Bir Köşe Yazarına Mektup Nurculuk Suç Değildir
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Pazar
Bediüzzaman Said Nursî‘nin fikirlerinin, kitaplarının, görüşlerinin kanunlara göre bir suç teşkil etmediğine dair kaziye-i muhkeme (kesin hüküm) haline gelmiş sayısız yargı kararları mevcuttur. Bir düşüncenin, görüşün, fiil ve hareketin suç olup olmadığı konusunda son kararı yargı verir. Risale-i Nur’un tamamının suç teşkil etmediğine dair binlerce kesinleşmiş yargı kararı mevcutken, sizin bir yazar olarak suç vardır diye ısrar etmenizin ve savcıları vazifeye çağırmanızın hiçbir kıymeti yoktur. Demokrat zihniyetli kimseler başkalarının, ötekilerin fikirlerine, görüşlerine (bunlara katılmasalar da) hoşgörü ile bakarlar. Fikirlerin, inançların, görüşlerin suç olduğunu ve cezalandırılmaları gerektiğini istemek medenî ve demokrat insanlara yakışmaz. Hiçbir medenî ülkede insanlar (şiddet ve hakaret içermeyen) fikir ve eylemleri yüzünden cezalandırılmıyor.
Ülkemizde Atatürk’ü Koruma Kanunu vardır. Bediüzzaman’ın fikirlerinde ve eserlerinde Atatürk’e hakaret olsaydı, Atatürkçü rejimin yargısı onları elbette cezalandırırdı. Lütfen, kraldan ziyade kralcı olmayınız. Siz gazetecisiniz; savcı, hakim ve infaz memurluğuna soyunmayınız.
Bediüzzaman’ın, Atatürk ilke ve devrimlerini değiştirmeye kalktığını iddia ediyorsunuz. Bu ilke ve devrimlerin bazısını Atatürkçülerin değiştirmiş olduğunun farkında değil misiniz?
Arapça Ezan okumak yasağı 100’de yüz su katılmadık bir Atatürkçü olan Celal Bayar zamanında kaldırılmamış mıdır? Şapka giymek belli başlı Atatürk devrimlerinden iken, şu anda hangi Atatürkçü şapka giymektedir? Anayasaya Atatürk zamanında konulmuş olan CHP’nin altı okundan geriye ne kaldı?
1930’lu yıllarda, yani Atatürk’ün sağlığında Kemalist rejime en büyük muhalefeti Nazım Hikmet yapmamış mıdır? Atatürk rejimini alaşağı etmek için Kızıl Şair gizli bir teşkilat kurmamış mıdır? Rejimi devirmiş olsalardı Atatürk’e ne yapacaklardı?.. Bugünkü Nazım hayranları samimî Atatürkçü müdür, değil midir?
Bediüzzaman’ın Atatürk’e hakaret ettiğini iddia ediyorsunuz. Bu iddia kesinlikle doğru değildir. Hukuken, hakarette sarahat aranır. Bediüzzaman’ın fikir ve eserlerinde böyle bir sarahat yoktur. Nurcuların laik düzenin yerine Şeriat düzeni getirmek istediğini iddia ediyorsunuz. Laik düzen nedir? Türkiye’de laik bir düzen olduğunu iddia etmek mümkün müdür? Bizim sistemimizde iki başkanlık vardır; Genelkurmay Başkanlığı ile Diyanet İşleri Başkanlığı. Devletin resmî bir Diyanet Başkanlığına sahip olduğu, 100 binden fazla resmî imam, müezzin, müftü, vaiz, din öğretmeni; 500’den fazla İmam-Hatip okulu; yirmiye yakın İlahiyat Fakültesi bulunduğu, din görevlilerinin devlet bütçesinden maaş aldığı ve devlet memuru statüsünde bulunduğu bir rejime laik demek mümkün müdür? Bizdeki rejim “Devlet dini” sistemidir. Türkiye’de gerçek laiklik yok ki, Nurcular onu değiştirip yerine başka bir sistem getirmek istesinler.
