Pazar

 

Geçen hafta uçakla Adana’ya, oradan Antakya’ya, ardından Maraş’a gittim ve yine Adana’dan geri döndüm. Antakya civarında Amik Ovası’nı seyr ederken yakınlarda o ovada cereyan edecek “Çok kanlı savaşı” (Melhame-i Kübrayı) düşündüm.

-Nereden biliyorsun orada böyle bir savaş olacağını?

Çok iyi biliyorum, çok iyi biliyorum…

Okuyucularım hatırlayacaklardır, defalarca

“2005, 2006, 2007 yıllarına hazır olunuz, çok önemli, çok dehşetli hadiseler patlak verecektir”

diye yazmıştım. Dünya çapında büyük siyasî depremin ilk kıpırdanmaları, öncü sarsıntıları başlamıştır. Siz Osetya’daki katliamın kendi kendine mi olduğunu sanıyorsunuz. Tertiptir, tertiptir, tertip…

Önce Büyük Ortadoğu savaşına, sonra Üçüncü Dünya Savaşına adım adım yaklaşıyoruz. Büyük savaşların yangınları önce küçük bir kıvılcımla başlar. 1914’te Saraybosna’da Avusturya-Macaristan veliahdı ve eşi bir suikasd neticesinde öldürülmüş, bu kıvılcım medenî dünyayı dört yıl kan ve ateş içinde bırakan bir genel savaşa yol açmıştı.

1939’da Hitler Polanya’ya saldırmış, o ülkeyi Stalin Rusya’sı ile paylaşmıştı. Bunun üzerine İngiltere ve Fransa Almanya’ya savaş ilan etmişti. Hitler rejimi savaşı önlemek için nice kulis temasları yapmış, başarılı olamayınca, sekiz ay bekledikten sonra Fransa’ya âniden hücum etmiş ve onu iki hafta içinde dize getirmişti. Bazı tarih-bilmezler Fransa ve İngiltere’ye savaş açanın Almanya olduğunu sanırlar. Değildir. Fransızlar avaz avaz bağırıyor, “Almanya bizi işgal etti…”diyor. Eder tabiî… Sen ona savaş ilan etmemiş miydin?

Şimdi Üçüncü Dünya Savaşı’nın önsözü sayfalarındayız… İleride neler olabilir?

Yıllardan beri kimbilir kaç kere yazdım: Nükleer enerji çalışmalarını bahane ederek ABD,İsrail’i İran’a saldırtacak. İran, Türkiye’nin iki misli yüzölçümüne sahip büyük bir ülke, bir saldırıyla çökmez. O da mukabele edecek, Irak’ta Amerikan askerlerini vuracak. Belki İsrail’e tahrip gücü büyük füzeler gönderecek. Amerika ve İsrail bu savaşın içine Türkiye’yi de çekmek isteyeceklerdir. Bundan hiç kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın.

Pakistan’daki Amerikan yanlısı Müşerref rejimi çöker ve iktidar bağımsızlık taraftarı Müslümanların eline geçerse seyr eyleyin siz gümbürtüyü. Çünkü o devletin elinde atom silâhları bulunuyor. Atar mı atar? Ortadoğu savaşı başlayınca bu bölgedeki Arap devletlerinin çoğunun rejimi çökecektir.

Böyle bir savaşta, Hindistan İsrail’in en büyük müttefiki ve yardımcısı olarak boy gösterecektir. İsrail, çok sıkışırsa elindeki nükleer silâhları kullanmaktan başka çare bulamayacak ve bu savaşta yüzbinlerce, hattâ milyonlarca insan feci şekilde can verecek, bir o kadarı da korkunç yaralar alacak, onulmaz hastalıklara yakalanacaktır. Bir ara İsrail kuvvetleri Medine-i Münevvere’ye kadar ilerleyeceklerdir. Agresif, militan, fanatik Evangelistler böyle bir savaşta İsrali’in bir numaralı yardımcısı olacak, onu Müslümanlara karşı kışkırtacak ve destekleyecektir. Başkan Bush’un son derece koyu bir Evangelist olduğunu unutmayalım.

