Boşuna çabalamayın
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 08 Aralık 2018
Beyler boşuna çabalamayın…
1. Bugünkü ideolojik, Kemalist, Tevhid-i tedrisat, millî kimlik ve millî kültüre ters, lâik, seküler, genç nesillere zengin edebî Türkçeyi öğretemeyen, tarih kültürü veremeyen, sanat kültürü veremeyen, ahlâk ve karakter terbiyesi veremeyen, estetik kültürü veremeyen,
siz ne kadar çabalarsanız çabalayın Türkiye düzelmez, ıslah olmaz.
2. Bugünkü
, ülke sathını lüks meskenlerle doldurma,
ile Türkiye ekonomisi ayakta durmaz. Zamanı gelince çöker.
3.
devlet, ülke, halk güvenli, huzurlu, rahat olmayacaktır. Adalet varsa huzur, iç barış, rahat, güven olur, yoksa olmaz, herkesin bunu aklına iyice yerleştirsin.
4. Devlet resmen
veriyor, seks köleliğinden KDV ve gelir vergisi alıyor. Devlet, genelevlerin kapısında, fuhuş güvenliğini sağlamak için polis bekletiyor. Bu böyle devam ettikçe bu memleket iflah olmaz.
5.
okutuldukları müddetçe eğitim düzelmeyecektir. Bunu kimse unutmasın.
6.
, azdırıcı fotoğraflar böyle artarak devam ettiği müddetçe düzelme olmaz.
7.
Türkiye üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanıyor. Fatih’in vakfiyesine hıyanet edildiği müddetçe Türkiye düzelmez.
8. Osmanlı devletinde, M. Kemal rejiminde, İsmet rejiminde, Cemal Gürsel rejiminde, Kenan Evren rejiminde Türk Ceza Kanunu’nda
yer alıyordu. Bugün zina suç olmaktan çıkartılmıştır. Bu çarpıklık devam ettiği müddetçe Türkiyede düzelme olmaz.
9.
Bu günahla Türkiye yükselmez, felah ve necat bulmaz.
10. Müslümanların çoğunlukta olduğu bu ülkede, bu toplumda İslâmın hâkim olması, dinî hizmetlerin doğru dürüst yürütülmesi için mutlaka icazetli ulema, fukaha yetiştiren gerçek güçlü İslâm medreselerinin bulunması gerekir. İslâm medreseleri kapalı tutulduğu müddetçe manevî kalkınma olmaz, o olmayınca ülkede fitne, fesat, bozukluk ayyuka çıkar..
11. Camilerin mihraplarına, minberlerine, kürsilerine icazetli, ehliyetli, liyakatli, güçlü, vasıflı, ihlaslı, fedakâr, idealist din görevlileri
getirilmedikçe, imamlık
parayla namaz kıldırma memurluğu seviyesinde kaldıkça Türkiye düzelmeyecektir.
12. Lise mezunları,
ve edibi olan
nı kolayca okuyup şerh edemedikçe Türkiye kültür bakımından ileri değil geri olmaya devam edecektir.
13. Türkiye, Güney Kore gibi kendi
kurmadan ve bunları
adam olmaz, adam olmaz.
14. Türkiyeliler,
ve cahil kaldıkları müddetçe Türkiye ilerlemez, yücelmez.
15.
Türkiye huzura kavuşmaz…
Bu şehrin coğrafyası, topografyası bugünkü nüfusu kaldırmaz.
16. Yakın zamanlara kadar dünyanın sayılı tahıl ambarlarından, üreticilerinden, buğday ihraç eden ülkelerinden biri olan Türkiye’miz şimdi her yıl üç küsur milyon ton buğday ithal etmekte ve yine her gün (yıl değil!) beş milyon ekmeği çöpe atmaktadır. Bu çarpıklık, bu israf nankörlüğü devam ettikçe Türkiye düzelmez.
