Kutsal Mi’rac gecesiydi… Dünyanın çeşitli ülkelerinden gelmiş Türk okulları öğrencileri naat okuyacaklardı. Davetliydim.

1- Kapalı spor salonunda tahminen ve takriben altı bin kişi vardı.

2-

Kadınlarla erkekler karışık

oturmuşlardı.

3- Sahnede

iki çalgı ve teganni grubu

vardı.

4-

Okuyan kızların bir kısmının başları açıktı.

5- Çalgıcıların bir orkestra şefi, okuyanların da bir idarecisi vardı.

6- Sahnenin üzerinde,

programın büyük bir kısmında Atatürk’ü ve onun bir sözünü gösteren büyük bir ekran

vardı.

7-

Çalgı eşliğinde ilahiler, kasideler

, naatlar okundu.

8- Seyircilerin

kadın erkek karışık oturmasından rahatsızlık duydum.

Şeriat buna izin vermiyor…

9- Genç kızların ve kadınların seslerini nâmahrem erkeklere dinletmek de şer’an caiz değildir.

10- Program akşam namazından önce başlamıştı.

Akşam vakti geldi, dışarıda ezanlar okundu ama programa namaz için ara verilmedi,

çalgılar ve teganni aralıksız devam etti.

11- Namaz kılmak için ön sıradaki yerimden ayrıldım,

spor salonunun mescidine gittim. Bir cemaat namaz kılıyordu, imamın başı açık olduğu için ona uymadım…

12- Bir anons yapıldı, şimdi

sahneye meşhur ses san’atkârı filan hanım

çıkacak dendi ve

mavi tülden bir elbise giymiş hanım kulisten sahneye

gelirken salon alkıştan, ıslıktan ve tepinmeden yıkıldı.

13- Okunan parçalar içinde

Menemen vak’asında hastahanede şehid edilen Erbilli Esad efendi hazretlerinin ateş redifli gazeli

de vardı.

14- Program bitince salon alkış tufanları içinde sarsıldı.

15- Sahneye iki

eski Diyanet reisi ve bazı ilahiyat profesörleri çıktılar ve programı öve öve bitiremediler.

16- Ertesi gün bazı gazetelerde ve tv’lerde programla ilgili çok sitayişli, övgü dolu sözler edildi. Ne iyi oldu, her yıl yapılsın denildi.

17- Bendeniz üzülmüş ve kırılmıştım.

18- Birinci sebep: O kandil gecesindeki programda

kadınlarla erkekler ayrı yerlerde

oturmalıydı.

19- Oradaki Müslümanların

akşam namazı kılmaları için en az on dakikalık bir ara

verilmeliydi.

20- Naat okuyan kızların bir kısmının başlarının açık olması Şeriata uygun değildi. Zaten

kadınların ve kızların namahrem erkeklere ilahî okuması caiz değildir.

21- Meşhur ses sanatkarı hanımın çılgınca alkışlanmasından memnun kalmadım. Alkışları, ıslıkları, tepinmeleri Müslümanlara yakıştıramadım.

22- Namaz kılmak isteyenler teker teker yerlerinden kalkıp mescide gitti. Birtakım VİP protokol zevatın hangisi gitti, hangisi gitmedi, bilmiyorum.

23- Sahnenin üzerindeki

Atatürk resimli ve vecizeli ekran

bir kandil gecesi etkinliğine yakışmıyordu.

24- Sonradan,

Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimizin de o salona teşrif ettiklerine dair rivayetler duydum, taaccüb ettim.

25- Böyle bir naat okuma gösterisi Pakistanda, Malezyada yapılabilir miydi?

Ulema ve fukaha ne derdi?

İmamı Gazalî

hazretleri

“Şeriatın dışındaki her şey hederdir”

buyurmuş… Görseydi bu naat okuma işine ne derdi? Bu büyük bir hizmet der miydi?.. Resulullah da ordaydı diyenlere ne cevap verirdi? Bediüzzaman böyle bir toplantıya cevaz verir miydi? Ulema, fukaha, süleha, muhlisler, muttaqiler, evliyaurrahman bu açık kızlara, çalgılara, kadın erkek karışık oturmaya, akşam namazı için ara vermemeye, Atatürklü ekrana nasıl bakarlardı?

Resulullah efendimiz o kandil gecesinde orayı teşrif ederler miydi? O Mirac gecesi etkinliği doğrusu ümitlerimi ve hayallerimi yıkmıştı.

* (İkinci yazı) Liseli Müslüman Gençlere Mesajlar

  • Musallâ

    (Cenaze namazı kılmak için tabutun üzerine konduğu taş)

    Müslümanı değil, musalli

    (Namaz kılan)

    Müslüman olunuz.

  • 1928’den önceki bin yıllık millî ve İslâmî alfabemizle Türkçe okuma yazma öğreniniz.

    Atalarımızın Türkçe mezar taşlarını okuyamayacak kadar kara ve koyu cahil kalmayınız.

  • Geleneksel millî-İslâmî sanatlarımızdan birini

    , ürün verecek derecede öğreniniz.

