Büyük Fitne ve Fesat
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 30 Aralık 2018
Cumartesi
1.
Konu
tahmin ediliyordu. Sürprize uğrayanlar varsa, bu onların kendi gaflet ve hatalarındandır.
2. Dehşetli
Bu satrancı bilmeyenler karışmasınlar.
3. Başta
1000 güçlü şahsiyet çok ciddî bir bildiri metni hazırlayıp bunu imzalamalı ve ilân etmelidir.
4. Şu gerçek bir kere daha ortaya çıkmıştır:
5.
Bu çiftlikten rantlanan, nemalanan gizli ve derin güçler menfaatlerinden asla vaz geçmezler.
6. Sinirlenen, öfkelenen, şaşıran, kendini kaybeden taraf haklı bile olsa satrancı kaybedecektir. İlk şart soğukkanlı olmaktır.
7. Bir kısım danışmanlar geleceği görmek, muhtemel senaryoları bilmek konusunda ihmal ve dar görüşlülük sergilemiştir.
8.
öyle kolay kolay pes etmezler.
9. Aynı anda dört-beş önemli, hayati, büyük iş birden yapılamaz. Bunların teker teker ele alınıp çözülmesi daha uygun olurdu.
10. Büyük hizmetler yapacak kişilerin ve grupların,
11. Genel seçimlerden sonra, “Oh partimiz ve sevdiklerimiz ezici bir ekseriyetle başa geçtiler. Bundan sonra her yer güllük gülistanlık olacak, her şey düzelecek, ufuklar pembedir, gelecegimiz çok iyidir…” kuruntularına düşenler çok saf ve salak kişilerdi. (O zaman da bunu yazmıştı üstad….REB)
12. Büyük bir devlet Türkiye’yi dolaylı şekilde işgal etmek, iyice kontrol altına almak için fırsat beklemekte, bahane aramaktadır.
Nitekim bundan birkaç yıl önce Endonezya’da böyle yapmak istedilerdi.
13.
Salavat-ı mefruze terk edilirse… Cemaat terk edilirse…
Birlik kaybolur, tefrika ve parçalanma olursa…
(açıkça ve küstahça)
Din ve mukaddesat sömürüsü büyük boyutlara erişirse…
Fakirler aç yatarken zenginler ve tuzu kurular tok sabahlarsa…
14.
(kışkırtıcı)
kâzip ve sahte şöhret ve prestij elde etmek için
Bunlara değer verilmemelidir.
15. Danışmanlar, strateji uzmanları, büyük düşünürler, sorumlu ve vazifeli kişiler yakın geleceğe ait BÜTÜN
(tekrar ediyorum BÜTÜN) muhtemel senaryoları tahmin etmeli ve bunlarla ilgili geçerlilik şansı olan ciddî planlar hazırlamalıdır.
Önümüzdeki yaz dehşetli sıcaklar olsa, kuraklık her yeri kasıp kavursa, İstanbul susuz kalsa…
Bush giderayak İran’a saldırma cinnetine kapılsa ve Ortadoğu kısa zamanda ateş içinde kalsa…
İbranî devleti olanca nükleer gücüyle karşılık vererek
Dünya 1929/30’da olduğu gibi global bir iktisadî ve malî krize gitse, işsizlik; aşsızlık, kaos korkunç boyutlara varsa…
16. Ülkemizde birtakım İslâmcıların akıl almaz derecede büyük kara para birikimleri olmuştur.
Aksi takdirde yanacaklardır. Haram para ve servet ile şimdiye kadar hiçbir kimse abad olmamıştır.
17.
Namaz kılmayanlar namaza başlasın… Kılanlar, daha dikkatli, daha ciddî, daha dosdoğru kılsınlar…
Herkes gücü nispetinde sadaka versin, hayır hasenat yapsın… Dolaylı şekilde de olsa din düşmanları desteklenmesin…
18. Fitne ve fesatların çok artacağı, dünya işlerinin çok bozulacağı, her gelen günün geçen günü aratacağı bir zaman dilimi içinde yaşıyoruz. Ana amaçları çok para kazanmak, çok lüks ve rahat bir ömür sürmek, lüks ve konfor içinde Nemrud ve Firavun gibi zevklenmek, yan gelip yatmak olan, bin çeşit egoistlik ve nefsaniyet sergileyen kimseler yaklaşan fırtınalarda perişan olacaklardır.
