Çarşamba

 

Cuma namazı farz-ı ayndır, mutlaka kılınmalıdır.

= M.Ş.Eygi =

Mektubunuzu aldım. Sorduğunuz hususların cevaplarını aşağıda bulacaksınız:

(1) Cuma namazları hür Müslüman erkekler için farzdır. Cumanın şartlarında şüpheler bulunduğu için

4 rekat zuhr-i ahir namazı

kılınması uygun görülmüştür. Zuhr-i ahire itiraz edenlere kulak asmayınız. En azından nafile namaz olur. Rejime kızıp cumayı terk etmek, papaza kızıp oruç bozmaya benzer.

(2) Vakit namazlarının farzlarını cemaatle kılmak, Hanefi Mezhebi’ne göre sabah namazının sünnet-i müekkedesinden daha kuvvetli, vâcibe yakın bir sünnet-i müekkededir. Zamanımızda şehirlerde cami sayısı çoktur. Uygun olan, beğenilen bir imamın arkasında namaz kılınır.

(3) Seçimlerde oy kullanmamak, kullananları günahkâr kabul etmek isabetli bir görüş olmasa gerek. Seçimlerde en azından “ehven-i şerreyn” tercih edilebilir.

(4) Peygamberlerin mucizeleri haktır, bunların kesin olarak bilinenlerini inkâr eden dinden çıkar. Meselâ Mirac’ın Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya kadar olan kısmını inkâr eden kâfir olur.

(5) İslâm akaidine göre evliyanın kerametleri haktır.

(6) İslâm’ın zahirine, Şeriat’a ve fıkha aykırı olmamak şartıyla tasavvuf haktır.

(7) Hz. Mevlânâ, çok yüksek bir makama çıkmış büyük bir velidir. Onu sevmemek nasipsizliktir.

(8) Bediüzzaman imana, İslâm’a, Kur’âna, ümmet-i Muhammed’e büyük hizmetler etmiştir. O bir Nurcu büyüğü değil, bir İslâm büyüğüdür. Zamanımızda bazıları O’nu ehl-i sünnete aykırı bir takım şazz düşünce ve görüşlere âlet ediyor. Bu gibi tuzaklara düşmemek lazım. Hangi tarikatten, cemaatten olursa olsun her Müslüman, İslâm’a hizmet etmiş böyle bir zatı sevmeli, ona saygı beslemeli ve rahmet okumalıdır.

(9) Zamanımızda neo-hariciler diyebileceğimiz bir zümre vardır. Bunlar itikad, amel ve meşreb hususunda aşırılıklar sergiliyorlar. Dinimizin temel kurallarından biri “işlerin hayırlısı orta olandır” prensibidir. Peygamberimiz “Ümmetim içinde ihtilâf zuhur ettiğinde siz büyük topluluk içinde bulununuz” buyuruyor. Büyük topluluk ‘sevad-ı azam” ehl-i sünnet ve cemaat tâifesi ve cadde-i kübrasıdır.

(10) İlimleri, ehliyet ve liyakâtları olmadığı halde kendilerini müctehid, büyük fakih, İslâm önderi, müceddid gibi gösterenler sapıtmıştır, bunlara bağlananlar da maalesef sapkınlık kuyusu içine düşenlerdir. İctihad kapısı kıyamete kadar açıktır. Lakin ictihad yapabilmek için müctehid olmak gerekir. Müctehid olmayanlar o kapıdan geçemez.

(11) Suriye’nin büyük din âlimlerinden Prof. Dr. Ramazan El-Butî “İslâm Şeriatını tehdit eden en tehlikeli bid’at mezhepsizliktir” adını taşıyan bir kitap yazmıştır.

(12) Dini konularda ehl-i sünnetten kıl kadar ayrılmamalıyız.

