Size garip gelmiyor mu? Dinî bayramlarda, dindarlardan çok, dinden uzaklaşmışlar (kendilerince) bayram yapıyor, eğleniyor.

Zaten bayram denilince ne anlıyoruz? Bu konuda da birlik yok. Herkes kendi kafasına göre bayram yapıyor.

1919 ile 1922 yıllara arasında İstanbul işgal altındaydı. Boğaz’da düşman devletlerin zırhlıları demirliydi, sokaklarda düşman askerleri ve polisleri geziyordu. Çok acı bayramlar yaşanmıştı.

Bugün de bir işgal var ama bu askerî bir işgal değil, kültür ve medeniyet işgali. Tefessüh etmiş Batı medeniyetinin işgali altındayız.

İslâm dünyasının bayram yapacak hali var mı, yok mu? Buyurun bu sorunun cevabını lütfen siz veriniz.

Halebliler bayram yapabiliyor mu? Haleb başka, İstanbul başka demesin kimse. Her iki şehir büyük bir gövdenin organları gibidir. Biri yaralanır ve şiddetle ağrır ise, öteki bütün organların rahatsız olmaları gerekmez mi?

Haleb iç savaş yüzünden yıkıldı, harap oldu, yangın yerine döndü, nüfusunun büyük kısmı kaçmak, göç etmek zorunda kaldı. İstanbul’da böyle bir durum yok. Aksine nüfusu arta arta patlama derecesine geldi.

Nüfus patlamasıyla birlikte suçlar, ahlâksızlık ve dinsizlik de patladı.

İstanbul Müslüman bir şehir ama dinsizlikte, densizlikte patlama var. Namaz kılanlar, oruç tutanlar, zekat verenler azınlığa düşmüş vaziyette.

Ramazandan sonra şevval ve elbette bayram yapılacak ve yaşanacak ama nasıl bir bayram? Acı bir bayram, buruk bir bayram…

Ümmet birliğinin olmadığı, Müslümanların başında bir İmam-ı Kebir’in bulunmadığı bir bayram.

Fethin sembolü Ayasofya’nın hâlâ müze olarak tutulduğu bir bayram…

İslâm medreselerinin kapalı, tasavvuf tarikatlarının yasak olduğu bir bayram…

Zinanın serbest olduğu bir bayram.

Rantçıların şehri haraca kestiği bir bayram.

Şeriatsız bir bayram.

Gayret-i diniyesiz, hamiyet-i İslâmiyesiz bir bayram.

Bayram elbette bayramdır ama bu bayram nasıl bir bayram?

Bütün okuyucularımın bayramlarını tebrik eder, Cenab-ı Haktan sıhhat selamet hidayet afiyet hayırlı başarılan dilerim.

Akl-ı selim (sağduyu) ne büyük nimettir. Allah bize sağduyu versin. Vicdan versin, mürüvvet versin, İslâmî şuur versin.

Birbirimizi sevmek, hayırlı işlerde desteklemek, birbirimize merhamet etmek duyguları nasip etsin.

Dünya hizmetlerimizi ve vazifelerimizi yapar olduğumuz halde ahirete dönük olmayı nasip buyursun.

Yılda iki büyük dinî bayramımız var, bunu herkes biliyor. Mü’minin en büyük bayramı, dünyayı terk ederken, ömrünün ölümüne iman ile bitişmesidir. Hak Teala bize bunu nasip etsin.

Bu bayram buruk bir bayram… Irak, Afganistan, Suriye, Filistin, Mısır, Libya, Nijerya, Doğu Türkistan, Özbekistan, Myanmar, Yemen… Liste çok uzun. Oluk oluk kan akıyor, yaralılar, dullar yetimler, milyonlarca sürgün, harabeler, yangınlar, gözyaşları, feryatlar… Açlık, sefalet, acılar…

Bayramınız kutlu olsun!

İçiniz neş’e dolabilecek mi?

(İkinci yazı) CÜMLELER

O zat Kürt değildir, Gizli Yahudi’dir. Dıştan Kürt görünmesi sizi aldatmasın.

Fermanları çaldılar… Birinci eller 100’er liraya sattı… İkinci el 200 liraya. Üçüncü el astronomik fiyatlara…

Haramla elde edilen servet ateştir, necistir. Böyle ateşli servetlere sahip olanlar dünyada ve ahirette rezil ve rüsvay olurlar. Hani, hiçbir şey olmuyor demeyin. Bekleyin…

Gurur ve kibrin sonu, burnu yere sürülmektir.

Müslüman çorba, makarna, patates, bulgur pilavı, yeşil mercimek gibi ucuz yemeklere itiraz ve isyan etmez. Bunları afiyetle yer ve şükr eder. Şâkirlerden olur da, Allahın rızasını kazanır. Mütevazı yemeklere isyan edenler kilâb-ı bi-idraktir.

Kalbinde iman olan mü’minin zatına buğz ve düşmanlık etmek, uhuvvet-i İslâmiyeyi yıkacağından haramdır. Sadece kötülüğe, günaha ve haksızlığa karşı olunabilir.

Bir rezile: Karı satmanın, din sömürüsü yaparak zengin olmaktan daha az kötü olduğunu bilmiyor musun?

Onda Şeriata aykırı hal ve tavır görürseniz, kendisini terk ediniz.

Seher vaktinde uyuyanlar şemsin tuluundan sonra leşler gibi uyanır.

Dilini tut, zevzeklik etme, selâmet bul.

Bu düzen ve sistem iyidir veya eskisine göre iyidir diyen imamın ardında namaz kılınmaz.

Ayakta tebevvül eden kişinin imameti caiz olmaz.

Sekiz kişilik cemaate biri sabit, biri yakasına mandalla tutturulmuş seyyar, iki mikrofonla namaz kıldıranın aklında hiffet vardır.

Allah cüz’iyyatı bilmez diyen küfre düşer. Cenab-ı Hak noksan sıfatlardan münezzehtir.

Kur’ânın kesin emirlerini yerine getirmeyen, kesin yasaklarını ve haramlarını işleyen sahte sofu haftada bir hatim indirse ne olur…

Gıybet cahil Müslümana bir haramdır, alime bin kere haram.

O gurur ve kibir heykeli musibet herifin başından aşağı toz toprak dökmek gerek.

Bir herif günde kırk kere ben hizmet ediyorum, ben çok ihlaslıyım diye kasılıp duruyorsa bilin ki o ne hizmetkardır, ne de ihlaslıdır.

Efendimizin (Salat ve selam olsun ona) vefatından sonra ilk çıkan bid’at, insanların bol yemek yiyip semirmeleri olmuştur.

Buluğa ermiş oğullarına ve kızlarına namaz kıldırmayan ana babalara yazıklar olsun!

Açık çağdaş kadınlardan daha fazla dikkat çeken sözde tesettürlü karılar…

Kuyrukları metronom gibi hareket eden yağcılar ve yalakalar… 17.07.2015