Yaz kış, sıcak soğuk, yağmur kar demeden her gün otuz kırk sokak kedisine bakan çok merhametli bir beyefendi tanıyorum. Birkaç ay önce ona rastladım, etrafına toplanmış kedilere yiyecek veriyordu. Selâmlaştık, ayaküstü biraz sohbet ettik.
O da başka birinden duymuş; güvenilir bir kimseymiş, namazlı abdestliymiş, yalan söylemez, iftira etmezmiş…
Bu anlatılanın doğruluk derecesini araştıracak halim yok. Anlatanın adresini aldım; soğuk hava, bir yığın meşguliyet ve rahatsızlık içinde vakit bulup gidemedim. Haber doğruysa gerçekten büyük vahşet.
Bu dünya sırf bize mahsus değil. Bütün hayvanların, bitkilerin, denizlerin, nehirlerin, dağların, hatta havanın bile hakkı var. Bizim toplumumuzda sokak kedilerinin ve köpeklerinin eskiden beri yeri vardır. Bu zavallı hayvanları zehirlemek, öldürmek, çöp kamyonlarının preslerinde yamyassı etmek belediyeciliğe de yakışmaz, insanlığa da… Bazı belediyeler kedileri, köpekleri toplayıp çok uzaklardaki çöplüklere atıyorlarmış…
İki ay önce Geyve’ye, Taraklı’ya, Göynük’e gittim. Yol kenarlarında, eskiden gözüme çarpmayan bir köpek bolluğu vardı. Bazılarına motorlu vasıtalar çarpmıştı. Cesetleri kenarda boylu boyunca yatıyordu. Sakın bunlar da bazı belediyelerin hışmına uğramış köpekler olmasın?
Bütün belediye başkanlarımıza, saygı ve selâmlarımı sunarak sesleniyorum: Başta kediler ve köpekler olmak üzere hayvanlara yapılan zulümler, işkenceler asla karşılıksız ve cezasız kalmaz.
Bunlarla da bitmez, ahirette hesap verirler.
Kedileri, köpekleri öldürttü, hiçbir şey olmadı, başına bir şey gelmedi…
Birden, ne olduğu anlaşılamaz, otomobil ya bir takla atar, yahut bir direğe çarpar
Bir duvar dibine yavrulamış anne kediyi öldürdüler, yavruları sütsüz ve bakımsız kaldı…
Canım, sahipsiz bir sokak kedisinden ve yavrularından ne olacak!..
Sokak kedisini ve yavrularını öldürenin bakarsınız seneler sonra ciğer pare bir torunu balkondan düşer…
Bu sütunlardan, vahşi hayvanlara zulm edenleri de protesto ediyorum. Eskiden sayyadları (avcıları) Fütüvvet teşkilâtına almazlardı. Merhametlilere selamlar olsun. Onlardaki merhamet Yüce Rabbin Rahim ism-i şerifinin tecellisidir.
Kedilere, köpeklere, kuşlara, yeşilliklere acıyanlar, onları koruyanlar rahmet bulutlarıyla gölgelendirilir. Gaddarlar dehşetle titresinler. Geçenlerde yazmıştım, Resulullah Efendimİz “Bir kadın, bir kediyi hapsetti, kedi yiyecek içecek bulamadı öldü, Allah o kadını cehenneme koydu” buyurmuşlardır. Başka bir Hadîs-i Şerîf’te “İsrailoğullarından kötü bir kadın yolculuk yapıyordu, yolda bir kuyu gördü, kenarlarına tutunarak indi, su içti. Yukarıya çıktığında bir köpeğin susuzluktan kıvrandığını gördü.
dedi. Tekrar kuyuya indi, yemenisini
(pabucunu)
su ile doldurdu, köpeğe verdi. Yüce Allah bu iyiliği yüzünden o kadını affetti” buyuruluyor.
Acımasız bir dünyada yaşıyoruz. Gazetelerden, televizyonlardan, internet sitelerinden öğrenmişsinizdir. Bir oğul anasının başını kesmiş, top gibi sokağa atmış.
Kötü rüyalar, kâbuslarla bitmeyecek bu iş, “Merhamet etmeyene merhamet edilmez…”
Kimsesiz, sahipsiz, korumasız, tasmasız bir sokak kedisi veya köpeği demeyin. O hayvanın ahı sizi Ateşlerde yakar… 16 Mart 2008