Bu yazı, ileride İslâma, Kur’ân’a, Sünnete, Şeriata, Ümmet’e ihlaslı has hizmetkâr olarak gerçekten hizmet edecek on kadar seçkin ve bahtiyar genç için yazılmıştır.

Muhterem kardeşim, bil ki, nefs-i emmâren senin en büyük düşmanındır. Bu büyük düşmanı yenemezsen has hizmetkâr olamazsın. Sakın nefsini beğenme, nefsini aklama, nefsini temize çıkartma.

O, mârufları yapmanı istemez, münkerleri yapmanı ister. Ona muhalefet etmelisin. Yularını onun eline verirsen seni cehennemî uçurumlara atar, ebedî saadetini mahv eder. Onu baş tacı edersen seni alçaltır. Onu ayaklarının altına al ki yükselesin.

Onun en büyük yardımcısı

dilindir

, diline hakim ol, gıybet iftira ve tecessüs etme, yalan konuşma, insanlar senin lisanından ve elinden güvende olsun.

O sana, Allahı ve Resulünü seven mü’minlere düşmanlık ve buğz ettirmek ister. Sakın ona inanma, kanma, mü’min kardeşine buğz ve adavet etme.

O seni lüks ve israfa yönlendirir, sakın onun gösterdiği yolda gitme; mütevazı ol, Sünnete uygun bir hayat sür.

Nefsine kul olup benliğini putlaştırma, farkında olmadan şirke düşersin de belanı bulursun. Binitin olan nefsine elbette iyi bakacaksın lâkin

sakın onu azdırma

.

Arpasını fazla verirsen, ilk çifteyi sana atar.

Nefsin seni Şeriatın sınırlarını çiğnemeye çağırıyor, onu dinleme. Afif ol, müstaqim ol, hikmetli ol.

Nefsine uyup yalakalık, yağcılık, meddahlık yapma. Zaruret olmadıkça zalimlerin huzuruna çıkma. Allah için yapacağın hizmetlerin ücretini kullardan isteme.

Nefsin seni ribaya bulaştırmak ister, sakın bulaşma. Nefsini azdıracak her şeyden kaçın. Nefsine uyarsan haram yersin ve ateşi boylarsın.

Nefsin sana, ehil ve layık olmadığın makamlara geçmeni, reis olmanı emr eder. Bu emre itaat etme. İslâm’da riyasete bizzat talip olmak yoktur, haramdır. Sen talip olmasan, matlup olsan, ehliyetin yoksa kabul etme.

Ehil ve layık olsan bile

riyaset ateşten gömlektir.

Bunu hatırından çıkartma.

Şu hadîsi unutma:

Belaların en şiddetlisi Peygamberlere

(aleyhimüsselam)

gelir. Sonra derece derece…

Nefsin sana

“Hem hizmetini yaparsın, hem küpünü doldurup köşeyi dönersin”

der. Ona inanma, kanma, aldanma.

İmana, Kur’âna, Sünnete, Şeriata hizmet yolu çetindir, meşakkatlidir. Resulullaha bak, ibret al. Onun çektiklerini düşün, Taif yolculuğunu hatırla, bu imtihanları göğüslemeye hazır mısın?

Nefsinin pek arzuladığı lüks meskenler, lüks yazlıklar, lüks hayat, lüks kılık kıyafet, lüks yemekler, lüks yolculuklar, lüks konaklamalar ile hizmet edilmez.

Has hizmetkârlık ulu rütbedir, herkese nasip olmaz.

(İkinci Yazı) Şeriatsız İslâm Olmaz

İslâm düşmanı Kriptolar

Şeriatsız bir İslâm

türetmek istediler ve sağlam din kültürü olmayan bazılarını kandırdılar, kafalarını karıştırdılar.

Allahın bizlere Hz. Muhammed

(Salat ve selam olsun ona)

vasıtasıyla gönderdiği gerçek ilahî İslâmda Şeriat vardır,

Kur’ânsız ve Sünnetsiz İslâm olmayacağı gibi Şeriatsız İslâm da olamaz.

Açınız yerli ve yabancı sözlükleri ve ansiklopedileri, Şeriatın mánâsına bakınız.

Şeriat Kur’ândan ve Sünnetten çıkartılan İslâmî hükümlerin tamamına verilen addır.

Taharet hükümleri Şeriattır, namaz ve diğer ibadet hükümleri Şeriattır. Muamelat, ukubat, ahkâm-ı sultaniyye, nikâh talâk hep Şeriattır.

Şeriatı inkâr veya tahkir eden dinden çıkar, mürted olur.

Devlet türleri içinde İslâm devleti vardır ve onun Şeriatı vardır.

Birtakım bozuk, sapık, münafık sözde İslâm uzmanlarının Şeriatsız bir İslâm türetme işinde taşeronluk yapmaları hıyanettir.

İslâm Protestanlığı

adı verilen ve yüzlerce sekt ve klikten oluşan bir taife var, bunların çoğu Şeriatı ya hiç kabul etmiyor, yahut üzerinde durmuyor, önemsemiyor.

Bunlar doğru yoldan sapmıştır.

Aslında Hıristiyanlığın da bir Şeriatı vardır, Museviliğin de.

Devletin okullarında

mecburî din dersleri

okutulmaktadır.

Onlarda Şeriat gibi kelime ve kavramlar geçmez.

Kemalistler Şeriattan hoşlanmaz. Masonlar da Şeriat istemez. Onların bir sürü ritüeli vardır, bunlar mubahtır ama Şeriat tabudur.

Her mü’min Şeriat taraftarı olmalıdır. Her mü’min özel hayatında yaşayabildiği kadar Şeriatı yaşamalıdır. Her mü’min, Şeriatın beşer yapısı kanunlardan iyi, üstün, etkili, âdil olduğunu bilmelidir.

Toplumumuzda hırsızlık çok yaygın, bunu ancak Şeriat önleyebilir. Can, mal güvenliği Şeriatla sağlanır. İktisadî ticarî malî bozukluklar Kur’âna ve Sünnete uyarak düzeltilir.

İslâm hukukunda dâvalar uzun sürmez. Dâvaların uzaması, sonundaki karar âdil de olsa zulümdür. İslâm’ın uygulandığı bir ülkede

mahkemeler işsiz hapishaneler ıssız olur.

İslâm’da

hakkını aramak için büyük masraflar yapmak şartı ve zorluğu

yoktur.

İslâm devletinde dinlere hürriyet verilir ama

gençliği ve halkı dinsizleştirme hürriyeti yoktur.

Dindar bir Hıristiyan ve dindar bir Yahudi en geniş din hürriyetini İslâm devletinde bulur ve yaşar.

İslâm hukukunu bilgili, irfanlı, kültürlü, medenî, vasıflı, iyi, üstün, faziletli, meziyetli Müslümanlar anlar ve uygulayabilir.

Yarı mühtediler, bedevîler, ahlâksızlar, dıştan Müslüman görünen lâkin iman kalplerine inmemiş olan ârabîler, münafıklar, arivistler, hizmetkâr pozuna bürünmüş hedm ediciler Şeriatı hayata tatbik edemez. 10.07.2015