Deniz Gezmiş ve Ahmet Hakan
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 03 Ocak 2019
Perşembe
Aleyhimdeki yazını okudum. Saldırarak, hakaret ederek, çamur atarak, gerçekleri çarpıtarak kazanmak istiyorsun. Çok yanlış bir metod ve taktik. Zamanla öğreneceksin. İnşaallah geç kalmazsın.
diyorsun.
Onun yanına şu arkadaşların isimlerini de yazalım:
İşte Deniz ve bu arkadaşları,
Nedir bu THKO?..
Şiddete dayalı aktivist bir harekettir.
THKP-C’den sekiz, THKO’dan iki silâhlı eylemci Kızıldere’de kolluk kuvvetleri tarafından kıstırılmış ve şiddetli bir çatışma sonunda öldürülmüşlerdi.
Yok canım!.. Deniz Gezmiş ve arkadaşları silâhlı çete savaşlarıyla Türkiye’deki bozuk düzeni yıkmak ve onun yerine büsbütün bozuk bir düzen getirmek istiyorlardı.
diyorsun.
Deniz Gezmiş ve arkadaşları aleyhine yazdığım yazıda öyle iddia ettiğin gibi
Çok insaflı, çok ılımlı, çok yumuşak bir yazıdır. Ben bir Müslüman olarak Marksist bir rejime karşıyım, ülkeme ve halka öyle bir rejimin hakim olmasını istemezdim diyorum.
Bunu kimse inkâr edemez.
THKO silâhlı mücadele veren
bir
Bugün PKK’yı tutuyor musun? Tutmuyorsun, o halde THKO’yu da beğenmeyeceksin, sevmeyeceksin.
Benim
sözümü utanç verici buluyorsun. Hiç de utanç verici değil.
düsturu evrensel hikmetin/bilgeliğin bir ilkesidir. İki kötü var, hayırlı bir çözüm yok… O ikiden hangisini tercih edeceksin
? Elbette hafif olanını. Bunun neresi utanç verici?
Beni,
gazetesini yayınladığım günlerde
suçluyorsun…
Dinimi, imanımı, Ümmeti savunmak niçin aşağılık olsun?
Yazılarım ve yayınlarım dolayısıyla aleyhimde bir sürü siyasî dâvâ açıldı, mahkûm oldum, altı seneye yakın yurt dışında sürgünde yaşamak zorunda kaldım.
gazetesini çıkartırken para kazanmadım, herhangi bir mal ve servet edinmedim. Aksine borçlandım. İslâm dinine samimiyetle inanmış ve bağlanmış bir Müslümanım.
Gerektiğinde
Müslümanları, senin de bir vakitler aralarında bulunduğun bir kısım İslâmcıları da tenkit etmiş ve uyarmışımdır. Türkiye’de benim gibi, mensubu bulunduğu kesimi de tenkit eden kaç yazar vardır? Meselâ siz çağdaş, ilerici, Atatürkçü, lâik, seküler cepheyi, hele
Aşağılık… Utanç verici… Bu gibi agresif tabirleri kullanmamaya dikkat etmelisiniz. Elinizde patlayabilir.
Yazınızın başka bir yerinde
demişsiniz. Bizim düşüncelerimizden dolayı sizin yüzünüz niçin kızarsın? Siz kendi yaptıklarınıza baksanıza. Kaç boyaya girmişsiniz, kaç renge boyanmışınız, ne zigzaglı bir yolunuz var. Bu renkler ve boyalar, bu zigzaglar, bu dönüşler acaba yüz kızartıcı değil mi?
Ne demişsiniz?
Sizin bu lâflarınıza
denilir.
Artık
gibi silâhlı terör örgütleri yok. Ama benzerleri var. Ne duruyorsunuz, sözünüzün eriyseniz, onlardan birine girin. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının ruhlarını şad etmiş olursunuz. Belki günün birinde onlar gibi
şerefini de kazanırsınız.
Size bir teklifim var: Üç kişi sizden, üç kişi bizden bir araya gelerek büyük bir TV kanalında
yapalım.
(1) Ciddî ve ağırbaşlı olunacak.
(2) Şarlatanlık, demagoji, cerbeze yapılmayacak.
(3) Hakaret edilmeyecek, iftira ve çamur atılmayacak.
(4) Belgelerle, sağlam bilgilerle, güçlü gerekçelerle konuşulacak.
(5) Bu açık oturumu âdil, haysiyetli, objektif, bîtaraf ve muktedir bir zat idare edecek.
Var mısınız? Ben polemikten, çamur savaşlarından hoşlanmayan bir kimseyim.
Eteklerinizdeki taşları ortaya dökün.
Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nu kuran ve silâhlı mücadele yaparak ülkedeki rejimi devirmek isteyen bir kimseye masum fıdancık demek için ya çok gafil ve cahil, yahut başka bir şey olmak gerekir.
Sakın konuyu değiştirmeye, saptırmaya çalışmayın. Size soruyorum:
1. Deniz Gezmiş’in silâhl eylemi, Atatürkçü rejime başkaldırısı normal ve mâsum muydu?
2. O tarihlerde yapılan banka soygunları, kolluk kuvvetleriyle çatışmalar,
Deniz Gezmiş ve arkadaşları mevcut bozuk düzeni yıkarak onun yerine nasıl bir düzen kurmak istiyorlardı?
Kuzey Kore’de olduğu gibi… Kore yarımadasında yaşamak zorunda kalsanız, Kuzey’de mi, Güney de mi yaşamak istersiniz?
diyorsunuz. Ne kadar kötü bir seçim yapmışsınız. Onlar
Kendinizi ateşe atmışsınız. Size yazık olmuş.
Deniz Gezmiş’e, idamından önce sarıklı bir din hocası ister misin diye sormuşlar. İstemem demiş.
çünkü onun nazarında
idi. İşte siz, adınızı böyle bir kimsenin hizasına yazdırtmak istiyorsunuz. Nereden nereye…
Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. 30 Kasım 2007