Bozuk İslâmcılar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 17 Şubat 2019
Pazartesi
1. Dinî hizmet ve faaliyetleri ticaret, bezirgânlık, para kazanma ve zengin olma vasıtası haline getirdiler.
2. Parayı en büyük değer, nefs-i emmâreyi put haline getirdiler.
3. Sağlıklı bir dinî hayatın iki temel ilkesi olan ihlâs ve istikameti defterden sildiler; nifak, samimiyetsizlik, eğrilik, yamukluk adına ne varsa hepsine bulaştılar.
4. “Onbeş yaşındaki her Müslüman ictihad yapmalıdır” diyerek din konusunda sözü ayağa düşürdüler, büyük bir anarşiye yol açtılar.
5. Initiation’a (rehberlik), hoca ve üstad tarafından eğitilmeye dayanan klâsik islâmî öğretimi yıktılar; onbinlerce çeşit ve çoğu zararlı ve karışık din kitabı çıkartarak kafaları karıştırdılar; ehl-i sünnet disiplinini, hiyerarşisini yıktılar, dehşetli bir kaosa sebebiyet verdiler.
6. İslâmî hizmetleri, hayır faaliyetlerini, dinî çalışmaları boş zamanlarda yapılan hoby’lere benzettiler.
7.Bütün olan Yüce İslâm dinini, parça olan hizip, fırka, meşreb, cemaat, tarikat, mezhep ile özdeşleştirdiler.
8. İslâmî hizmetleri, dâvet faaliyetlerini, Ümmet işlerini futbol kulübü taraftarlığı, hooliganlık zihniyeti ile yürüttüler.
9. Allah’a, Peygamber’e, İslâm’a, Kur’ân’a, Sünnet’e, Şeriat’a, fıkha saldırılıp hakaret edilince hiç tepki göstermediler, ses çıkartmadılar ama kendi hazretlerine, baronlarına en ufak bir tenkit yöneltilince küplere bindiler, ateş püskürdüler.
10. Peşlerine takılan cahil, saf, ufuksuz Müslümanları kaz gibi yoldular, inek gibi sağdılar.
11. Binlerce büyük müctehid, imam, fakih, müfessir, muhaddis, gerçek şeyh, mürşid-i kâmil varken, onları bıraktılar da Cemalüddin Afganî gibi bir farmasonun, İranlı olduğu halde Afganistanlıyım, Şiî olduğu halde Sünnîyim diyerek Müslümanları aldatan bu mâceraperestin, onun talebesi Mason Abduh’un, onun talebesi reformcu Reşid Rıza’nın peşine düştüler.
12. Dünyanın en büyük devletini, nizamını kurmuş olan Osmanlıların İslâm anlayışını, yorumunu, uygulamasını beğenmediler; Arap dünyasından, Pakistan’dan, İran’dan yanlış metodlar, ideolojiler, bid’atler ithal ettiler.
13. İslâmî hareketi bir kırsal kesim, gecekondu, varoş kültürü haline getirerek dejenere ettiler.
14. İlimden, irfandan, ilmî araştırmalardan, yüksek edebiyattan, tarih tedkiklerinden, sanattan, mimarlıktan, hukuk tefekküründen uzak kaldılar.
15. Peygamberimizin yasaklamış olduğu, Sünnet’e aykırı olan bütün kötülüklere bulaştılar, bütün menhiyatı irtikâb ettiler. Yalan söylediler, emanete hıyanet ettiler, vaadlerini tutmadılar, nefs-i emmârelerine esir oldular, kanaati ve tevazuu bırakıp lükse, aşırı tüketime, gösterişe, konfora müptelâ oldular. Nemrud’lar, Firavun’lar, Neron’lar gibi debdebeli, ihtişamlı, nümayişli, tantanalı bir hayat tarzını benimsediler.
16. İslâmî hareketi bir rant yeme hareketine dönüştürdüler.
17. Kendilerini uyaranları, tenkit edenleri en ağır şekilde tahkir ettiler, dışladılar.
18. Müslümanları “Bizden olanlar ve bizden olmayanlar” diye iki parçaya ayırdılar. Kendilerinden olanlara kardeş, olmayan Müslümanlara düşman muamelesi ettiler.
19. Din düşmanlarıyla doğrudan doğruya veya dolaylı olarak anlaştılar, uzlaştılar; İslâm dâvâsını ve Müslümanları sattılar.
20. İslâm Şeriatını tehdit eden en tehlikeli bid’at olan mezhepsizliği teşvik ettiler.
21. Mezheplerin kolaylıklarının bir arada uygulanabileceğini iddia ettiler, telfik-i mezâhibi yaydılar, din ahkamını oyuncak haline getirdiler.
22. Ehil olmadıkları işlere, vazifelere, makam ve mevkilere talip oldular ve her işi ve konuyu mıncıklayıp içinden çıkılmaz hale getirdiler.
23. Müslüman gençliğe fazilet, kültür, ahlâk, hikmet, feragat, edeb, terbiye, disiplin vermediler; onları hedonist-zevkçi olarak yetiştirdiler. Genç nesillerin başlıca gayesi çok para kazanmak, lüks meskenlerde lüks mobilyalar içinde yaşamak, iyi yemek, iyi giyinmek oldu.
24. Halkı ve gençliği basit ve çocuksu sloganlarla uyuttular.
25. İslâmî hizmetler ve faaliyetler konusunda ipe sapa gelir, dört başı mâmur, efradını câmi ağyarını mâni bir stratejileri, plan ve programları olmadı. Stratejisiz, plansız, programsız paldır küldür çalıştılar.
26. İslâmî hareketi bir rant yeme hareketine çevirdiler.
27.Peygamberin vârisleri, vekilleri ve halifeleri durumunda olan hakikî âmil ulemanın, kâmil mürşidlerin, gerçek şeyhlerin, örnek imamların (din önderlerinin) yolunu bıraktılar; şeytanın ve nefs-i emmârelerinin yolundan gittiler.
28. Asla tâviz verilmemesi gereken mevrid-i nasta, kesin hükümlerde tâviz verdiler.
29. İslâm’ın şûra ve meşveret prensibini terk ettiler; önemli işleri Ümmet’in ehil kimselerine danışmadılar, burunlarının doğrultusunda gittiler.
30. Namazı ve cemaati terk ettiler. Onlardan birini her hangi bir vakit namazında camide, cemaat içinde göremezsiniz.
31. Tashih-i itikad konusuna önem vermediler.
32. Öyleleri çıktı ki, en azılı zındıkları taltif etti.
33. Kendilerini peygamber zanneden zındıkları dışlamadılar, böyleleriyle işbirliği yaptılar.
34. Kendi şahsî menfaatlerini, zümrelerinin menfaatlerini İslâm dininin, Türkiye’nin, halkın menfaatlerinin üzerinde tuttular.
35. Büyük önderimiz Hazret-i Peygamber Efendimiz tevazu ve kanaat içinde yaşamıştı. Onlar tevazuu da, kanaati de terk ettiler; kibir, gurur, israf, gösteriş, nümayiş içinde yaşadılar.
36. Bazıları, kaynağı belli olmayan efsanevî kara servetlere sahip oldu.
Peki bunlar kimlerdir? Elbette ki, ihlâsla, istikametle, faziletle, Kur’ân ve Sünnet hükümlerine uyarak çalışan samimî, temiz Müslümanlar değildir. Muhlis, müstakim, temiz Müslümanlara selâm olsun. Onlar hizmet ederler, istihdam ve istismar etmezler. 12 Şubat 2002