Perşembe

 

Başta büyük medya patronları olmak üzere birtakım gizli ve esrarlı güçler, lobiler, emperyalist mihraklar, onların içerideki işbirlikçileri saçma sapan bir “Alis Harikalar Ülkesi Türkiye’de” oyunu oynuyorlar. Türkiye’nin başka derdi, sıkıntısı, problemi yokmuş gibi gazeteler, televizyonlar, internet siteleri sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar “Derviş ne yapacak, Derviş ne olacak?.. İsmail Cem ne diyor?.. Mesut Yılmaz ve Hüsamettin Özkan Nereye Gidiyor?.. Atlet Süreyya Nasıl Koşuyor?.. Futbolcu Mansız’a Kadınlar Bitiyor!.. Şarkıcı Zarkan Nasıl Irlıyor?..” gibi konularla on milyonlarca halkı oyalıyor, uyutuyor, afyonluyor, sersemletiyor.

Seçim seçim diyorlar. Önümüzdeki kasımda acaba seçim yapılacak mı? Yapılabilecek mi? Ortadoğu bir savaş arefesindedir. Savaş kasımdan önce patlak verirse bir kıyamet yaşanacaktır ve o hava içinde seçim meçim yapılmayacaktır.

Biz Türkler bu coğrafya’da bin yıldan beri varız. İstanbul’u alalı 600 sene bile olmamış. Varlığımız büyük tehdit ve tehlike altındadır.

Yıllardan beri bir Sevr edebiyatı yapılıyor. Bu edebiyat bir vehim ve kuruntudan ibaret değildir. Ülkemizin parçalanması için planlar yapılmaktadır. Türkiye’nin Ortadoğu’da bir Japonya, bir Güney Kore, hattâ bir Taiwan gibi olmasına bile rızaları ve izinleri yoktur. Müslüman korkusu, Osmanlı korkusu, Türk korkusu onların ruhlarına sinmiş, bio-jenetiklerine işlemiştir. Türkiye eski dünyanın kilittaşıdır. Onun güçlenmesini, üstün olmasını, her konuda vasıf kazanmasını kesinlikle istemezler.

Ülkemizdeki son büyük siyasî, iktisadî, sosyal, kültürel kriz kendiliğinden olmamıştır. Dışarıdan planlanmış, içerideki hain işbirlikçileri tarafından uygulamaya konulmuştur.

Devletimizi, ülkemizi, milletimizi yıkmak isteyen dış düşmanlarımız, yardakçılarını bol bol mükafatlandırıyor. Çankaya’daki, Anayasa kitapçığının masaya atıldığı o buhran gününün gecesinde birtakım dolaplar döndürülmüş ve birkaç kişi yirmi dört saat içinde beş milyar dolar vurmuştur.

“Alis Harikalar Diyarı Türkiye’de” filmini çevirenler, oynatanlar, oynayanlar genellikle birtakım militan Sabataycılardır.

Bu ülkeyi ve vatanı seven, bu devlete sahip çıkan, bu milleti korumak ve gözetmek isteyen herkes bilsin ki, Türkiye parçalanma tehlike ve tehdidi altındadır. Amerika’nın himayesinde Kuzey Irak’ta bir Kürdistan kurulmuştur. Sadece Birleşmiş Milletler Teşkilatı’na üye yapılmamış, dış temsilcilikler açmamış, başka devletin elçilerini kabul etmemiştir. Bu gerçeği herkes kafasına iyice sokmalı, defterine iyice yazmalıdır. Irak’taki Kürdistan resmen kurulunca Türkiye’nin toprak bütünlüğü tehlikeye düşecektir. Bu durumdan en fazla zarar ve ziyan görecekler Kürtlerdir. Kürtler Türkiye’nin her tarafına çil yavrusu gibi dağılmışlardır. Türkiye’nin bir kısım topraklarında gözü ve emeli olan müstakil bir Kürdistan bizim Kürt kökenli vatandaşlarımızın başlarını ağrıtacak, büyük felaketlere yol açacaktır. Ben Kürt olsaydım, ileride Diyarbakır’dan İstanbul’a pasaportla gelmeyi hiç mi hiç istemezdim. Bu ülke, bu vatan hepimizindir; bütünlüğünü titizlikle, hassasiyetle korumamız gerekir.

Makyavelist resmî beyanlara aldanmayalım. Ne ABD, ne Avrupa Birliği Türkiye’nin bütünlüğünü istiyor. Onlar bir kısım topraklarımızı Kürdistan’a vermek hususunda planlarını yapmış, kararlarını vermiştir.