17. Bir yandan otoyollar, hava alanları, lüks rezidanslar, AVM’ler, gökdelenler, Boğaz ve Körfez köprüleri yapılıyor; öte yandan iç barış ve sosyal mutabakat dinamitleniyor, ahlâk ve fazilette gerileme kayd ediliyor. Bu durum böyle devam ettikçe Türkiye düzelmez.
18. Türkiye’nin ayakta kalabilmesi için bütün Müslümanların
gerekir. Günümüzde ise Ehl-i Sünnet sarsılmakta, Ümmet birliği yerine bin parçalı bir İslâmcılıklar Protestanlığı, sekülarizm, hadîs ayıklama kaosu, anarşisi ve kopukluğu getirilmektedir. Bu hal giderilmedikçe, Ümmet birliği kurulmadıkça, Ümmetin başına âdil, âbir, râşid, müdebbir bir İmam-ı Kebir getirip ona toptan biat ve itaat edilmedikçe hayal ve arzu edilen düzelme ve ıslah olmaz.
Medenî bir sistemde ve düzende din, inanç, inancına uygun bir hayat sürme özgürlüğü olur. Bizde o karanlık faşist rejimleri zamanında bu temel hürriyet ayaklar altına alınmıştır.
İslâm hocaları uyduruk mahkemelerin kararlarıyla asılmış, sürülmüş, zindanlara atılmıştır.
Hıristiyanların ruhban mekteplerine, Yahudilerin haham yetiştiren eğitim ocaklarına dokunulmamış, Müslümanların medreseleri yerle bir edilmiştir.
Müslümanların Ezanlarına bile karışılmış, Ezan-ı Muhammedî okumak yasaklanmış, okuyanlara işkence edilmiştir.
Dinî yayınlar yasaklanmıştır.
Kırklı yıllarda, yurdun bazı yerlerinde ölüleri yıkayıp, kefenleyip, cenaze namazı kıldıracak imam bile bulanamaz olmuştur.
Din konusunda korkunç bir devlet terörü uygulanmıştır.
Ceza Kanununa 163’üncü madde konulmuş, Müslüman yazarlara, vatandaşlara çok zulm edilmiş, acılar çektirilmiştir.
Lâikçiliğin en aşırısı uygulanarak din hürriyeti çiğnenmiştir.
İslâm’ı ya büsbütün kaldırıp kazımak, yahut dinde reform yaparak tahrif etmek istemişlerdir.
İstanbul’da Patrik tahtında haşmetle otururken, Müslümanların Halifesini yurt dışına sürmüşlerdir. Hangi hakla, hangi gerekçe ile?.. Müslüman millete sordular mı?..
Medenî İsviçre nikahı yapmadan şer’î nikah yaptıranlara cani muamelesi yapmışlar; şer’î nikah taraftarı büyük âlim
hocamızı ağır cezalarda yargılayıp zindana koymuşlardır.
Din, İman, Kur’ân için çalışan Bediüzzaman’a ve Nur talebelerine yapmadıklarını bırakmamışlardır.
Onlar İslâm’la savaşırken, Türkiye geri kalmış, Ortadoğu’nun Japonya’sı olamamıştır. Hâla İslâmla, Müslümanlarla uğraşıyorlar… Hâlâ Ezanımıza, camimize, namazımıza, Şeriatımıza, tesettürümüze karışıyorlar…
Müslümanları parçaladılar… Müslümanların içine sürüyle ajan, casus, provokatör, yönlendirici, münafık, sömürücü soktular…
Müslüman halkı, atalarının Türkçe mezar taşlarını okuyamaz derecede cahil bıraktılar.
Bugün Türkiye’de, zalimlerin baskıları ve sistemleri neticesinde İngiltere’de, başka medenî ülkelerde bulunan
yoktur.
İngiltere’de 85 Şeriat mahkemesi kuruldu ve faaliyet gösteriyor, bizde lâikçilik yobazları buna asla razı olmaz.
ne kendileri kurtulur, ne de Türkiye. 28.10.2014