  • Kur’âna, Sünnete uygun Ehl-i Sünnet ve Cemaat itikadı üzere

    olunuz.

  • İslâm ahlâkı ile süslenmiş

    olunuz.

  • Dilinizi

    yalandan, iftiradan, gıybetten,

    nemimeden, dedikodudan ve diğer

    lisan afetlerinden

    (uzak)

    tutunuz.

  • Kendini beğenmekten,

    gururdan, kibirden uzak

    durunuz.

  • Allah sizi görüyor, her yaptığınızı, düşündüğünüzü bile biliyor. Siz de,

    Allahı görüyormuş gibi yaşayınız.

  • Üç yüz kelimelik

    şifahî, sokak, çarşı pazar, iletişim Türkçesiyle yetinmeyiniz.

    Yazılı, zengin, edebî Türkçeyi, güçlü hocalardan ders alarak öğreniniz.

  • Üniversiteyi bitirdiğiniz zaman,

    en az yüz hikemî ve edebî beyit hafızanızda olsun.

    (Meselâ: Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürur / Olamaz bir hânede mihman mihman üstüne… (Râsih)

  • Namazı

    yanlışsız kılabilecek derecede

    fıkıh bilginiz ve kıraatiniz

    olsun.

  • Size yetecek,

    sizi kurtaracak miktarda ilmihal ve İslâm ahlâkı bilgisine

    sahip olunuz.

  • Eski İstanbul kültürüne, edebine, görgüsüne, nezaketine, kibarlığına

    sahip olunuz.

  • İleride doktor, mühendis, veteriner bile olsanız

    mutlaka yeterli edebiyat, tarih, sanat kültürüne sahip olunuz.

  • Mantık bilmez bir cahil olmamak için ehliyetli bir hocadan

    mantık ilminin özetini okuyup öğreniniz.

  • Kesinlikle

    cemaatçilik, tarikatçilik, hizipçilik holiganlığı, militanlığı yapmayınız.

  • Müslümanları seviniz

    , onları bütün hayırlı işlerde destekleyiniz, onlara acıyınız, yardımcı olunuz.

  • Büyüklerinize hürmet ediniz, küçüklerinize şefkatli

    olunuz.

  • Paranın,

    zenginliğin, lüks meskenin, lüks otomobilin, lüks giysilerin, lüks yemeklerin, yüksek makam ve mevkilerin, dünya cart curtlarının insana değer kazandırmayacağını

    iyice biliniz.

  • İnsanın

    faydalı ilimle, hizmet=bilgelikle, ahlâkla, faziletle, yardım severlikle, doğruluk dürüstlükle, vatanseverlikle, iyi ve güzel işler yapmakla değer kazanacağını

    biliniz.

  • İsraf beyinsizliğinden uzak durunuz.

    Kur’ân israf edenler için

    “Onlar şeytanın kardeşleridir”

    buyurmaktadır.

  • Cinsel şehvet konusunda

    iffetli, namuslu olunuz.

  • Velinimetiniz olan

    anne ve babanıza çok hürmet ve itaat ediniz.

    Lakin, Allaha masiyet konusundaki istek ve emirleri olursa onları yerine getirmeyiniz.

  • Allah ile ilgili bütün işlerinizde, ibadetlerinizde

    ihlaslı

    olunuz.

  • İnsanlarla, yaratıklarla ilgili işlerinizde

    adaletli

    ve

    insaflı

    olunuz.

  • “Bana arkadaşını söyle, senin kim olduğunu söyleyeyim…”

    prensibini hatırınızdan hiç çıkartmayınız ve

    iyi kimselerle arkadaşlık ediniz,

    kötü kimselerle arkadaşlık etmeyiniz.

  • Acımayana acınmaz.

    Siz acıyan bir kul olunuz.

  • Şöhret afettir.

    Şöhret delisi bir beyinsiz olmayınız.

  • Resulullah

    (Salat ve selam olsun ona)

    Efendimizi çok seviniz.

    Onu çok sevenleri seviniz.

  • İslâmı, Resulullahla irtibatlı,

    icazetli, râsih, ilmiyle âmil, ahlâklı ve faziletli gerçek alimlerden, gerçek fakihlerden, gerçek şeyhlerden öğreniniz.

  • Nefs-i emmârenizi en büyük düşman

    biliniz.

  • Her insanın bir şeytanı vardır, sakın ona kanmayınız, aldanmayınız. Ona devamlı muhalif olunuz.
  • Din sömürücülerinden, mukaddesat tacirlerinden

    , Müslüman arivistlerden bucak bucak kaçınız ve onların tuzaklarına düşmeyiniz. Onlar karı tacirlerinden daha alçak ve muzırdır.

  • En büyük zenginliğin

    gönül zenginliği

    olduğunu biliniz.

  • Riyasete talip olmayınız. Matlub olursanız, hemen kabul etmeyiniz, ehliyetiniz varsa kabul ediniz, yoksa reddediniz.

    Riyasetin ateşten bir gömlek olduğunu da biliniz.

    Allah yardımcınız olsun. Âmin… 01.6.2014