Pazartesi

 

Aşağıdaki maddeleri dikkatle mütalaa buyurunuz. Bir ülkede bunlar varsa, o ülke sosyal, kültürel ve siyasî bakımdan hastadır, durumu vahimdir, batmasından korkulur.

(1) Küçük, âdi, önemsiz hırsızlar yakalanırlarsa cezaya çarpılır; büyük, kodaman, nüfuzlu, seçkin, zengin, güçlü hırsızlar kanunlardan ve adaletin pençesinden sıyrılmayı başarırlar, ya cezasız kalırlar, yahut küçük bir ceza ile paçayı kurtarırlarsa.

(2) Devlet ve belediyelerin bütçelerinin önemli bir kısmı birtakım seçkin ve “saygın” haşarat tarafından hortumlanırsa.

(3) İhalelere fesat karıştırmak olağan ve yaygın bir iş haline gelirse.

(4) Zelzele bölgesinde yapılan inşaatlar, kanun ve nizamlara aykırı olarak çürük ve zayıf bir şekilde bina edilir; medenî ülkelerde üç-beş kişinin ölümüyle atlatılan depremler, orada binlerce kişinin ölümüyle sonuçlanırsa.

(5) Kırk bin kişinin çürük binaların enkazı altında can verdiği bir zelzeleden sonra, bütün suç bir tek müteahhidin üzerine atılır, bu adam günah keçisi ilan edilir ve öteki suçluların üzerlerine gidilmez ve onlar cezasız kalırsa.

(6) Mahkemelerde hakkını aramak ve almak için yüksek ücret isteyen avukatların varlığı gerekliyse ve fakir vatandaş çoğunluğu böyle avukatlar tutamadığı için hakkını alamıyorsa.

(7) Okullarda -sözde- okutulan dersleri öğrenciler öğrenemiyor ve bunları öğrenmek için paralel bir eğitim haline gelmiş dershanelere milyarlarca lira ödemek zorunda kalıyorlarsa.

(8) Popülist politikacılar, eğitim kolay olsun diye okullardan bitirme ve bakalorya imtihanlarını kaldırdılar ise.

(9) O ülkenin halkı cep telefonuna, lüks otomobile, ev döşemesine verdiği değer kadar ilme, irfana, kültüre, sanata, ahlâka, fazilete, hikmete değer vermiyorsa.

(10) Büyük şehirlerde polisler ve savcılar bile kapkaççıların şerlerinden emin değillerse.

(11) Küçük bir egemen azınlık, büyük çoğunluğu ülke, devlet için tehlike tehdit ve iç-düşman olarak görüyorsa.

(12) Hıristiyan misyonerlere verilen haklar ve imkânlar, Müslüman yerli halka tanınmıyorsa.

(13) Mahiyeti ve kaynağı şüpheli gizli ve kara servetlerin hesabı bazılarından sorulamıyorsa.

(14) Bütün medenî ülkelerin üniversitelerinde serbest olan bir kıyafet, o ülkenin üniversitelerinde yasak oluyorsa.

(15) Bir ülkenin yeni nesilleri, atalarının mezar taşlarını okuyamayacak kadar cahil bırakılıyorsa.

(16) Bundan 60, 70, 100 yıl önce yazılmış edebî ve kültürel kitaplar, dildeki zorlama yüzünden yeni nesiller tarafından okunup anlaşılamıyor ve bunların sade (arı, duru, kuru) dile tercümeleri yapılmak zarureti hasıl oluyorsa.

(17) Bütün medenî ülkelerde toplu taşıma vasıtalarında seyahat eden vatandaşların çoğu kitap okuyor, bu ülkede ise böyle kitap okuyanlar görülmüyorsa.

(18) O ülkedeki çeşitlilikler olumlu yanlarından ele alınmıyor ve bir zenginlik olarak görülmüyor; tam aksine bazıları tarafından halkı birbirine düşman kamplara ve kesimlere ayırıp fitne ve fesat çıkartmaya vesile ve âlet ediliyorsa.

