Perşembe

 

Bizde; İngiltere’de, İsviçre’de, Kanada’da, yahut Norveç’te olduğu gibi bir demokrasi olmasını beklemek boş bir hayaldir.Bizim demokrasimiz bize mahsus (özel) bir demokrasi olmaya mahkumdur. Aynı bitki, başka toprak ve iklimlerde aynı lezzette yemişler vermediği gibi bizdeki demokrasi uygulaması da sosyal ve kültürel yapımızın, tarihimizin, yükseklik ve alçaklıklarımızın damgasını taşıyacaktır.

“Hürriyetçi ve demokratik bir anayasa yapılsın, her şey düzelecek, bizde de örnek ve gerçek bir demokrasi gelecektir…” diyenlerde akıl yoktur. Türkiye’de büyük bozukluklar, kokuşmalar, çürümeler mevcuttur. Demokrasi de bundan nasibini alacaktır.

Demokrasinin gerçek, hâlis, örnek olması için birtakım şartlar gereklidir:

1. Bunların birincisi, demokrasinin hukukun üstünlüğü ilkesi üzerine oturmuş olmasıdır.Türkiye’de hukukun üstünlüğü değil, resmî ideoloji üstünlüğü vardır. Katı dogmaları olan, vatandaşların inançlarını tanzim eden, düşünce ve görüşlere ambargo koyan bir sistem asla demokratik olamaz.

2. Demokratik bir sistemin, evrensel insan haklarıyla ilgili temel ilkeleri ve değerleri benimsemiş olması gerekir. Bu ilkelere bağlı olmayan bir sistem demokratik olamaz.Halkını, resmî ideolojiye göre yeni bir kalıba sokmak isteyen, bu yüzden millî kimlik, kültür ve kişilikle çatışan bir yönetim demokratik olabilir mi? Dünyanın hangi demokrat ülkesinde bizdeki gibi bir başörtüsü baskısı ve kavgası vardır?

3. Demokrasinin yaşaması ve yükselmesi için topluma, devlet idaresine, ülkeye; faziletin, ahlâkın, güvenin hakim olması gerekir. Faziletsiz, ahlâksız, güvensiz, hukuksuz bir ortamda demokrasinin ancak adı olur.

4. Dört beş yılda bir genel seçimler yapılacak, seçilen parti ülkeyi millî iradeye göre yönetecek… Bu, ucuz bir edebiyattan ibarettir. Bir ülkede yaşayan halkın kendi kendini yönetebilmesi için gerekli bazı şartlar gereklidir.Bazılarını sayalım: Hikmet (bilgelik), akıl (zeka ile karıştırılmasın), olgunluk, doğruluk… Bunlar halkın tamamında olmasa bile, halka rehberlik edecek, yol gösterecek seçkinlerde mutlaka bulunmalıdır.

5. Sağlıklı, dengeli, ciddî, vasıflı, vatansever bir medyanın olmadığı yerde demokrasinin kendisi değil karikatürü olur. Bizde medya birkaç büyük parababasının, patronun, holding sahibinin, bankerin kontrolu altındadır; azmanlaşmış, dehşetli bir güç ve iktidar haline gelmiştir. Böyle bir medya sadece demokrasiyi değil, topyekûn herşeyi bozar, dejenere eder, fesada verir.

6. Demokrasi bir din değildir, bir yönetim tekniğidir. Demokrasi ile ülkedeki hakim dini birbirine zıt gören ve anti-demokratik metodlarla din ve dindarlarla mücadele eden zihniyet asla demokrat olamaz.

7. Bir İslâm ülkesinde şayet demokrasi dinin yerine konulmak isteniyorsa orada vahim bir kargaşa var demektir.

8. Sağlıklı, gerçek, dengeli, örnek bir demokraside din ile demokrasi barışık, uzlaşmış, işbirliği yapar vaziyette olmalıdır.

9. Bir ülkenin iyi yönetilmesi için orada çok güçlü bir millî eğitim sistemi ve üniversite olması gerekir. Millî eğitimin, üniversitelerin bozulduğu, kalitesiz hale geldiği, zarar verdiği siyasî ve sosyal iklimlerde demokrasi yaşamaz.

10. Kokuşma, soygun, devlet ve belediye bütçelerinin hortumlanması, millet mallarının yağmalanması, israf, rüşvet, ehliyetsizlik, popülizm ile demokrasi bir arada yaşamaz.

11. Bir ülke ve bir halk birtakım gizli, esrarlı lobiler ve güçler tarafından babalarının çiftliği veya mandırası, sömürge gibi idare ediliyorsa, halka ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapılıyorsa oradaki demokrasi bir “ism ve resm” demokrasisidir.

12. Her ülkenin kendine özel birtakım sosyal, kültürel değerleri vardır. Demokrasi bunlara ilişmez, aksine onlara hizmet eder. Bu değerler millî kimliği, millî kültürü, millî kişiliği oluşturur. Bunlarla mücadele eden bir sistem demokrasi değil, anti-demokrasidir.

13. Rejimlere, sistemlere, düzenlere kuru bir ad koymakla iş bitmez. Fazilet olmadan nasıl gerçek cumhuriyet olmuyorsa, demokrasi de olmaz.

14. Siyasete arivistlerin, demagogların, popülistlerin, cahillerin, bulaşıkların, soytarıların girdiği bir yerde devlet, ülke, halk, cumhuriyet ve demokrasi tehlikede demektir.

15. Gerçek demokrasilerde ahlâkın ve âdil kanunların koyduğu yasaklar dışında yasak, tabu olmaz.

16. Adaletin bağımsız olmadığı, bazı vatandaşların fikir, inanç, tenkit ve görüşlerinden dolayı haksız yere muhakeme edildiği, cezaya çarptırıldığı sistemler demokratik midir?

17. Demokrasi ile terör bağdaşmaz. Bir demokrasi elbette kendini korumak için terörle mücadele edecektir.

18. Ülkenin bütünlüğünü, halkın selametini, devletin güvenliğini sağlamak için alınacak tedbirlerin, çizilecek sınırların hikmet ve adaletin ışığında ve rehberliğinde alınması ve çizilmesi gerekir.

19. İki yüz küsur milyar dolar kara, haram, pis paranın olduğu yerde cumhuriyet de, devlet de, vatan da, demokrasi de tehlikede demektir. 14 Mart 2003