Despot Zihniyet
Milli Gazete-Köşe Yazıları
- 05 Ocak 2019
Pazartesi
Profesör Atilla Yayla’ya yapılanlar milletin gözünü açmalıdır. Ona karşı girişilen medya linci girişimi herhangi sıradan bir hadise gibi düşünülüp algılanmamalıdır. Ülkemizde her gün bir yığın cinayet, soygun, rezalet olmaktadır; kepazeliğin, bini bir paradır. Ancak Prof. Yayla vak’ası bunlar gibi bir vak’a değildir.
Ortada yamyam, zorba, despot, azgın bir zihniyetin bir üniversite profesörünü, bir fikir ve ilim adamını düşüncelerinden dolayı linç etme teşebbüsü vardır. Bu hadise öyle kolay kolay unutulacak, geçiştirilecek bir şey değildir.
Şu soruların cevaplarını aramamız, bu konuyu daima gündemde tutmamız, bu vak’adan devlet, millet, halk yararına istifade etmemiz, ibret almamız, ders almamız gerekmektedir.
Prof. Yayla’ya düşüncelerinden, seviyeli tenkitlerinden dolayı saldıranlar kimlerdir? Öncelikle bunu araştırmamız gerekir.
Halkımız mı?.. Değil.
Dindar kesim mi?.. Değil.
Milliyetçiler mi?.. Değil.
Demokratlar mı?.. Değil.
Hür ve açık fikirliler mi?.. Değil.
Toleranslı ve medenî insanlar mı?.. Değil.
Peki ona kimler saldırmıştır saldırmaktadır?
Saldırma gerekçeleri nelerdir?
Gerekçeleri tutarlı mıdır, değil midir?
Tartışmayı niçin seviyeli, ilmî, ciddi plandan çekip onu linç etmek istemişlerdir?
Bu agresiflerin dayandığı ilkeler hangileridir?
Onlar evrensel insan hak ve hürriyetleri adına mı yaptılar bu işi?
– Hayır, bu yaptıkları insan haklarına kesinlikle zıttır.
Medenî insanlar, için şiddet olmayan fikirler karşı fikirle, akılla, ilimle karşılık vermezler mi?..
Peki bu adamlar Prof. Atilla Yayla’ya niçin fikirle cevap vermemişlerdir?
Bunların kendi düşünce ve görüşlerini savunacak kültür ve birikimleri yok mudur?
Atilla Yayla’nın karşısındakiler nasıl insanlar ve vatandaşlardır?
Onlar belli bir etnik grup mudur?
Onlar bu işi gizli bir din adına mı yapmaktadırlar?
Onlar bir ideolojiyi din gibi benimsemekte ve karşıtlarını lince mi tâbi tutmaktadır?
Türkiye geri kalmamışsa çıksınlar ortaya ve ülkemizin:
– Japonya derecesinde ve ondan daha ileri olduğunu ispat etsinler.
– Yahut Güney Kore kadar veya ondan daha fazla kalkınmış, zenginleşmiş, ilerlemiş olduğumuzu ispatlasınlar.
– Asya’yı bırakalım, memleketimizin İsveç, Norveç, İspanya kadar kalkınmış olduğunu söylesinler ve gerekçeli bir şekilde ispat etsinler.
Türkiye bir ideoloji yüzünden geri kalmıştır diyen bir profesöre küfürle, hakaretle, sövüp saymakla, yaygarayla cevap vermek ne büyük acizliktir.
Prof. Yayla dindar bir kişi olsa gerici, yobaz, mürteci, ortaçağ karanlıklarına dönmek isteyen biri diye küfr edecekler… Ama edemiyorlar, çünkü o dindar değil.
Nasyonalist olsa kafatasçı diyecekler… Diyemiyorlar.
İlim yok, fikirleri yok, kültürleri yetersiz… Ne yapacaklar?.. Ciddî ve tutarlı bir gerekçeleri olmaksızın saldıracaklar, yaygara kopartacaklar, ortalığı velveleye verecekler.
Atilla Yayla bir tabunun büyüsünü kırmak yolunda büyük bir adım atmış, teşekküre değer bir hamle yapmıştır. Kendisini tebrik ediyoruz.
Yayla’yı hain ilan eden, onu linç etmeye kalkışan İzmir G. Y.’leri kendilerini ne sanıyor?
Yaygaracıların Yayla ile birlikte bir tv programına çıkıp tartışmaya cesaretleri var mıdır?
Haindir maindir diyerek cart curt etmek kolaydır ama doğru ve keskin fikirlere başka fikirlerle cevap vermek o kadar kolay ve ucuz değildir.
Asıl hainler bu memlekette fikirleri baskı ile tehdit ile tabularla, medya linci ile susturmak isteyenlerdir.
Müslümanları gerici, iç- düşman, tehdit ve tehlike olarak ilan eden bu adamlar ve bu zihniyet Türkiye’nin en büyük baş belâsıdır.
Ülkemizin en büyük problemi ve sıkıntısı bu Jakoben ruhlu, eli maşalı, zorba, şirret azınlıktır.
İzmir’de “Türkler keşke Müslüman olmasalardı” diyen bir üniversite rektörüne herhangi bir disiplin cezası vermeyen kafalar (veya kafadarlar) Prof. Yayla’yı kürsüsünden uzaklaştırdılar, o artık öğrencilerine ders veremiyor, Ortaçağ zihniyeti, engizisyon kafası…
Sabataycı büyük medya Prof. Yayla meselesini çarpıtmış, bir kısım halkı aldatmıştır.
“İleride bazı yabancılar, Türkiye’ye geldiklerinde, ‘Bunca heykel hangi adamındır?’ diye soracaklar” cümlesinde herhangi bir hakaret kasdı ve niyeti yoktur.
Sabataycılar, işlerine geldi mi özgürlükçü, işlerine gelmeyince Naziler gibi despot oluyor. Atatürk’ü devirmek isteyen, Atatürk rejimi yerine kızıl bolşevik bir rejim kurmak isteyen, Atatürk’ü devirseydi, onu uyduruk bir mahkemede muhakeme edip idam etmek isteyen bir şairi bağırlarına basanlar samimî Atatürkçü olabilirler mi? Onlar sahte Atatürkçüdür.
Bu memlekette bir tek Atatürkçülük değil, bir sürü Atatürkçülük vardır. Bunların hangisi gerçek Atatürkçülüktür? Hangisi sahte Atatürkçülüktür?
Günümüzde, dünyanın hangi medenî, ileri, demokrat, hukuklu, insan haklarının geçerli olduğu ülkesinde resmî ideoloji vardır. Hangisinde Derin Devlet vardır?
Prof. Yayla, uğradığı ağır saldırılar ve linç teşebbüsü dolayısıyla hastalanmış, kalp spazmı geçirmiş, günlerce yiyip içememiş, uyumamıştır. Kendisine geçmiş olsun diyorum ve iyileşir iyileşmez kaldığı yerden mücadelesine devam etmesini bekliyorum. 05 Aralık 2006