleri, İslâm’a hıyanet ettikleri, emr-i mâruf ve nehy-i münker yapmadıkları, nefslerini put edinip onlara taptıkları, paralarını din, karılarını kıble haline getirdikleri, namazı bırakıp şehvetlerine uydukları, gurur ve kibre kapıldıkları, lüks ve israf içinde Nemrud ve Firavun gibi yaşadıkları, emanete hıyanet ettikleri, yalan söyledikleri, vaadlerini çiğnedikleri için çok sıkıntılar çekeceklerdir.

Haram kazançlar, rantlar, faizler, ribalar, talan ve soygun ile elde edilen kirli ve kara servetler, hortumlama yoluyla vurulan trilyonlar haram yiyicilerin burunlarından fitil fitil gelecektir.

Kurunun yanında yaş da yanacak, musibet gelince bütün halk sıkıntı çekecektir.

Rüyada görülse inanılmayacak yıkımlar olacak, sanemler devrilecek, akla hayale sığmaz gelişmeler olacaktır.

Eski şarlatanlar, sahtekârlar, soytarılar, arivistler, demagoglar, hokkabazlar gidecek, yerlerine yenileri gelecek, bir müddet onlar icra-i habaset edecek, sonra onlar da hak ile yeksan olacaktır.

Dolar geçmeyecek, dolar milyonerleri bir anda dilenci durumuna düşecektir. İnsanlar nereye kaçacaklarını bilemeyecektir.

Dini imanı para olan fâcirler ve münafıklar şaşırıp kalacaklardır.

Bütün bunlar olabilir. Herkes kendine, ailesine çeki düzen versin, hazırlansın.

Para ve zenginlik sarhoşları, gurur ve kibir kurbanları, ene-perestler, yularını nefs-i emmaresine vermiş olanlar, meşreb farkı yüzünden din kardeşlerini tahkir edenler, mal ve cah için her haltı yiyenler, Müslüman güçlü olmalı diye haram servetler edinenler, sizlere soruyorum, hazır mısınız? Avrupa’ya, başka yerlere mi kaçarsınız? Hayır, kaçmanız çok zor, hattâ imkansızdır.

İman edenler, ibadetleri eda edenler, Kitabullah’a ve Resulün sünnetine uyanlar; tevbe, zühd, kanaat, rıza, ihlas, istikamet, taat, merhamet, ihsan, kerem, mürüvvet ehli olanlar, sadakalarınızı artırınız, hayırlı amellerinizi çoğaltınız, çok dua ediniz.

Akıl Almaz İşler

Akıl almaz, çok garip, çok acayip rivayetler duyuyorum. Ülkemizin zengin ve uluslararası sahada iş yapan bir Musevî tâciri, islâmî kesimdeki bir cemaate iki milyon dolar yardım etmiş. Bu zat, bir ara o cemaatin başındaki efendinin iftarlarında, sağ tarafında otururmuş. Fesubhanallah! Bir iftar yemeğinde Yahudi zenginin işi ne? Hem de baş köşede.

Büyük bir islâmî cemaate iki yüz kadar istihbarat ajanının sızdığı söyleniyor.

İslâm ahlâkı ve fazileti ile ilgisi olmayan büyük bir zengin de bir cemaate dahil olmuş. Bu adamın birtakım kara işler yaptığı, kirli kazançlar elde ettiği söyleniyor. Böyle bir kişinin islâmî bir cemaat bünyesinde ne işi var?

İnsanın aklı duracak… Müslümanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar kolkola… Marksist, ateist, farmason, Sabataycı, Siyonist, ataist, materyalist, hedonist, mafya mensubu hepsi cümbür cemaat… Vatanseverlik, tolerans, laiklik, çağdaşlık ve daha neler neler…

Ne dolaplar dönmektedir, neler olmaktadır, bu işlerin içyüzü nedir? Şu rivayetleri ciddî bir gazeteci, güçlü bir araştırıcı ele alıp incelese ve belgelere, sahih bilgilere dayanan bir tedkik yazısı hazırlasa. Bunlar gerçek midir? Rivayetlerin hepsi yalan ve uydurma olamayacağına göre, söylentilerin mâhiyeti nedir?

Dehşetli bir satranç oynanıyor. Bu oyunu kim kazanacaktır? Müslümanlar mı, Yahudiler mi, çağdaşlar mı, mafyacılar mı?

Akıllara durgunluk verecek bu girift satrançta en büyük unsur paradır. Yekûn olarak milyarlar dönüyor. Milyar lira değil canım, milyarla dolardan bahsediyorum.

İslâm dini ihlası, istikameti, temizliği emreden bir din. Maddî ve mânevî temizlik… Bu işlerin içindeki Müslümanlar böyle pis bir satrancı oynamakla dine uygun hareket etmiş oluyorlar mı? Gayeye erişmek için her vasıta mübah mıdır? Onlarda bu satrancı kazanacak akıl, güç, ehliyet, üstünlük var mıdır?

Bankalar, faizler, sigorta şirketleri, cemaat adına toplanan zekat ve kurban paraları, milyarlar, trilyonlar, katrilyonlar, para para para; Yahudiler, Hıristiyanlar, Marksistler, ateistler, Müslümanlar; büyük finans, büyük istihbarat; esrarlı, karışık, gizli işler… Bütün bunlar dışarıya aksetmiyor. Dışarıya gülücükler, tebessümler, mâsumâne pembe pozlar… Bakalım bu işlerin encamı ne olacak? 26 Şubat 1999