(13) Bizim Anadolu’daki varlığımız tasavvufa dayalıdır. Osmanlı Devleti sadece ordularıyla değil, tekkeleri ve dervişleriyle de fütuhat yapmıştır. Tasavvufu yıkarsak kendi bindiğimiz dalı kesmiş, kendi damımızı başımıza yıkmış oluruz.

(14) Siz çok büyük zulme ve gadre uğramışsınız. Kötülük yapanlara kin tutmayınız. Hidayetlerine dua ediniz. Hidayete ermeyen, doğru yola girmeyen zalim ve gaddarlar, siz onlara beddua etseniz de etmeseniz de zaten cezalarını görecek, azaba çarpılacaktır.

(15) Müslüman her şeyin en iyisini yapar. Siz de branşınızda, mesleğinizde, uzmanlık sahanızda birinci olmaya, çok vasıflı olmaya çalışınız. Böyle olabilirseniz size zulm ve gadr edenlerden ahsenü’l-intikam almış olursunuz.

(16) Reformcu neo-haricî, mezhebsiz, müctehid taslağı kişilerin kitaplarını okumayınız.

(17) Hocasız tefsir okunmaz. Ehliyetli bir hoca bulursanız (kaç senede biter bilmem) tefsir okuyabilirsiniz.

(18) Bazı tavsiyeler:

a. Türkçe’yi/Osmanlıca’yı Fuzuli Divanı’nı kolayca okuyup anlayacak derecede öğreniniz. Bu da ehliyetli hoca ile olur. Ehliyetsiz hoca ile yıllar boyu havanda su döversiniz, bir arpa boyu yol alamazsınız.

b. Bir hoca bulunuz, mantık okuyunuz.

c. Güzel sanatlarla, estetikle ilgili sağlam kültür edininiz.

d. Zahirde, sözde değil, batında, özde derviş olmaya çalışınız (dervişlik, şeyh olmaktan zordur!).

e. Bu devirde ihlâs kelimesi dillere pelesenk olmuştur. Kudsî hadiste Cenab-ı Hakk şöyle buyuruyor: “İhlâs Benim sırlarımdan bir sırdır, onu sevdiğim kişinin kalbine koyarım…” Bu sırra sahip olmak için çalışıp çabalayınız.

(19) Arapça öğrenmek istemeniz takdire şayan bir arzudur. İnşallah öğrenirsiniz. Nice hevesli bu konuda Amr ile Zeyd’in kavgası hikâyesinden öteye geçemedi.

(20) Kudretiniz yeterse İngilizce’den Türkçe’ye faydalı, değerli ve kalıcı küçük kitaplar tercüme ediniz. Hem maişetinize medar olur hem de sadaka-i cariye. İstanbul’a geldiğinizde, (tanışmak için değil) bir faide ve hayır olacaksa benimle görüşebilirsiniz. Selâm ederim.

Darülhikme.org

Din kültürü ile ilgilenen bütün okuyucularıma, yukarıda künyesini verdiğim internet sitesine bakmalarını, içindeki değerli ve faydalı yazıları okumalarını tavsiye ediyorum. Bu sitede Ehl-i Sünnet İslâmlığı savunulmakta, bid’atçiler, gerekçeli olarak tenkit edilip çürütülmektedir.

Dinde reformculuk, Kurban ayetlerinin ve hadîslerin tarihsel olduğu ve bu devirde geçerli olmadığı gibi bozuk görüşler reddedilmektedir.

Zamanımızda tefsir yazmaya ehliyeti olmayan birtakım kimseler kendi heva, heves ve rey’leriyle, içlerinde yanlış ve bozuk yorumlar olan tercüme, meal ve tefsirler yazmıştır. Bunlar da tenkit ediliyor. Tashih-i itikad hizmeti yapan bu siteyi bilmeyenlere tanıtalım. Bid’atçiler gece gündüz çalışıyor. Ehl-i Sünnet Müslümanları da boş durmasınlar. Darülhikme gibi faydalı hizmetleri desteklesinler. 16 Ağustos 2007