Acaba Amerika ve müttefikleri bir buçuk milyarlık İslâm Âlemi’ni dize getirebilirler mi? Afganistan’daki, Irak’taki, Çeçenistan’daki direnişi görüyorsunuz. Filipinler’den Fas’a, İdil-Ural’dan Güney Afrika’ya kadar uzanan İslâm Âlemi’yle baş etmek zannedildiği kadar kolay olmayacaktır. Kaldı ki, bu savaşın metafizik transandantal (aşkın), teolojik boyutları da vardır. Müslümanlara barbar diyorlar. Unutmasınlar ki, Roma İmparatorluğu’nu barbarlar yıkmıştır.

Yedinci asırdaki ilk Müslüman Arapları düşünsünler: Kısa zamanda Sasanî devletini yıkmışlar, Doğu Roma’nın elinden büyük miktarda toprak almışlar, muazzam bir donanma ile Kostantiniye’yi kuşatmışlardı. Hiç kimse Fukuyama’nın “Tarih bitti!..” mavallarına aldanmasın.Tarih bitmedi, yeni başlıyor. Önümüzdeki yıllarda dolu dolu, hızlı hızlı, yoğun mu yoğun bir tarih yaşayacağız.

Müslümanların hepsine gafil demiyorum, sadece “Gafil Müslümanlara” bu sütunlardan seslenmek istiyorum. Kolay anlaşılsın diye de madde madde ve pek açık ve seçik bir üslupla yazıyorum:

(1) Önümüzdeki savaşta militan ve agresif İslâm düşmanlarının safında yer almaya kalkmayınız. Böyle bir karar sizi Cehenneme kadar götürür. O yol ile Mevlâ’ya değil, belâya gidersiniz.

(2) İslâm’ı ve Müslümanları yeryüzünden kazımaya ahd ü peyman etmiş agresif düşmanlara ev, arsa, tarla, arazi satanlar sanki bütün vatanı onlara satmış gibi olurlar. Vaktiyle bazı cahil, gafil, facir Araplar Siyonistlere, bol altın ve sterlin mukabilinde mülk satmışlar ve sonunda belâlarını bulmuşlar idi.

(3) Azgınlığı bırakınız. Kibri, gururu, israfı, lüksü, aşırı tüketimi, dünya zenginlikleriyle övünmeyi ve kudurmayı derhal terk ediniz. Akıllı Müslümanlar olunuz ve kanaat ile yaşayınız. Parayı en büyük değer ve put edinmeyiniz. Kur’ân’ın, Sünnetin, fıkhın, Şeriatın, İslâm ahlâkının ilkelerine uyunuz. İlme, irfana, takvaya, ihlâsa, mürüvvete, fütüvvete sarılınız.

(4) İslâm’ın azılı ve agresif düşmanlarını dost ve velî edinmeyiniz.

(5) Sizi kaz gibi yolan, inek gibi sağan din baronlarının, din sömürücülerinin boyunlarınıza takmış olduğu tasmaları kırınız.

(6) Gerçek ve ‘âmil din âlimlerine, gerçek ve faziletli tarikat şeyhlerine, kâmil mürşidlere tâbi olunuz.

(7) Her ne şekilde olursa olsun haram yemeyiniz, daha önce toplamış olduğunuz haram paraları ve servetleri elinizden çıkartınız. Her türlü rüşvetten, faizden, alevere dalevereden, fesat karıştırılmış ihaleden, yüzde on komisyonlardan, partizanlıktan, cemaatçilikten, emanete hıyanetten (işleri ehil olmayanlara vermek) ve diğer yolsuzluklardan tevbe ediniz.

Bütün Müslümanları uyarıyorum: Büyük bir İslâm şehri bir müddet için Müslümanların elinden çıkabilir, düşman istilâsına uğrayabilir. Çok büyük, çok dehşetli facialar olabilir. Tedbirli olunuz. Taşrada, gerektiğinde intikal edebileceğiniz bir sığınağınız olsun.Şimdiden tedbir almazsanız, sonra iş işten geçmiş olur, yangın içinde perişan olursunuz. Benden haber vermesi…13 Eylül 2004