Ermenilere de toprak verilmek isteniyor. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da büyük bölgeler insandan arındırılmıştır. Tabiat, boşluğu sevmez. Bu halksız bölgelere ileride hangi nüfuslar getirilecektir?

Yunanistan’da, uluslararası Rum diyasporasında, Samsun’dan Hopa’ya kadar olan bölgede ya bağımsız, yahut Türkiye’ye federatif bağlarla bağlı bir Pontus özerk bölgesi kurulması için çalışılıyor.

Elimde belge yok ama yıllardan beri, İstanbul’un suriçi bölgesine Rum nüfusu getirilmesine dair bazı gizli anlaşmalar olduğuna dair rivayetler duymaktayım.

Biz Müslüman Türkler gelmeden önce Anadolu bir Hıristiyan yurduydu. Misyonerler ülkemizi tekrar Hıristiyanlaştırmak için ümit ve azimlerinden hiçbir şey kaybetmemişlerdir. Son yıllarda para dağıtmak, maddî imkan temin etmek, çocuklarını Amerika ve Avrupa’da okutmak gibi gayr-i ahlâkî metodlarla otuz bin vatandaşımız Protestan yapılmıştır. Bu rakamı nereden çıkarttın demeyin. Çok güvenilir ve ciddî kaynaklardan öğrenmiş bulunuyorum. Sinsi dış düşmanlarımız Türkiye’yi parçalayamasalar bile federatif bir yapı vasıtasıyla zayıflatacaklardır.

Ülkemizdeki Kürt vatandaşlarımızın Kürtçe diye bir problemleri yoktur. Birkaç seneden beri Kürtçe gazete, dergi, kitap yayını serbest bırakıldı da ne oldu? Bu gibi yayınları kimse okumadı, fazla ilgilenen çıkmadı. Türk milliyetçiliğinin en büyük zararı Türklere olduğu gibi, Kürt milliyetçiliğinin zararı da Kürtlere olacaktır öncelikle.

Kürtler birtakım marksistlerin, ateistlerin, misyonerlerin, avantüriyelerin, maceraperestlerin, aklı havada aktivistlerin, Kürt milliyetçiliği yaparak ikbal elde etmek, ün ve zenginlik kazanmak isteyen arivistlerin peşine düşeceklerine; kendi kavimleri içinden çıkmış ulemanın, kâmil mürşidlerin, sâlih Müslümanların, seyyidlerin, muttaki ve dindar aydınların nasihatlarını tutsalar çok daha iyi ederler. Bunların peşinden giden Mevlâ’sını bulur, arivist ve aktivist beyinsizlerin ve şeytanların peşlerinden giden belâsını…

Türkiye bu topraklardaki bin yıllık tarihinin en büyük, en vahim, en korkunç krizi içindedir. Birtakım namussuz, şerefsiz, alçak, hain adamlar dış düşmanlarımızla işbirliği yaparak yıllık geliri 185 milyar dolar olan şu memleketi 215 milyar dolar borca sokmuştur. Bir avuç azgın ve kuduz rantçı memleketi, milleti, devleti soyuyor. On milyonlarca halk sefalet ve sıkıntı içinde inlerken rantçılar, repocular, yiyiciler, talancılar, soyguncular, hortumcular, eşkiya, mafya mensupları cehennem ateşi korkunç servetlerini katlamakla meşgul. Millet uyutulmuş, uyuşturulmuş, afyonlanmış, sersemletilmiş, ağulanmıştır. Halk yığınları, bilhassa gençlik uyuşturucu maddelerle, içkiyle, seks ve şehvetle, serserilikle, avarelikle çürütülmektedir.

Türkiye’nin alternatifi olan islâmî hareket birtakım din sömürücüleri tarafından darbelenmiştir. Dini imanı para olan, şahsî menfaatleri için her haltı yemeye âmâde bulunan ahlâksız, faziletsiz, karaktersiz münâfıklar din düşmanlarıyla gizli anlaşmalar yapmıştır. Milyarlarca dolar kara, necis, haram, kirli servet sahibi olanlardan ne bu ülkeye, ne bu millete, ne de dini mübin-i İslâm’a bir yarar gelir.

Okuyucularıma sesleniyorum: Alis Harikalar Diyarında filmini seyretmeyi bırakın, günlük boş politika dedikodularına inanmayın, sizi uyuşturmak ve sersemletmek isteyen hainlerin propagandalarına kanmayın. Allah’a, Kur’an’a, Peygamber’e, O’nun Sünnetine, Şeriat’ın hüküm ve öğütlerine, ahlâka, fazilete, hikmete yönelin. Aksi takdirde büyük tufanı, kıyamet’i bekleyin. 16 Ağustos 2002