Darbeler ve Vurgunlar
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 09 Aralık 2018
Askerî ve sivil darbe denilince hatıra sadece iktidarın alaşağı edilmesi ve yerine kukla bir hükümet kurulması gelmemelidir.
Darbelerin malî (finansla ilgili), iktisadî vurgun tarafları da vardır. Darbe sonunda, birtakım parasız çulsuz kişiler kısa zamanda köşeyi dönerler. Sadece maaş alan, başka bir iş yapmayan kimseler kısa zamanda akıl almaz servetlere sahip oluverir.
Darbelerin getirdiği tehditli hava ve ortam içinde bunlara hiç kimse nereden buldun diye soramaz. Sivil darbelerde de durum böyledir.
sivil bir darbe teşebbüsü idi ve onun arka planında da birtakım vurgun hesapları vardı.
Yakın tarihimizin müzmin ve yüksek enflasyonu birtakım bankalara, holdinglere, dev firmalara, egemen azınlık lobilerine, karanlık derin güçlere yüz milyarlarca dolarlık avantalar sağlamıştır.
Darbeler Cumhuriyet, M. Kemal, çağdaşlık mağdaşlık, laiklik için yapılmaz; işin arkasında para vardır, vurgun vardır, biz de yiyeceğiz vardır. Birileri tarafından idealist gençliğin ve halkın mâsum ağaç hareketi olarak gösterilen
Yüz milyarlarca dolarlık avantalar, vurgunlar vardır. Şimdi birileri haykırabilir: Yalan söylüyorsun, iftira ediyorsun!.. Belge göster…
Türkiyenin içte ve dışta beş yüz milyar dolarlık kara, kirli, haram, necis, lanetli parası olduğu söyleniliyor, yazılıyor.
Yoktur ama herkes böyle şeyler olduğunu biliyor.
Gezi hadiseleri başladığı zaman
Ülkemizin uluslararası temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 5’tir. Bu notla çok karışık işler yapılabilir.
Darbelerde çok kısa zamanda çok büyük vurgunlar vurulur. Darbe olmasa da müzmin olarak vuran vurur, götüren götürür.
Bazı faiz mafyası babaları, bu rutin soygun ve talandan tatmin olmadıkları için yeni ve yüklü vurgunlar için darbe planları yapmaktadır.
Halkın anlayacağı üslupta, çok açık ve seçik bilgiler ihtiva eden, okunup anlaşılması çok kolay bir
hazırlanmalı, bundan en az iki milyon basılmalı ve ülkenin her yerinde dağıtılmalıdır.
Bu raporun bir köşesine de
sorusunu yazmak gerekir.
Gidin dershanelere, oralarda kocaman resimler, büstler göreceksiniz… Gidin devlet okullarına, oralarda kocaman resimler ve büstler göreceksiniz… Gidin özel okullara, oralarda da resimler, büstler… Gidin azınlık okullarına, resimler büstler… Ortodoks ruhban okulu açılırsa orada da…
Kocaman resimlerin, kızgın kızgın bakan heykellerin gölgesinde. Okullar resmî ideolojinin, laikliğin sıkı kontrolü altında… Dershaneler de öyle…
Sanemler serteser tunç, bakar korkunç korkunç… Sözde din dersleri bile heykellerin, büstlerin, resimlerin gölgesinde verilir.
Heykelli, resimli, büstlü din dersleri aldatmacası. Birtakım geri zekalılar, oh çocuk şükür okullarda din dersi okutuluyor diye sevinir.
Kapağını açarsınız tam sayfa bir resim, karşısında resim sahibinin beyannamesi. Din dersi kitabının besmele ile başlaması gerekmez mi? Okullar mı üstün, dershaneler mi? Soru böyle değil, şöyle olmalı: Okullar mı, berbat, dershaneler mi?
Biraz cebir geometri, biraz da fizik kimya okutulur ama
1928’den önce yayınlanmış bir romanı bile okuyamaz okullular dershaneliler.
. Resmî ideoloji için beyin yıkama eğitimi…
Kaç neslin kanına girmiş, canına okumuş eğitim. Devlet eğitimi… Dershane eğitimi… Al birini vur ötekine… Dershane savaşları…Hah hah ha!.. 17.12.2013