(19) Bir ülkede, çoğunluğu teşkil eden vatandaşlara din derneği kurmak hakkı esirgeniyorsa.

(20) Müzmin ve yüksek enflasyonla uzun yıllar boyunca halk dolaylı şekilde iliklerine kadar soyulup sömürülüyorsa.

(21) Bir ideoloji, devletle özdeşleştiriliyor, hattâ devletten üstün ve önemli görülüyorsa.

(22) Uluslararası temel haklar ve hürriyetler ile ilgili bütün metinlerde zikri geçmeyen bazı değer ve kavramlar halka zorla empoze ediliyorsa.

(23) Hırsızların hakları, hırsızlık mağduru vatandaşların haklarından fazla ise.

(24) Yüzölçümü, nüfus, imkân, potansiyel ve diğer hususlarda Güney Kore’den kat kat üstün olan bir ülkede; Güney Kore’ninki kadar güçlü, yerli, millî, ihraç edilen bir otomobil sanayii kurulmamışsa.

(25) Halkın yarısı birbiriyle nizalı, bu yüzden mahkemelerin işi başlarından aşkın ise.

(26) Henüz ergin olmamış, büluğ çağındaki lise çocukları okullarda birbirlerini bıçak ve kama ile öldürüp yaralıyorlar, hattâ bu gibi hadiseler ilköğretim okullarına da sıçramış ise.

(27) Toplumun temelini teşkil eden aile müessesesi açıkça ve sinsice tahrip ediliyorsa.

(28) İstilâcı düşmanlara karşı canlarını feda eden şehitlerin mezarlarını ziyaret eden halk yığınları hurafecilikle suçlanıyorsa.

(29) Yeni yapılan okul, hükümet konağı, hastahane, adliye sarayı ve bunlara benzer amme hizmeti binaları, her biri ötekinden daha çirkin ve sanatsız bir şekilde inşa ediliyorsa… Millî mimarî boykot ediliyorsa.

(30) Büyüklere hürmet edilmiyor, küçüklere merhamet ve şefkat ile muamele edilmiyorsa.

(31) Sahiller, ormanlar açgözlü ve kuduz rantçılar tarafından yağma ediliyorsa.

(32) Ülkenin dominant çoğunluğu kasıtlı olarak cahil bırakılıyor, cahillikle terbiye ediliyorsa.

(33) İbadet eden dindar vatandaşlara gerici gözüyle bakılıyor, en temel din, inanç ve inandığı gibi yaşamak hak ve hürriyetleri keyfî bir şekilde kısıtlanıyorsa.

(34) Medenî ülkelerde hızlı trenlerle iki saatte gidilen mesafeye bu ülkede sekiz saatte gidiliyorsa.

(35) Her tarafı denizlerle çevrili bir ülkede deniz taşımacılığı kasıtlı olarak baltalanmışsa.

(36) Büyük medya televole kültürü ile on milyonlarca halkı sersem, uyuşmuş, zombi, zekâ özürlü hale getirmişse.

(37) Dış emperyalistlerin menfaati için sanayi, hayvancılık, ziraat çökertiliyorsa.

(38) Devlete ve millete ait fabrikalar, araziler, işletmeler, tesisler harç mezat, değerlerinin çok altında fiyatlarla satılıyorsa.

(39) Bir vatandaşın bir yerde unuttuğu çantasını bulma ümit ve ihtimali bir milyonda birden az ise.

(40) Politikacıların, büyük bürokratların, büyük zenginlerin, büyük medyacıların, holding sahiplerinin çocukları askerlik hizmeti yapmıyor, yapsalar bile tehlikeli yerlere gönderilmiyor, böyle yerlere fakir fukara halk çocukları gönderiliyorsa.

İşte böyle bir ülke vahim şekilde hastadır, onda batma alâmetleri vardır. Bu gibi kötülüklere karşı çareler ve çözümler bulunmaz, bunlar hayata geçirilmezse ileride büyük yıkım olur, korkunç felâketlerle karşılaşılır. 13 Haziran 2006