Bizde İyi Lise Var mı?
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 28 Ocak 2019
Perşembe
(1) Lise demek, öncelikle edebiyat, tarih, sanat kültürü, felsefe (psikoloji, mantık, ahlâk, metafizik, estetik), sosyoloji, beşerî ve iktisadî coğrafya kültürünü “yeterli” şekilde veren okul demektir.
(2) Bunları doğru dürüst okutamayan; fizik, kimya, cebir, geometri, biyoloji gibi fen derslerine ağırlık veren okul kesinlikle iyi, vasıflı, örnek bir lise veya kolej değildir. Olsa olsa fen mektebidir.
(3) Bu ülkenin dili Türkçedir. Liselerde edebî-yazılı, zengin Türkçe ve edebiyat okutulmalı ve öğretilmelidir. Uydurukça kesinlikle zengin Türkçe değildir. Zengin Türkçe Osmanlı Türkçesidir. Üçbeş yüz kelimelik sokak Türkçesiyle, iletişim Türkçesiyle, çarşı-pazar Türkçesiyle insan kültürlü olamaz. Uydurukçada bilemediniz yirmi bin kelime vardır. Onların çoğu da ilimlere, fenlere ait ıstılahlardır. Geriye kalan bir-ikibin kelime ile edebiyat, tefekkür, medeniyet olmaz.
(4) 1928’den önce bin yıldan fazla kullanılmış olan yazıyı bilmeden edebî-zengin Türkçe bilinemez, öğrenilemez.
(5) İranlılar millî şairleri Hâfız’ın divanını, mânâsından haz ve zevk alarak nasıl okuyabiliyorlarsa, bizde de lise tahsili yapmış Türkiyeliler en büyük şairimiz olan Fuzulî’nin Divan’ını okuyup anlayabilmelidir ve bu kıraatten zevk ve haz almalıdır.
(6) Otuz kişilik bir lise sınıfında en az beş öğrenci hikâye, deneme, şiir, vasıflı kompozisyon yazabilmelidir.
(7) Bin kişilik bir lisede en az on öğrenci aruzla şiir yazabilmelidir.
(8) Test imtihanları bir aldatmacadan ibarettir. İmtihanlar kompozisyon şeklinde yapılmalıdır.
(9) Felsefe grubu derslerde, iyi ve vasıflı bir Türkiye lisesi, en az Fransa liseleri seviyesinde olmalı, öğrenciler çok vasıflı felsefî kompozisyonlar yazabilmelidir.
(10) Liselerde bilgi ve kültürün yanında mutlaka ahlâk ve karakter terbiyesi verilmelidir.
(11) Lise öğrencilerinin yüzde onu geleneksel sanatlardan birini öğrenmeli ve sahasında eser ve ürün vermelidir.
(12) Liselerde hiçbir ideoloji öğrencilere empoze edilmemelidir.
(13) Müslüman lise öğrencilerine çok sağlam, çok güçlü, çok yeterli din kültürü verilmelidir.
(14) Siyasî sistem kaliteli eğitime izin vermezse, paralel ve alternatif bir eğitim ile öğrencilerin eksiklikleri tamamlanmalıdır.
(15) Liseler kültürlü, güçlü, vasıflı, üstün vatandaşlar ve insanlar yetiştirme ocakları olmalıdır.
(16) Herkes okusun, hiç kimse sınıfta kalmasın…zihniyeti bir intihar ve kendini inkâr zihniyetidir. Liselerde çok sıkı bitirme ve bakalorya imtihanları olmalı, başaramayanların gözünün yaşına bakılmamalıdır. Aksi takdirde ülke, millet ve devlet batar.
(17)Liselerin sosyal kültür öğretmenleri ehliyet, liyakat, güç ve başarıda üniversite profesörleri ile yarışmalı, onlarla boy ölçüşülebilmelidir.