Bana cevap verir misiniz? Atatürk’ün kapattırdığı Mason localarını, onun ölümünden sonra su katılmadık Atatürkçüler niçin açtırmıştır? Bediüzzaman’ın ve Nurcuların halkı yasalara uymamaya teşvik ettiğini iddia ediyorsunuz. Bu da boş ve kof bir suçlamadır. Bediüzzaman, Hindistan’ın Gandhi’si gibi adem-i şiddet (şiddetsizlik) taraftarıdır. Toplum düzenini bozacak, anarşi çıkartacak, asayişe zarar verecek hiçbir teşebbüsü olmamıştır. Bediüzzaman’ın nasihatları dinlenmiş olsaydı, bugünkü Kürt problemi olmazdı.
Şeriat taraftarı olmak suç değildir. Çünkü Şeriat, Kur’an’dan ve Sünnet’ten çıkartılmış İslâmî hükümlerin topuna verilen isimdir. Şeriat din demektir. Şeriatsız Müslümanlık olmaz. Namaz, oruç, zekat, hac, diğer ibadetler ve İslâmî hükümler Şeriatın birer parçasıdır. Müslüman elbette Şeriatı kutsal bilecek, Şeriat taraftarı olacaktır.
Nurculuğun anayasaya aykırı olduğunu iddia etmek gülünçtür. Anayasanın üzerinde evrensel insan hakları ve hürriyetleri vardır. Bu hak ve hürriyetleri haksız şekilde kısıtlayan bir anayasanın değiştirilmesini istemek her vatandaşın hakkıdır. Zaten mevcut anayasamız, yeteri kadar demokratik olmadığı için değiştirilecektir. Şimdiye kadar bizde kaç anayasa değişikliği oldu, haberiniz yok mu? Avrupa’da ve Amerika’da Nurculuk yasak değil, öyleyse Türkiye’de yasaklanamaz ve Bediüzzaman’ın fikir ve görüşlerini benimsemek suç olamaz. Masum vatandaşların inançları, dindarlıkları, görüşleri, tenkitleri yüzünden tutuklandıkları, adaletsiz bir şekilde mahkûm edildikleri, kimisinin asıldığı, kimisinin zindanlarda çürütüldüğü, kimisinin sürüldüğü ve süründürüldüğü eski devirler tarihe karışmıştır.
Dünyanın hiçbir ileri, medenî, demokrat, insan haklarına bağlı, hukuklu devletinde resmî ideoloji, şu veya bu …çülük yoktur. Hiçbir vatandaş şu veya bu resmî ideolojiye inanmaya, bağlanmaya zorlanamaz.
TCK’nın eski 163’üncü maddesi bir zulüm kanunu idi ve kaldırıldı. Bu madde hortlatılamaz. Bu ülkede yaşayan Müslümanların, en az Masonlar, Sabataycılar, Ateistler, Kriptolar kadar hür, korkusuz ve serbest bir şekilde yaşamaya hakları vardır. Beğenmediğiniz şeyler varsa, sağlam gerekçelerle onları fikir tartışması platformunda tenkit edip çürütebilirsiniz. Tabiî buna gücünüz yeterse… Lakin, vatandaşların inançlarından ve düşüncelerinden dolayı mahkemelere verilmesini, hapse atılmasını istemek medenî ve ileri bir insana yakışmaz.
Saygılarımla…
Dünyanın en ünlü, en büyük ve en güçlü koreografı (müzik eşliğinde yapılan yüksek dans sanatı) üstadı Maurice Bejart 80 yaşında Lausanne’da öldü. Bejart Müslüman olmuştu. “İhtida etmek” kelimesinden hoşlanmazdı. Japon Deşimmaru’dan Kendo’yu öğrenmiş. İranlı Üstad İlahî’den İslâm’ı. İslâm’ın ritüellerini yerine getirir, duaları (namazı) eda eder, alkollü içki içmezdi. Mal mülk, zenginlik konusunda İslâm dinine uygun bir gidişatı vardı. Malı yoktu!.. Paris’te ve Lausanne’da kira ile oturduğu iki daire… Gelirini, sanatkar yetişecek gençlere burs olarak dağıtılmak üzere kendi vakfına verirdi. Bundan yıllarca önce, kendisinde Kürt kanı bulunduğuna dair bir cümlesini okumuştum. Hem dindaş, hem akraba sayılırız… Allah rahmet eylesin… 26 Kasım 2007