Dedikoduları, Çekişme ve Tepişmeleri, Magazinleri Bırak Ana Temel Konulara Bak
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 07 Aralık 2018
Bir Müslüman için aşağıda, çok açık ve seçik bir ifade ve üslûpla sayacağım konulardan, maddelerden, sorulardan daha önemlisi yoktur. Bu maddelerin yanında hiçbir siyasî dedikodunun, çekişme ve tepişmenin, polemiğin, tencere dibin kara kavgasının, boş magazin haberinin, ıvır zıvır hadiselerin, gelip geçici dertlerin, dünya çalkantılarının, eğlencelerin, oyunların kıymeti yoktur.
Maddeleri konuları arz ediyorum:
1. Niçin varım, niçin dünyada bulunuyorum, öldükten sonra ne olacağım, hesap kitap… Nasıl yaşamalıyım… Neler yapmalıyım, neler yapmamalıyım… Beni yaratan Allaha karşı vazifelerim nelerdir?
2. Allah tarafından gönderilen İslâm dini nasıl bir dindir? Kurtulmak için mutlaka bu dine sarılmam gerekir. İslâmı doğru olarak nasıl öğrenebilirim?
3. Allah’ın gönderdiği Kur’an nasıl bir kitaptır, bu kitapta bana ne gibi mesajlar verilmektedir? Kur’anı nasıl kendime rehber ve düstur edinebilirim?
4. Dünya imtihanında başarılı olabilmem, ebedî saadet bulabilmem için, Allah’ın insanlığa gönderdiği son Peygamber (Salat ve selam olsun ona) Hz. Muhammed Mustafa’ya iman etmem, onun Şeriatine ve Sünnetine sarılmam gerekir. Onun Sünnetine sırt çevirenler ve dinde bid’atlara saplananlar selamete değil felakete gider.
5. Allah bütün iman edenlerin tek bir Ümmet oluşturduklarını beyan buyurmuştur. İslâm renk, dil, coğrafya, yaşama tarzı biçimlerini ayrılık, parçalanma, birbiriyle çekişme unsuru olarak kabul etmez, ırkçılığı reddeder. Her Müslümanın Ümmet şuuruna sahip olması gerekir. Ümmet birliği nasıl kurulur? Müslümanların kurtulması için Ümmet çatısı altında birleşmeleri gerekir.
6. Ümmet birliğinin olabilmesi, gerçekleşmesi için Ümmetin başında âdil, râşid, muktedir, hikmetli, yüksek ahlâklı ve karakterli, işleri istişare ile gören ve mü’minlerin kendisine biat ve itaat ettiği bir İmam-ı Kebirin bulunması gerekir. Bir arı kovanında arı beyi olmaması kovanın dağılmasına, kaos ve anarşiye yol açacağı gibi İmam’ı olmayan Müslümanların da zillet ve esarete düşecekleri tabiîdir. Her Müslümanda râşid bir imama biat ve itaat şuuru ve isteği bulunmalıdır.
7. İslâmın bir ahlâk sistemi vardır. Bu sistem, diğer ahlâk sistemlerinden üstündür. Ben bir Müslüman olarak kendimi, içinde yaşadığım toplumu İslâm ahlâkının kurallarına nasıl uydurabilirim? İslâm ahlâkının esasları nelerdir? İslâm ile ahlâksızlık bir arada yürümez.
8. Doğru inançlar… Doğru bilgi ve kültür… İyi ve yararlı işler… Güzel şeyler nelerdir?
9. Hayırlı, iyi, güzel bir insan olabilmek için neler yapmam, neler yapmamam gerekir?
10. İnsanlara, bilhassa muhtaçlara nasıl yardımcı olabilirim?
11. Dünyada ve âhirette bana faydalı olacak ilimleri nasıl doğru şekilde öğrenebilirim.
12. İslâm nasıl yaşamamı, nasıl yiyip içmemi, nasıl giyinmemi, evimin nasıl olmasını, nasıl konuşmamı istiyor?
13. Bir Müslüman olarak iyilikleri nasıl destekleyebilir, kötülükleri nasıl önleyebilirim?
14. Nasıl faziletli bir Müslüman olabilirim? Öyle ki, düşmanlarım ve karşıtlarım bile benim faziletlerimi kabul ve tasdik etsinler.
15. Öldükten sonra yok olmayacağım. Ölüm bu dünyadaki geçici hayattan, ebedî kalınacak aleme intikaldir. Kabir alemi vardır. Vakti gelince Kıyamet kopacak insanlar Mahşer meydanında toplanacak Büyük İlahî Mahkeme kurulacak herkes inançlarından, yaptıklarından hesap verecektir. Cennet ve Cehennem vardır. Cennete girebilmek, ebedî saadeti kazanabilmek, Cehenneme atılmamak için nasıl yaşamalıyım, neleri yapmalı, neleri yapmamalıyım?