(18) Türkiye liselerinden dünya çapında edebiyatçı, tarihçi, sanatkâr, insansever, idealist adayları çıkmalıdır.
(19) Bir lisenin ne mal olduğu, onun öğrencilerinin okuldan çıktıklarından sonraki kılık kıyafetlerinden, davranışlarından, ciddiyet veya laubaliliklerinden anlaşılır. Okul kapısından dışarı çıkar çıkmaz gömleğin etekleri pantolonun dışına çıkartılıyor, yakanın birkaç düğmesi çözülüyor, ceket külhanbeyce omuza atılıyor, ağızda bir sigara, yanındaki arkadaşlarıyla kaba saba gülüşerek, şakalaşarak, boş laflar ederek sokakta yürüyor…Böyle liseli olmaz! Böyle lise olmaz!
(20) Liseler üniversiteye hazırlama kursları veya dershaneleri değildir.
(21) Öğrencilerine vatanseverlik duygusu aşılayamayan lise lise değildir.
(22) Bir ülkenin liseleri iyi, vasıflı, güçlü, üstün olursa o ülke yücelir; kötü, zayıf, yetersiz olursa batar.
(23) Bir ülkenin idarecileri iyi, vasıflı, vatansever, akıllı, hayırlı ise her şeyden önce eğitime önem verirler, eğitimi mükemmel hale getirmek için çalışırlar. Eğitim hizmetleri, eğitim sistemi işin başıdır. Adaleti ele alalım: Eğitim ve üniversiteler ile vasıflı, güçlü, üstün, ahlâklı, faziletli yargı mensupları yetiştiremezseniz ülkede adalet olması mümkün olmaz. Çünkü âdil bir sistem, âdil bir yargı, temiz bir yargı ancak ve ancak vasıflı hakimler, savcılar, hukukçular, avukatlar ile olur.
(24) Liselerde Türkiye kimliğine, Türkiye kültürüne, Türkiye kişiliğine hizmet edilmeli, genç nesillere bunların bilgisi ve şuuru aşılanmalıdır. İngiltere’de İngilizlik, Fransa’da Fransızlık, İsviçre’de İsviçre kimliği… Millî kimliğe cephe alan, gençlere onu kazandırmayan liseler ülkeleri için canavarlar yetiştirir. Kimliksiz kişi hastadır.
(25) Bizde şu anda iyi, vasıflı, yeterli, güçlü, üstün lise var mı yok mu?.. Bu sorunun cevabını teorik olarak veremeyiz. En parlaklarından, en başarılılarından on öğrenci seçilir. Çok ciddi bir heyet tarafından Türkçe, edebiyat, tarih, psikoloji, mantık, ahlâk, metafizik, estetik, sosyoloji, beşerî-iktisadî coğrafya konularında, kompozisyon yazdırılarak imtihan edilir. Sorulan sorular uluslararası standartlarda olur. Gerçek ortaya çıkar… Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.
Sevgili Müslümanlar!
Yakın tarihte ülkenin her köşesine kırk binden fazla yeni cami diktik. Eskilerle beraber cami sayısı seksen bine yaklaşıyor…
Maarif, eğitim, okul konusunda maalesef yaya kalmış bulunuyoruz. İyi, vasıflı, güçlü, mükemmel, üstün okullarımız yok. Bu yüzden vasıflı ve yeterli adamlar yetiştiremiyoruz, kadrolar kuramıyoruz.
Oğlum bilgisayar mühendisi olsun, oğlum mühendis olsun, oğlum doktor olsun demekle iş bitmiyor. Oğlumuzun iyi ve vasıflı insan, iyi ve vasıflı vatandaş, iyi ve vasıflı Müslüman olması gerekir. Bu da, eğitimle, okulla, lise ile olur.
Yazımın başında belirtmiştim, sadece fen derslerine ağırlık vererek iyi ve üstün liseler kuramayız. İşin başı sosyal, edebî, tarihî, felsefî, dinî kültürdür. 03 Eylül 2004