Cuma Namazı İzni
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 25 Kasım 2018
İktidar, memur işçi ve öğrencilerin cuma namazını rahatça kılabilmeleri, bu konuda sıkıntı çekmemeleri için lüzumlu ve haklı bir düzenleme yapmış. Birileri bundan çok rahatsız olmuş, laiklik ve Kemalizm elden gidiyor diye bağırmışlar; Müslümanlar ise çok memnun olmuşlar.
Bu konudaki görüşlerimi arz ediyorum:
1. Laiklerin veya daha doğrusu laikçilerin, laiklik hastalarının şikayetleri ve yaygaraları “tamamen” yersizdir. Yapılan düzenleme insan haklarına, din hürriyetine, demokrasiye hattâ laikliğe yüzde yüz uygundur.
2. Müslümanların bundan dolayı “çok” memnun olmaları da yersizdir.
3. Türkiye Müslüman bir ülke olduğuna göre,
4. Bizde cumartesi günü tatil. Bu gün Yahudilerin kutsal günüdür.
5. Hıristiyanların kutsal günü pazar günü de tatil.
6.
7. Müslüman bir ülkede, sistem lâik olsa bile, cumanın tatil olmaması büyük bir anormalliktir ve hak ihlalidir.
8. Müslüman çoğunluğu kınıyorum. Onların milyonlarca imza toplamak suretiyle, cumanın da tatil günü olmasını istemeleri gerekirdi.
9. Onlar bunu yapmamakla Müslümanlık vazifelerini ihmal ve tatil etmişlerdir.
10. Bu da gösteriyor ki, Sünnî çoğunluk büyük bir gaflet ve atalet içindedir.
11. Bütün İslâm dünyasında cuma günü tatil de bizde niçin olmayacakmış?
12. Müslümanlar, cuma tatili konusunda gaflet içinde oldukları gibi, İslâm medreselerinin ve tasavvuf tekkelerinin açılması, Hilafet konusunda daha büyük, koyu ve ölümcül bir gaflet ve şuursuzluk içindedir.
13. Müslümanların rejim terörü ile ellerinden alınan temel hakları ve hürriyetleri, öyle yan gelip yatarak, armut piş ağzıma düş zihniyetiyle geri gelmez. Bunların ısrarla talep edilmesi gerekir.
14. Diyanet’in, eski İslâm Medreselerinin canlandırılması konusundaki pasif ve alakasız tutumunu anlamak zordur.
15. 1920’li yıllarda Medreseler kapatılınca, zülcenaheyn bir İslâm hocası, “Medreseler yerine camileri kapatsalardı bu kadar kötü olmazdı, medreseler onları tekrar açtırırdı” buyurmuş. Çok doğru ve isabetli söylemiş.
16. Bugünkü büyük medya ile Türkiye Müslümanlarının kurtulması ve selamete çıkması mümkün olmaz. Büyük medya ülkemizdeki en büyük, birinci güçtür. Bu güç İslâma bağlı ve saygılı olmadıkça, Müslümanlara destek vermedikçe salâh olmaz.
17. İslâm dininin kesin hükümlerine göre, Müslümanlar, cuma ezanı okununca ticarete, işe, öteki bütün dünya faaliyetlerine son verip camilere gitmekle ve Cenab-ı Hakkı zikr etmekle mükelleftir. Bu konuda durum nedir?
(Bu yazıyı kaleme aldıktan sonra İngiltere’de çok önemli bir gelişme oldu. Ramazana denk geldiği için, milyonlarca öğrencinin katılacağı imtihanların tarihi değiştirilmiş.)
Demokrasi mi, insan hakları mı, din ve inanç hürriyeti mi, işte onlar İngiltere’dir.
Orada Müslümanlar çoğunlukta değildir ama din konusundaki hakları korunuyor.
Bizdeki agresif Dönmeler ve aşırı din düşmanları İngiltere’deki din hürriyetini görmüyorlar, bilmiyorlar mı?
Birleşik Krallığın en büyük bölümü olan Büyük Britanya’daki bütün liselerin şapelleri, kendilerine mahsus kiliseleri bulunur ve 1944’ten bu yana her ders gününün sabahında, dersler başlamadan önce oralarda âyin yapılır. Anglikanlar Anglikan âyini.
Katolikler Katolik âyini yapar. İnternetten şu meşhur Eton kolejinin kilisesinin resmine bakınız, okul binalarından daha büyüktür. Bu okul, ülkesine tarih boyunca 19 başbakan yetiştirmiştir.
BBC Türkçe’den rica ediyorum: İngiltere lise ve kolejlerinde, bilhassa Eton’da her sabah ayin ve ibadet yapılması mecburiyeti hakkında yayın yaparsanız memnun olacağım. Birkaç ateist buna itiraz ediyor ama realite taş gibi karşımızdadır.
İngiltere kesinlikle laik değildir. Orada laikliğin esamisi okunmaz.
Orada herhangi bir resmî ideoloji mesela Cromwelizm yoktur.
Teröre ve şiddete karışmamak şartıyla büyük ve geniş din hürriyeti vardır.
İngiltere krallıktır. 1952’den bu yana 60 küsur yıldan beri devletin başında aynı hükümdar, Kraliçe İkinci Elizabet bulunmaktadır.
Laiklik, demokrasinin ve Cumhuriyetin olmazsa olmaz şartı değildir. Bu iddia palavradır, hezeyandır, yalandır.
Cumhuriyet tarihinde, egemen zalim azınlıklar laikliği, Müslüman çoğunluğu terbiye etmek için kırbaç olarak kullanmışlar, çok zulm etmişler, çok kan dökmüşlerdir.
ın, Hindistan’daki
beyanat verip,
meâlinde bir söz ettiği iddia ediliyor. Shaw, bu sözünü tevil etmiş bile olsa, ona isnad edilen fikir ve görüşler çok doğrudur.
Diyor ki:
—
in high estimation because of its wonderful vitality. It is the only religion which appears to me to possess that assimilating capacity to the changing phase of existence which can make itself appeal to every age. I have studied him – the wonderful man and in my opinion for from being an anti-Christ, he must be called the Saviour of Humanity. I believe that if a man like him were to assume the dictatorship of the modern world, he would succeed in solving its problems in a way that would bring it the much needed peace and happiness:
—
(İnternet’ten, Shaw’ın yukarıdaki beyanlarının Türkçe tercümelerini bulup okuyabilirsiniz.)
Ne zaman olur bilmem ama pek uzak olmayan bir gelecekte İ
Milâdın 750 ile 800 yılları arasında İngiltere’de krallık yapmış
nın altın parasının bir yüzünde
Arzu edenler, internetten resmine bakabilir. Para British Museum’dadır. 27.01.2016