Çirkin Yazılar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 06 Ocak 2019
Salı
Şu onbeş milyonluk İstanbul’da yüzbinlerce Latin harfli levha, kitâbe, büyük yazı vardır ama bunların ancak
Gerisinin çoğu son derece sanatsız ve berbattır. Sanatlı ve güzel Latin yazılı levha ve kitabeleri kimler yazmıştır bilir misiniz? Hattatlar, evet hatattatlar. Yani Arap – İslâm yazısı sanatkarları.
Surlarda, Galata Kulesinde mermer kitabeler vardır, altlarından
imzasını okuyabilirsiniz. Merhum
yazmıştır bunları. Hem hüsn-i hat, hem de Latin harfleri konusunda uzman olan Emin bey. Çarşıkapı’da Merzifonlu Kara Mustafa Paşa medresesi duvarlarında yeni yazıyla mermer levhalar bulunur. Onları da merhum
yazmıştır.
Yazının da güzeli ve çirkini vardır, yükseği ve alçağı vardır, soylusu ve soysuzu vardır. Toplum bunun farkında değil. Birkaç yıldan beri Eminönü camilerine madenî levhalar asıldı. Aman ya Rabbi, ne kadar çirkin ve zevksiz şeyler bunlar. Birçoğu kısa zamanda karardı, döküldü. Düşünebiliyor musunuz, Sultan Ahmed Camii’nin kapılarına böyle ucuz, uyduruk, adi levhalar asılmış bulunuyor. Hat konusunda şaheserler meydana getiren Osmanlıların torunları şimdi niçin çirkin, ne korkunç, ne sakil levhalar sergiliyor. Baht utansın!
Cami kapısına Latin yazısıyla bir levha konulacaksa bunun öncelikle mermerden olması gerekir. Sonra üzerine yazılacak isim, tarih, kısa bilgi; Latin yazısı konusunda uzman ve sanatkar olan bir kişi tarafından yazılmalıdır. Sonra bu yazı bir taş ustasına verilmeli ve hakkedilmelidir.
Kadıköy’de çarşıda bir cami var, kapısına “Ket Hüda Camii” diye yazmışlar. Cehaletin böylesi… Bir eski mezar taşlarındaki yazılara bakınız, bir de yeni yazılı mezar taşlarına. Aradaki korkunç uçurumu görürsünüz. Eskiden
deniliyordu, şimdi
adı veriliyor. Bilgisayarlarda yüzlerce çeşit harf kullanmak mümkün. Cahil ve zevksizler ne yapıyor? Metin yazısı dizmeye uygun çeşitleri kullanmıyor, fantezi yazılarla kitap, dergi, gazete dizip basıyor.
Avrupalılar Latin-Roma yazısına iki bin yıl emek vermişlerdir. Biz bu yazıyı 1928’de kabul ettik ve estetiğini bir türlü yakalayamadık. Köyden gelmiş, üniversitede okumuş, kitap çıkartacak, kendisini yazı konusunda yeterli ve uzman sanıyor ve bir sürü zevksizlik yapıyor.
Eskiden okullarda öğrencilere
dersleri verilirmiş. O zaman daktilo falan yok, resmî ve özel kayıtlar el yazısıyla tutuluyor. Eski mektuplar, dilekçeler, özel yazılar zevk ve sanat eseridir. Bir de bugünkü elyazılarına bakınız. Eciş bücüş, çarpık çurpuk, karmakarışık, zevksiz, sanatsız, berbat karalamalar. Dünyadaki her yazı sisteminin, her alfabenin sanatı vardır. Japon, Çin yazısının kaligrafileri güzel sanatların en yüksek eserleri arasında sayılır.
Bizde de öyleydi. Arap-İslam-Kur’ân yazısını bıraktık, Latin yazısını sanatlı bir şekilde yazamıyoruz. İki arada bir derede kaldık. Orta okulda iken kalifgrafi (güzel yazı) hocamız vardı, ismi Celal Öget’ti. Bize latin harflerini güzel ve sanatlı bir şekilde yazmayı öğretmiştir.
Zengin ve akıllı anababaların çocuklarına güzel yazı dersleri aldırmalarını tavsiye ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığından da bir talebim vardır: Eminönü camilerindeki madenî tabelalar sökülsün ve çöpe atılsın. Kendimizden utanmıyorsak, turistlerden utanalım bari.
Camilerin kapısına levha konulacaksa mutlaka mermer üzerine hâkkedilmelidir ve yazısını da Latin harfi konusunda uzman ve sanatkâr olan biri yazmalıdır. Bundan on sene kadar önce İstanbul Mezarlıklar Müdürlüğüne gitmiştim. Mezarların ve taşlarının sanatlı olması için bir kaç model hazırtalacağız, mezar yapmak isteyenler bunlardan birini seçip yaptıracaklar…” denilmişti. Aradan uzun bir zaman geçti ve bu konuda hiç bir gelişme olmadı.