Yukarıda on beş konu-madde yazdım. Evet tekrar ediyorum, üzerine basa basa duruyorum: Bu maddeler ve konular gelip geçici zararlı dünya dedikodularından, siyaset entrikalarından, deli saçması, şeytan tuzağı magazin haberlerinden önemlidir ve üstündür.
Sevgili Müslüman kardeşlerimi nâçizâne uyarıyorum. Dedikodularla, magazinlerle, çekişme ve tepişmelerle, polemiklerle, boş kavgalarla meşgul olmasınlar.
Baskılar iki ana gruba ayrılır: İyi, doğru, haklı, mantıklı, âdil, gerekli, hayra yönelik ve mutlaka yapılması gereken baskılar.. Yanlış, zâlimâne, kötü, şer baskılar.
Osmanlı İslâm devleti kuruluş ve yükselme devirlerinde etkili şekilde, zayıfladıktan sonra da batıncaya kadar elden geldiği kadar iyi ve doğru baskılar yaparak nizam-ı âlemi İslâmî çizgi üzerinde bulundurmaya çalışmıştır.
İyi baskıları reddetmek, sınırsız bir hürriyet istemek, herkes ne halt ederse etsin özgürlük var demek dünyanın, ülkenin, toplumun fesadına yol açar.
İslâm dininde iyiliği (mârufu) emr ve kötülüğü (münkeri) nehy etmek (Yasaklamak, önlemek) farzı vardır. Bu farz yerine getirilmediği takdirde toplum fesada uğrar ve başta Müslümanlar olmak üzere halk perişan olur.
Din konusunda Müslümanlara, Kur’ana Sünnete Şeriata ahlâka fazilete hikmete uygun âdil ve insaflı baskılar yapmak, onlara büyük iyilik etmektir.
Baskı yerine disiplin de diyebiliriz. Müslüman çocuklara ve gençlere din ve Kur’an dersleri verilmelidir. Onlara İslâm ahlâkı iyice ve doğru şekilde öğretilmeli ve hayata uygulamalıdır.
İslâm kadın ve kızlarına, iffetlerini koruyabilmeleri için tesettür konusunda baskı yapılmalıdır. Namaz konusunda okullarda Müslüman çocuklarına baskı yapılmalıdır.
Ahlâksızlığın, hırsızlığın, soygunların, haram rantların önlenmesi için idarecilere baskı yapılmalıdır. Velhasıl bütün iyi şeylerin, işlerin hayata geçirilmesi için,
Bütün kötülüklerin önlenmesi için mutlaka ÂDİL, hakkaniyetli, insaflı, ölçülü olmak şartıyla baskı yapılmalıdır. Elbette esası ve dayanağı olmayan keyfî baskı yapılamamalıdır. Böyle baskılar zulüm olur.
İyi, doğru, zarurî baskılar yapılmazsa toplumda anarşi çıkar. Trafik konusunda gerekli baskılar yüzde yüz yapılmadığı için yollarımız mezbahaya dönmüştür.
Gerekli baskılar yapılmadığı için cinsel suçlarda patlama yaşanmaktadır. Haram yiyen rantçılar baskı altında tutulmadığı için korkunç kötülükler yapılmaktadır. Baskısız kalan eşkıya ve eşirra ülkeyi ve toplumu haraca kesmektedir.
Devlet idam cezasını kaldırdığı için en olmayacak sudan sebeplerle
Katile idam cezası vermek doğru ve âdil bir baskıdır.
Zinayı azaltmanın çaresi nedir?
Okullardaki baskıyı kaldırırsanız ne olur? Eğitim anarşisi ve kaosu olur. Dünyanın en ileri, en medenî ülkelerinde bile hayatın düzenini korumak için baskılar, sınırlar bulunmaktadır.
Singapurda bazı baskılar olmasaydı o küçük ülke bu kadar güçlenebilir ve dünyaya örnek olabilir miydi?
Gerekli disiplin ve baskı olmadığı için toplum dağılmaya, çözülmeye başlamıştır. İnsanlar sadece kendi vicdanlarıyla ve akıllarıyla kendilerini derleyip toparlayamaz.
Yakın tarihimizde Türkiyede
Elbette böyle baskılar beğenilmez, doğru bulunmaz ama
Hürriyet var, ne halt edersen et, sana kimse karışamaz, baskı yapamaz, cinsel konularda sonsuz hürriyet, ahlâk konusunda olsun, canının her istediğini yap zihniyeti ve sistemi bizi çökertiyor.
24 Nisan 2015