Son bayramda
giden dostumuz
anlattı. Geçen bir yıl içinde o tarihî kabristan korkunç bir tahribata ve kıyıma uğramış, eski tarihî mezarlar düzlenmiş, taşları kırılmış atılmış. Böyle bir medeniyet kıyımını medenî ve insaflı düşmanlar yapmaz!
Son seksen yıl içinde Üsküdar’daki dönme mezarlığında böyle bir şey yapılmış mıdır? Dönmelerin mezarları hassasiyetle, titizlikle korunur da benim Müslüman ecdadımın kabirleri niçin Vandalca tahrip ediliyor? İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Sayın Kadir Topbaş beyden rica ediyorum: Tarihî İslâm kabristanlarındaki vandallığı, tahribatı derhal durdursunlar. Bu yapılanlar İslâm’a aykırıdır, medeniyete aykırıdır, vicdana aykırıdır.
İstanbul’da ve başka yerlerde İngiliz kabristanları var, onlara dokunulabilir mi? Rum, Ermeni kabristanları var, onlara dokunulabilir mi? Onlar Lozan andlaşmasıyla korunma altına alınmıştır. İngiliz, Rum, Ermeni mezarlıkları korunurken İslâm mezarlıkları tahrip ediliyor. Edildi demiyorum, ediliyor diyorum. Buna hakkımız var mı?
Neymiş, tarihî kabristanlarda mezar yerleri çok pahalıya satılıyormuş, bunda muazzam rant ve gelir varmış… Beni fazla konuşturmayın. Rant için, gelir için Müslüman atalarımızın kabirlerini Vandalca tahrip ve yok edemezsiniz. Birtakım cahiller camilere Latin yazısıyla çirkin, çarpık, berbat levhalar asıyor. Bunlar da kaldırılmalıdır.
Bazı camilere gidiyorum: “Hırsıza dikkat… Ayakkabılarınıza sahip olun” levhaları görüyorum. Kutsal ibadet yerlerine böyle âdi levhalar konulmaz.
levhaları da artık kabak tadı verdi. Böyle levhalar namaz esnasında cep telefonu zırıltısını durdurmaya yetiyor mu? Kaç namazda telefon müzikleri yüzünden huzurumuz kaçmıştır. Camiler kutsal mekânlardır, önüne gelen oralara saçma sapan levhalar, afişler koymamalıdır.
Bir camiye
şeklinde bir levha koymuşlar. Pöh!.. Eskiden kartvizitler birer sanat eseriydi. Bunları hattatlar genellikle sülüs veya talik yazısıyla nefis bir şekilde yazarlar, klişeleri yapılır ve basılırdı. Şimdi Latin yazısıyla güzel kartvizit var mıdır? Binde bir bile çıkmaz.
Belediyeler karar almalı ve üzerinde imla ve dil yanlışı bulunan ticarî levhalara ceza kesmelidir. Mezarlıklar Müdürlüğü, sanatlı mezar projeleri hazırlatmalı, ölmüş yakınlarına mezar yaptıracak, başlarına taş diktirecek kimseler bu örneklerden birini uygulamalıdır. Okullara mutlaka güzel yazı dersleri konulmalıdır. Konulsa bile bu dersleri hangi öğretmenler verecektir? Öğretmenin yazısı berbat ise o kişi çocuklarımıza güzel yazı öğretebilir mi?
Güzel ve sade kartvizit modası çıkartılmalıdır. İlan basmaya mahsus fantazi yazılarla kitap, dergi, gazete basılmaması sağlanmalıdır. Bu, zorla olmaz, eğitimle olur.
Müzelerin, devlet dairelerinin kapılarındaki levhalar mutlaka sanatlı olmalıdır. Bilgisayar ile matbaacılık, yazı dizgisi çok kolaylaştı, lakin imkânlardan yararlanamıyoruz. Sanat istiyoruz, estetik istiyoruz, güzellik istiyoruz.
Bir dükkanın önünden geçiyorsunuz, vitrininde veya vitrin üzerinde kocaman bir yazı var. Bu yazı güzelse, sanatlı ve zevkli ise gözleriniz ve gönlünüz ferah olur. Yazılar çirkinse içiniz kararır.
Binalar da böyledir. Çirkin binalara bakmak insanı yorar, devamlı bakılır ve görülürse hasta eder. Güzel ve sanatlı binalar insanları sevindirir, mutlu kılar.
Vatanımızda güzellikler istiyoruz. Her şeyin güzel ve sanatlı olmasını istiyoruz. Ölüm ve kabir korkutucu şeyler. Atalarımız onlara bile hüzünlü bir sanat ve estetik vermesini bilmiş. Şu anda çirkinlikler içinde boğuluyoruz. 08 Şubat 2006